>_< 7

429 58 2
                                    

Dakikalar birini kovalarken Youngjae zaman ve mekan kavramını yitirmişti. Onu ayakta ve hayatta tutan tek şey kendisini sarmalayan güçlü kollardı, sımsıcak bedendi. Daehyun kulağına fısıldamaya devam etti.

" Biliyorum Youngjae, seni görmeme hazır değilsin. Ama ben de sabredemiyorum artık, anla lütfen. Hala sözümü tutuyorum ve gözlerim kapalı, şu an sen bilmesen bile. Birazdan seni bırakacağım, hiç istemesem de, ve bakmayacağım sana. Gidebilirsin. Seni korkuttuysam üzgünüm, kalbin öyle hızlı atıyor ki.."

Youngjae tek kelime edecek halde değildi. Daehyun'un kendisine sarılmayı bırakmasını istemiyordu. İstiyordu ki sonsuza dek böyle kalsınlar, kalbini ısıtan bu çocuk hiç bırakmasın onu. Ama biraz sonra kollarını çekmişti Daehyun. Youngjae arkasını döndü. Titreşen göz kapaklarını, kusursuz burnunu, öpülesi dolgun dudaklarını izledi bir süre. Öylesine istiyordu ki ona dokunmayı, kendine engel olamazdı.

" Lütfen gözlerini açma hyung.." diye fısıldadı sessizce. Daehyun onu başıyla onaylarken saçları hareketinden dolayı dağılmıştı. Youngjae hafifçe titreyen elini kaldırdı ve Daehyun'un alnının hizasına getirdi. Fakat dokunmaya korkuyordu. Bunca zaman sonra aşık olduğu hyungunun karşısında canlı ve onu bekliyor halde durması kendisini büyülüyordu. Yapamadı, dokunamadı, incitmekten korktu. Biliyordu evet, saçmaydı ama yapamadı işte. Sadece uzaklaştı, koştu hatta. Farkındaydı yaptığı yanlıştı, terbiyesizceydi belki ama daha fazla duramazdı. Kalbi heyecandan titrerken daha fazlasını kaldıramazdı. Tuvaletlerden birine girdi koşarak, klozet kapağının üstüne oturdu, bacaklarını kendisine çekti ve başını dizlerine koydu. Sakinleşmeye çalışıyordu ki, bu zor olacağa benziyordu.

~•~•~•~•~•~•

Daehyun küçük olanın titrediğini hissedebiliyordu. Yüreğinin çarpıntısını duyacaktı neredeyse. Saçlarının ve teninin kendine has kokusunu duyumsayabiliyordu. Youngjae hafifti ve Daehyun onu daha çok çekti kendisine. Onu görmek istiyordu fakat yapmadı. Sırf onu hissetmek bile o kadar harikaydı ki..

Daehyun küçük, yumuşak vücudun kendisinden ayrılmasıyla içini çekmişti. Oysa ki çok güzel hissettiriyordu, keşke biraz daha böyle kalabilselerdi. Özellikle gözleri kapalı olduğu için daha iyi duyabiliyor, daha çok hissedebiliyordu.

Biraz sonra ayak sesleri duydu. Sanırım Youngjae gitmişti, hem de koşarak. Kafası karışmıştı ama bir süre daha gözlerini kapalı tuttu her ihtimale karşı.

Gözlerini açtığında güneş onları yaktı, bu öğrencilerin yavaş yavaş okula gelmeye başlayacaklarının habercisiydi. Daehyun sınıfına doğru yürürken aklı hala Youngjae'deydi. Tüm gün onun kendisine hissettirdikleri aklından çıkmamıştı, Daehyun başka bir şey düşünemiyordu. Acaba delirmiş olabilir miydi?

Herkese mutlu yıllar! Yılbaşına özel bir bölüm daha yayınlayacağım. Keyifli okumalar^^

Cheescake'im Olur Musun? ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin