part 24 :)

1K 62 16
                                    

Bu olmamalıydı.Tanrım,artık gerçekten yoruldum.Gözlerimdeki yaşları silip bunların artık son olmasını diledim.Eve geldiğimden beri ağlıyordum.Yaklaşık 3 saattir falan olmalıydı.Marissa,sen böyle biri misin?Başıma giren ağrı her dakika daha da şiddetleniyor gibiydi.Artık neredeyse bütünleşmiş olduğum eski koltuktan kalkıp merdivenlere doğru ilerledim.Gözlerim o kadar yaşın ardından görüş alanımı kısıtlamıştı.Aklıma Liam geliyordu.Yaşadıklarımız...Yaşayamadıklarımız...Ve bana ihanet edişi...Daha sonra beynim bir anda çalışmayı kesiyor ve Dünya denilen yuvarlak gezegenin üzerindekilere boş bakmama neden oluyordu.Merdivenleri kaplumbağa hızında çıktıktan sonra koridorda ilerlemeye başladım.Banyonun kapısını açtım ve üzerimdeki kıyafetten kurtuldum.Çıplak kalınca küvete doğru ilerledim ve suyu açtım.Boş ve donuk bakışlar benimleydi.Suyun küveti doldurması sanki hipnotize ediyordu beni.Ayaklarımda hissettiğim ıslaklık küvetin dolduğunu,hatta taştığının haberini yolluyordu kafatasımın içindeki organa.Bu çok garipti.Yani gözlerimle gördüğüm olayı beynime kadar yollayamıyordum.Kendimi suyun içine bırakıp gözlerimi yumdum.Rahatlamam gerekiyordu.İhtiyacım olan tek şey buydu.

X X X

"Marissa artık içeriye gireceğim.Beni endişelendiriyorsun"

"Anne?"dedim ve olduğum yerde uyuyakaldığımı farkettim.Bu şapşal küvetin içinde uyuyakaldığımı farkettim.

"Girebilir miyim?Sen iyi misin?"

"E-evet"dedim ve kendimi vücudumun izin verebildiği hızla dışarı attım.Bornozumu üzerime geçirince kapıyı açtım ve Alicia'nın karışık surat ifadesine baktım.Korkmuş görünüyordu belki de aç.Bilemiyorum.

"Senin burada ne işin var?Tracey'i yalnız bırakıp gelmedin umarım"dedim boynumu tutup.Aşk acısı da neymiş bu boyun ağrısı beni o süslü tabutların içine bile yollar.

"Sana sürpriz yapmak istedik canım.Tracey aşağıda"dedi gülümseyip.Şimdi karar verdim.Fazla şey davranıyordu.Çocuğuna önem veren bir anne?Veya aç tam anlamıyla emin değilim.Tracey'nin burada olduğunu öğrenmemle merdivenlere doğru koşmam arasında iki saniye bile geçmediğine garanti verebilirdim.Aşağıya indiğimde koltukta yarı uzanır bir biçimde duruyordu.Saçları her zamanki gibi omuzlarına dökülmüş ve insanları kıskandıracak cinsten kıvırcıklığı hala aynıydı.Gözlerindeki o garip ışıltı hala oradaydı.Üzerindeki gri eşofman bile onu şık gösteriyordu.Hiç durmadan ve ıslak saçlarımı umursamadan ona doğru koşup boynuna sarıldım.O buradaydı.Eskisi gibi.Herşey düzelecekti.Herşey ilk gün olduğu gibi olacaktı.Kendimi geri çekince Tracey'nin suratındaki kocaman gülümsemeyi görmem aynı anda oldu.

"Ben çok korktum.Beni bırakıp gideceğini düşündüm"dedim buruşmuş parmaklarımla saçlarımı yüzümden çekerken.

"Büyükannenin kıçı gibi buruşmuşsun Marissa.Bu halin ne böyle"dedi ve kahkaha attı.

"Ah Tanrım,büyükannemin kıçı mı?"dedim ve kahkahalarıyla odayı dolduran Alicia'ya baktım.Yandaki tekli koltuklardan birine oturmuş bize gülüyordu.

"Biz evde yokken bazı alışkanlıklarını değiştirmiş Tracey.Mesela artık küvette uyuyor"diyip kahkahasına ara vermeden gülmeye devam etti.

"Şaka yapıyor olmalısın.o haklı mı Marissa?"dedi Tracey gülmeye başlayıp.

"Artık insan kanıyla besleniyorum ve geceleride striptiz yapıyorum"dedim düz bir ses tonuyla.

"Vampir bir striptizci.İyi iş evlat"diyip gözünü kırptı Tracey.Ah bu orta yaşlılar.

"Okulda çok yorulmuştum,uyuyakalmışım"dedim açıklamaya ihtiyacım var gibi.Onlara Liam'dan ayrıldığım saçmalığından bahsetmeyecektim.Bunun altında herhangi bir anlam yoktu.Yalnızca zamanı şimdi değildi.

"Bir küvette?"dedi Tracey.

"Lanet olsun yorulmuştum diyorum,kıvrımları olan o garip organınız anlamaya yetmiyor mu?"dedim.Benimle dalga geçiyorlardı.

"Geceleri striptiz yaparsan yorulman çok normal"diye araya girdi Alicia.Kaşlarımı çatıp önce Alicia'ya daha sonra Tracey'e dönüp dil çıkardım.Çocukça davranmak istiyorlarsa bende öyle oynarım.Telefonumun çalan melodisi kahkaha seslerine bir anlığına son verdi.Arayanın kim olduğuna bakmadan koltuğun kenarına sıkışmış telefonu alıp açtım.

"Konuş"dedim ciddi bir şekilde.

"Bana emir veremezsin"

"Zayn?"

"Megan Fox?"

"Saçmalamayı kes sersem deri torba"dedim.Suratıma yayılan gülümsemeyi hissediyordum.

"Kötü haber Bayan Mızmız artık uzun uzun saçmalayacağım"

"Görevli gelirse senin güzel kıçına çok güzel ceza verir"dedim suratımdaki salak ifadeyi yok etmeye çalışıp.

"Demek kıçımı güzel buluyorsun Mari"dedi ve kısık bir kahkaha attı.Onu özledim.Cevap vermeyince devam etti.

"Bu şey yarın bitiyor.Yarın özgürlüğümü bana geri verecekler.Artık bağımlı değilim Mari"derken burnunu çekiyordu.Ağladığını anlamıştım. Mutlu olduğu için ağlıyordu.Tracey eğilip yanağımı sildi.Bende ağlıyordum.Mutluluktan.

"Tracey'de burada Zayn.Sende geleceksin"dedim ve gülümsedim.

"Evet.Yarın yanına geldiğim zaman daha çok konuşuruz.Şimdi kapatmam gerek.Seni seviyorum"dedi yine burnunu çekerken.

"Bende seni seviyorum"dedim ve telefonu kapattım.Açıklama bekledikleri her hallerinden belliydi.Konuşmamı duymamışlar gibi bunu yapmaları gülümsememi büyütmüştü.

"Zayn yarın dönüyor"diyip güldüm.

"Bu muhteşem"dedi Tracey.

"Evet.Biliyorum.Sen artık çalışamazsın artık öyle değil mi?"dedim

"Bunu da nereden çıkardın.Elbette çalışacağım"dedi.

"Ama bir süre sonra"diye ekledi Alicia.Tracey'nin şimdilik bakıma ihtiyacı vardı.Alicia onunla ilgilenmek zorundaydı.Ama birinin de çalışması gerekiyordu.Bunu hepimiz biliyorduk.Sanırım benim işe yaramam lazımdı.Ama ben ne iş yapacaktım ki?Benim gibi birine kim iş verirdi?Aklıma o kıvırcık güzel kadın gelmişti.Adı neydi?Iry.Bana kartını vermişti.Hemen olduğum yerden fırlayıp kartı en son nereye bıraktığımı hatırlamaya çalıştım.Mutfaktaki dolaba koyduğumu hatırlayınca hemen hedefimi belirleyip karta ulaştım.Tekrar geri oturduğum yere oturduktan sonra telefonu elime aldım ve numarayı tuşladım.Kısa bir süre sonra telefon açıldı.Konuşmasına fırsat vermeden başladım.

"Hey.Ben Marissa.Yürüyen Balina Jydan'ın karşı evinde oturan kız.Bana verebilecek işin var mı?"

The Rebel(One Direction FanFic)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin