>_< 38

245 27 6
                                    

Youngjae duyduklarını hazmetmeye çalışıyordu. Tüm bu olanların inanılır bir tarafı yoktu, oysa bizzat kendisi yaşamıştı hepsini.

Jongup onu biraz olsun yalnız bırakmasının iyi olacağını düşündü, isterse misafir odasına gidebileceğini söyledi. Youngjae onayladı, en azından bir yabancının önünde ağlamaktan iyiydi.

Jongup kendi eviymişçesine burayı kullanabileceğini söylemiş ve gitmişti.

Şimdi Youngjae tamamen yalnızdı, boş odada gözlerini gezdirdi.

Yatağa uzandı, ağlamak iyi gelmişti, en azından bir süreliğine.

Gerçekten de ne yapacağını düşündü, belki de kendisini Daehyun'un yerine koymalıydı.
Youngjae öyle bir durumdayken nasıl davranırdı?

Muhtemelen öteki kadar cesur olamazdı ama kız kardeşini kurtarmak için elinden geleni yapardı.

Evet, Daehyun babasını öldürmüştü ama o adamın yaşamaya hakkı var mıydı ki?

Daehyun gerçekten büyük bir suç işlemiş olsa bile bunun altında yatan sebep gerçekten katil olmak istemesi değildi, sadece o anda bir şeyler yapmak zorunda olduğu için yapmıştı.

Bunu düşünmek ve doğru olduğuna inanmak... Youngjae'yi rahatlatmıştı. Aşık olduğu adamın bunu gerçekten de istemediğini biliyordu, hissediyordu, belki de aşk gerçekten de insanın gözlerini kör ediyordu.

Ve Daehyun gerçekten de kötü biri olsa kendisini kurtarmaya çalışmazdı, belki uzun bir süre kaçırıldığından kimsenin haberi bile olmazdı.

Youngjae'yi bulduktan sonra beraber geçirdikleri kısa zamanı hatırladı, bu gerçekten kalbini acıtıyordu.

Ve onun aslında hapse girmesi gereken son kişi olduğunu fark etmişti.

Kendisini kaçıran uyuşturucu bağımlısı annesi ve kız kardeşini öldüren babası asıl hapse girenler olmalıydı.

Kendisine aşkla bakan sevgilisinin tek suçu Youngjae'nin kız kardeşini kurtarmaya çalışmak olmuştu.

Ve... onu gerçekten de çok özlüyordu.

Hayatta olup da kendisini seven tek kişi Daehyun'du.

Onu affedebilmişti çünkü onun yerinde olsa kendisinin de aynısını yapacağını fark etmişti.

Ayrıca... tüm bu acıyla tek başına idare edemezdi. En sonunda kendisini akıl hastanesinde bulmak istemiyordu.

Ona ihtiyacı vardı.

Gözyaşlarını sildi ve ayağa kalktı, şimdi acısını paylaşabilmesi için Daehyun'u hapse girmekten kurtarması lazımdı. Burnunu çekti, biraz olsun kötü ruh halinden kurtulmuş hissediyordu.

Şu anda mantıklı düşünüyor muydu, onu bile bilmiyordu ama kalbi öyle yapmasını söylüyorsa öyle yapacaktı.

~•~•~•~•~•~•

Jongup salonda oturuyordu, boş gözlerle önündeki kahve sehpasını izliyordu. Dostunun ne halde olduğunu merak ediyordu, babası hala işteydi ve şimdi arayıp da rahatsız etmek istemiyordu.

Bir de Youngjae vardı ki uzun süredir o odadaydı, Jongup onun kendisine zarar vermek istemesinden korktu bir an.

Acaba kararı ne olacaktı, psikolojisinin normal olmadığı kesindi ama ucunda arkadaşının hayatı yatıyordu. Çok çaresiz hissediyordu, Youngjae karar verdikten sonra yapabileceği bir şey kalmıyordu ve bu onu delirtiyordu. Sinirle saçlarını karıştırdı. Belki sıcak bir duş rahatlamasına yardımcı olurdu.

Cheescake'im Olur Musun? ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin