part 20 :)

1.4K 66 40
                                    

O buradaydı. Alex'in burada olmaması gerekiyordu. Hiç değişmemişti. Aynı kahverengi hairflip saçlar, aynı çikolata rengi gözler ve aynı çilek renkli dolgun dudaklar. Liam

"Onu tanıyor musun sevgilim?" diyince kafamı Liam'a çevirdim. Olanları anlamaya çalışıyor gibiydi. Tıpkı benim gibi. Cevap vermeden kafamı tekrar onun geldiği yöne çevirdim. Korkuyor muydum? Hayır. Peki bu hissettiğim şeyler neydi? Düşüncelerimden kurtulduğumda karşımızda olduğunu farketmem güç olmadı.

"Merhaba "dedi otoriter bir şekilde. Tamda Alex'e yakışan bir ton.

"Se-senin burada ne-"

"Marissa merhaba demen gerekiyor"

" Dediklerim veya diyeceklerim seni ilgilendirmez Alex"

" Neden?" dedi ve güldü.

8 EKİM 2012

"Rebecca aşağıda. Öylece çıkıp gidemezsin" dedi Candice. Evet öylece çıkıp gidebilirdim.Yani sanırım. Candice çok korkmuşa benziyordu . Yüzü tıpkı bir marshmallow kadar beyazlamıştı.

" Hayır öylece çıkıp gideceğim. Tıpkı diğer insanlar gibi "

" Tanrı aşkına buna mecbur muydun?"

"Neye?"

"Aptal rolü yapma . Yemekhanede Rebecca'nın üzerine ketçabı boşaltıp sonra da ' beyni ve bedeni sıfır beden, sıfır kalori. Immm eğer böcek seviyorsanız kaçınılmaz bir tat' diye bağırmandan bahsediyorum. Mecbur muydun?"

"Sanırım"

"O voleybolcu, şu okulun sevdiği canlılardan üstelik Alex'in sevgilisi"

"Üstelik gerizekalı"

"Alex'in bir kızı dövdüğünü duydum."

" Bu onun parasından ve popülerliğinden etkilenen tek hücrelilerin uydurduğu saçma sapan bir şey. Üstelik ne fark eder bana bir şey yapamaz"

"Bekleyelim. Onlar gidince çıkarız"

"Sen bekle. Ben gidiyorum" dedim ve kulaklıklarımı taktım. Çantamı da aldıktan sonra boş sınıfla Candice'i yalnız bıraktım. Koridorlarda boşalmıştı. Pencereden dışarı baktım. Herkes oradaydı. Harika. Neden sanki Peter Parker ben değilim ? Eğer örümcek adam olsaydım 200 meraklı gözü üzerime çekmezdim. Örümcek güçlerimi kullanır pencereden giderdim.Bu sersem düşüncelerimi beynimin kullanmadığım bölümüne itip kulağımdaki müziğe konsantre olmaya çalıştım.Merdivenlerden inip çıkışa doğru ilerledim. İşte başlıyoruz.Kolumda bir el hissettim. Ne var Candice?! Arkamı dönüp suratına baktım. Opps .

"Benimle gel " dedi Alex . Kafasına tam takmadığı kırmızı şapkası hoş görünüyordu .

" Bırak beni" diye tısladım.

"Sadece yardım etmeye çalışıyorum"

"Neden?"

" Bugün superman günümdeyim" derken hala kolumu sıkıyordu.

"Bence şapşal kız Heidi'ye daha çok benziyorsun"

"Ben çocuk değilim yani saçma cümlelerine karşılık vermeyeceğim. Sadece yardım etmeye çalışıyorum"

"Benim senin yardımına ihtiyacım yok"

"Gösteri yapmana gerek yok. Eğer bu kapıdan çıkarsan başına kötü şeyler geleceğini biliyoruz"

"Sana neden güveniyim ?"

"Beni takip et" dedi ve çıkışın tersi yönünde yürümeye başladı.Candice doğru söylüyor olabilir miydi?Öğrenmenin tek yolu var o da denemek. Peşinden ilerlemeye başladım. Üzerindeki skinny jean ve baskılı beyaz tişörtün çok pahalı olduğu arkadan bile belli oluyordu. Kulaklıklarımı çıkarıp şortumun cebine koydum ve kafamı yere eğip ayakkabılarına odaklandım. Okulun bilmediğim yerlerinden geçiyorduk ve ben burası hangi bölümü bilmek istemiyordum. Bir süre sonra bir kapının önünde durdu ve kapıyı açtı. Geçmem için kenarıya çekildi. Bu kapı okulun eski otoparkına açılıyordu.Üzerinde asimetrik sarı çizgileri olan boş beton bir zemindi burası.Kırmızı bir mini cooper ve ikimiz hariç bir sinek bile yoktu burada. Kapıdan geçtim ve onunda çıkmasını bekledim. Yine önüme geçip arabaya ilerledi.

"Bak seni evine götüreceğim ama bu aramızda kalacak tamam mı Melinda?"

"Marissa"

" Anlamadım?"

"Adım Marissa"

" Her ne haltsa işte"

"Adım her ne haltsa işte de değil Alexis"dedim arabaya doğiu ilerlerken .

"Ben sana Marcus demedim ama"

" Çünkü benim adım Marissa"dedim.Cevap vermek yerine derin bir nefes verip arabaya bindi. Onun gibi ön kapıyı açıp arabaya bindim. Siyah deri koltuklar arabayı tamamlıyordu. Ve limon gibi kokuyordu.Adresi ona söyledim.Uzun süren sessizliği Alex bozdu.

"Neden yaptın ? Ve Rebecca'nın tadı böcek gibi değil bana güvenebilirsin"diyip güldü. İğrenç.

"Sende neden sıradan zengin ve popüler çocuklar gibi amigoların lideriyle çıkmıyorsun ?" dedim ve yeniden sessizliğe büründük . Bir süre sonra nihayet evimin önündeydik.Kapıyı açmaya çalıştım ama kilitli olduğu için doğal olarak açılmıyordu.

"I-ı son bir şey söylemen gerekiyor" dedi

"Senden nefret ediyorum?"

" Yaklaştın ama değil" dedi gülümseyip. Yüzümü buruşturup gözlerine baktım. İlk defa göz kontağı kurmuştuk ve gözlerinin çikolata renginde olduğunu görmüştüm. Acaba tadı da benziyor muydu?

" Teşekkür ederim diyeceksin" dedi tekrar. Ben teşekkür etmem. Buna edebilirdim. Hayır. Elbette eve kendimde gelebilirdim. Kafamı hayır anlamında iki yana salladım.

"O zaman kapıyı açmam" derken tırnaklarına bakıyordu.

" Teşekkür ederim" dedim

"Neden?" dedi ve güldü.

GÜNÜMÜZ

Yüzümü yıkamak iyi gelmişti. Aynadaki ifademe boş boş bakıyordum. Burada olmaması gerekiyordu. İyi gelecekmiş gibi kafamı iki yana sallayıp tuvaletten çıktım. Liam beni bekliyordu. Yanına gidince beni kendine çekip sarıldı.

"Sen iyi misin sevgilim?" dedi. Kendimi çekip yüzüne baktım ve gülümsedim.

" Kimdi o çocuk?" dedi tekrar

"Önemli biri değiI" dedim. Ona yalan söylemek istemiyordum ama bazı şeyleri öğrenemezdi.Elinden tuttum ve üst kata Tracey'nin yanına çıktık. Candice ve Josh konuşuyorlardı. Onlara yaklaşınca Liam'ın elini bıraktım ve Candice'in yanına gittim. Ayağa kalktı ve beni geçip Liam'a elini uzattı.

"Merhaba ben Candice Marissa'nın arkadaşıyım"

"Liam. Erkek arkadaşıyım" dedi ve uzattığı elini sıktı. Candice tekrar yerine dönerken

"Biliyordum" diye fısıldadı. Kulağına eğilip

"Alex burada" diye fısıldadım. Gözleri yuvalarından fırlayacak gibi duruyordu. Koluma girip Liam ve Josh'a

"Kızsal bir mesele " dedi ve beni çekiştirmeye başladı. Sağa dönünce kolumu rahat bıraktı ve duvara yaslandı.

"O olduğundan emin misin?" dedi kısık bir sesle. Kafamı evet anlamında salladım. Gözlerimi kapattım. Merdivenlerden gelen sese döndüğümde Alex olduğunu gördüm. Merdivenlere oturdu ve

"Kimdi yanındaki?" dedi.

"Erkek arkadaşım" dedim ciddi bir tonla.

"Senin bir erkek arkadaşın olmaz ki" dedi gülerken. Bir anda ciddileşti ve ayağa kalkıp aramızdaki mesafeyi kapattı.

"Peki erkek arkadaşının küçük sırrından haberi var mı?"

The Rebel(One Direction FanFic)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin