part 18 :)

1.4K 69 31
                                    

Ne saçmalıyordu bu böyle?Telefonu Candice'e uzatıp masaya başımı koydum.Başım dönüyordu.Gözlerimi yumdum.Candice Zayn'e bir şeyler diyordu ama dinlemiyordum. Telefonu kapatıp elleriyle başımı kaldırdı ve

"Sen banyoya git geleceğim"dedi.Banyo?Cevap vermek yerine yüzüne boş boş bakıp kafamı tekrar masaya koydum.Josh'a buraya gelmesini söyleyip

"Sert bir kahve yap.Chatwin'e gidiyoruz"diye ekledi.Zaman kaybetmeden beni kaldırdı ve kolumu omzuna atmamı sağladı.Koridorda ilerlemeye başladık.Bir kapının önünde durup kapıyı açtı.Banyo burası olmaIı.Beni küvete oturtup buz gibi bir su açtı. Hücrelerime kadar donmuştum hatta hücrelerimin hücrelerine kadar.Kendime gelmeye başladığımı hissettim.

"Tanrı aşkına beyninIe zorun ne senin Candice? Kapat şu suyu sersem.Dondum."dedim titreyerek.Beni dinlemeden gitti ve elinde bornozla geri döndü.Kıyafetlerim üzerime yapışmıştı.Cevap vermek yerine kalkmama yardım edip kalın beyaz bornozu üzerime geçirdi.Midem bulanıyordu. Sanırım kusacağım.Midem sanki boğazıma kadar çıkmıştı.Oh hayır.Candice yüz şeklimden amacımı anlamış olacak ki tuvaletin önünde durmamı sağlayıp klozetin kapağını açtı.İşimi bitirdikten sonra dizlerimin üzerine çökmüş olduğum pozisyonu değiştirip ayağa kalktım. Candice'e çıkmasını söyleyip üzerimdeki kıyafetlerden kurtuldum ve bornozu tekrar giydim. Mutfağa yanlarına gidince Candice elinde büyük bir fincanla beni bekliyordu.Elindeki fincanı alıp iğrenç tadı zehire benzeyen kahveyi içmeye başladım. Ben elimdeki iğrenç şeyle cebelleşirken Josh aşağıya inmiş Candice'se bana kırmızı bir pantolon ve siyah bir sweat getirmişti. Onlar üzerime geçirdikten sonra Candice'le beraber aşağıya Josh' un yanına indik.

"Tracey'nin neyi varmış Candice?"dedim titrek bir sesle.

"Umarım önemli bir şeyi yoktur"dedi bana dönüp.

X X X

"Lütfen artık ağlama.Zayn'le konuştuk işte.O .. o iyi olacak"dedi Candice saçlarımı okşarken. Yaklaşık bir buçuk saattir yoldaydık ve daha bir bu kadar gidecek yol vardı. Burada olmak beni çıldırtıyordu.O orada ve ben lanet bir arabanın içindeyim.Eğer ölürse? Eğer beni yalnız bırakırsa?

"Lütfen Marissa.Yola çıktığımızdan beri ağlıyorsun ,ağlama artık" dedi Candice.Saçlarımı okşuyordu.Tıpkı küçük bir kızken ağladığımda Tracey'nin bana yaptığı gibi...

12 EYLÜL 2001

"Neden ağlıyorsun meleğim?"dedi teyzem yanıma oturup.

"Annem nerede teyze? Neden burada değil? Bugün tam 5 yaşıma gireceğim ama o burada değil"dedim ve parmaklarımla 5 sayısını gösterdim. Burada olmaydı. Bugün benim doğum günüm.Parmaklarımdan bir tane daha kaldırıp

"Eminim o da burada olacaktır.Ve prenses bugün kocaman bir kız olacaksın. Ben buradayım ve söz veriyorum hep senin yanında olacağım tamam mı?"dedi ve beni kendine doğru çekip saçlarımı okşadı.

GÜNÜMÜZ

Saat 12'ye gelmişti ve nihayet Chatswin'deydik.Onu bir an önce görmeliydim. Hastaneye gelince kimseyi beklemeden kendimi arabadan dışarı attım.Hıçkırıklarım yerini artık bağırmaya bırakmıştı ve bu benim umrumda değildi. Hemen danışmaya onun nerede olduğunu sordum. Ameliyathane? Hemen merdivenlere koşup basamakları çıkmaya başladım. Sonunda 3. kata geldiğimde Zayn ve Alicia büyük bir kapının önünde bekliyordu.Koşarak yanlarına gittim.

"O nerede?!Cevap verin. Ona ne oldu?!"diye bağırdım hıçkırıklarımın izin verdiği kadar."Onu görmem gerek Zayn"

"Sakin olmalısın Mari.Kalbinde bir takım şeyler olmuş ve-"

"Ne demek istiyorsun?Bu ne anlama geliyor?"

20 EKİM 2003

"Teyze sana bir şey sormalıyım"dedim mutfakta yanına gidip.

"Bugün Ronnie'nin annesi anneme sürtük dedi. Bunun anlamı nedir?"diyip masaya oturdum. Eğer anlamını bilmediğim bir şey varsa teyzem bana bunun ne demek olduğunu söylerdi.Ve ben sürtük ne anlama geliyor bilmiyordum.

"Imm sanırım anlamını bilmezsen de olur öyle değil mi prenses?"dedi ve ellerini kurulayıp yanıma geldi.

"Bir anlaşma yapalım.Bu seferlik sana bu konuda yardım etmeyeceğim ve sende bunu unutacaksın.Bunun karşılığında bundan sonra bütün bilmediğin şeyleri sana ben anlatacağım tamam mı?" dedi ve yanağıma bir öpücük kondurdu.

GÜNÜMÜZ

"Tracey'e yani onun kalbine küçük bir pil yerleştirecekler"dedi. Bunun ne anlama geldiğini ondan öğrenmemeliydim.Tracey'le bir anlaşmamız vardı.

"O.. iyi olacak değil mi?"dedim bana yaklaştı ve yanağımdaki yaşları sildi.Kafamı tuttu ve alnımı alnına yasladı.

"Sana söz veriyorum."

X X X

Temiz hava iyi gelmişti.O yeşil kıyafetli doktorun dediğine göre Tracey iyi olacaktı.Hala ağlıyordum.Kafamı Zayn'in omzuna yaslayıp karşımdaki Candice'e baktım.Dışarıya çıkmak onun fikriydi ve kabul ediyorum rahatlamaya başlamıştım. Josh'la beraber karşımızdaki banka oturmuşlardı.Bacaklarım üşüyordu. Ama içeriye girmeyecektim. Bacaklarımı yanımda oturan Zayn'in bacaklarının arasına koydum. Böyle daha iyi. Kafamı daha çok boynuna gömüp kokusunu içime çektim ve gözlerimi yumdum.

The Rebel(One Direction FanFic)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin