>_< 34

263 31 3
                                    


"Sshh, sadece uyu bebeğim. Geçti, geçti.. tamam mı?"

Youngjae başını salladı, burnunu çekiyordu hala. Daehyun arkasındaki duvara yaslandı ve küçüğün başını kucağına koydu. Youngjae ise burnunu büyük olanın karnına gömmüştü.

Daehyun saçlarını okşuyordu şimdi, güzel ve sakinleştiriciydi. Youngjae tekrar soran gözlerle ona baktığında bir şeyler söyleme ihtiyacı duydu.

"Yarın konuşalım bebeğim, olur mu? Şimdi sadece uyu sen."

Youngjae cevaptan tatmin olmuş olacak ki, eski pozisyonuna geri döndü. Daehyun ise korktuğu anın gitgide yaklaştığının farkındaydı. Uykusu tamamen kaçmış, kafasında endişe çanları çalıyordu.

Ona bunu nasıl anlatacaktı? Kendisi onun babasının katiliydi, kız kardeşinin yaşamı gözlerinin önünde yitip gitmişti, Youngjae bunca acı çekerken ve vücudundaki izlere her gün bir yenisi eklenirken yapabildiği tek şey oturup ağlamak olmuştu.. Onu hak etmiyordu, Youngjae ondan nefret etse bile haklıydı. Tam bir salaktı, bunları hak ediyordu ama işte kalbi söz dinlemiyordu. Öylesine acıyordu ki şimdi, Daehyun korktu. Elleri küçüğün saçları arasındayken bile canı böyle yanıyorsa, sonrasında parçalanacağından korktu. Öleceğinden korktu, fakat şimdi.. yapabileceği hiçbir şey yoktu.

Bekledi, bekledi ki güneş doğsun. Yine aydınlatmayacaktı gününü, kabusu olacaktı ama zaman akıp giderken tutamıyordu ki sonsuza dek böyle kalsınlar.

~•~•~•~•~•~•~•

Youngjae gözlerini kırpıştırdı. Daehyun öylece kendisine bakıyordu, ağlayacak gibi bakıyordu hem de. Sanki kendisini son görüşüymüş gibi bakıyordu, zihnine kazımak istercesine.

Küçük elini kaldırdı, avcuyla yumuşak yanağını okşadı ötekinin.

"Hey, iyi misin hyung?"

Şimdi Daehyun'un gözleri daha da dolu duruyordu, ne yapacağını bilemedi Youngjae.

Zorlukla yattığı yerden kalktı ve yatağa uzandı. Eliyle yan tarafını pat patlıyordu. Daehyun önce anlamadı, sonra ise ötekinin istediği yere uzandı.

Youngjae daha da yaklaştı ve hyungunu kollarıyla sardı. Başını göğsüne koydu.

"Ağlayabilirsin hyung, burada kimse seni görmeyecek. Sorun ne bilmiyorum fakat ağla, böylesi daha iyi."

Daehyun dikkatlice fakat sıkıca kucakladı küçük olanı. Son raddedeydi, gözyaşları usulca akarken hiç bitmeyeceklermiş gibiydi.

Daehyun sürekli daha da çok ağlıyordu çünkü Youngjae'nin bu durumda bile kendisini teselli etmeye çalışması çok dokunmuştu. Ayrıca erteleyemeyeceği sonları her dakika daha yakındı ve bu strese katlanamıyordu. Ağladıkça daha da üzülüyordu rahatlamak yerine ve bu kadar uzun sürmesi küçük olanı daha çok endişelendiriyordu.

Sonunda Daehyun ağlamayı bıraktı, kollarıyla gözyaşlarını siliyordu.

"Önce kahvaltı edelim ve sonrasında bana her şeyi anlat, tamam mı sevgilim?" derken Youngjae oturmuştu.

Youngjae ona ilk kez sevgilim demişti... Sevinemiyordu bile..

Tüm kahvaltı boyunca tek kelime etmemişlerdi, Youngjae ise sessizliği bozmak istememişti.

Ve beraber etrafı temizlemelerinin ardından Youngjae bekliyordu. Daehyun susuyordu ve Youngjae bekliyordu.

"Hyung, istersen anlatmayabilirsin."

Küçük olan anlayışlı gözlerle bakıyordu.

"Hayır, hayır. Bir daha yapamam bunu ve daha fazla bekletilmeyi de hak etmiyorsun Youngjae. Sadece, sadece sözümü bölme çünkü olur da bölersen devam edemem. Tamam mı?"

Cheescake'im Olur Musun? ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin