>_< 21

508 60 22
                                    

Youngjae aceleyle ayağa kalkmaya çalışıyordu çünkü acilen tuvalete gitmesi gerektiğini fark etmişti. Gözleri ışığa alışmaya çalışırken kısaca etrafı taradı bakışları. Görünürde kimseyi bulamayınca kendisi çıkardı koluna takılmış serumu, bu acıtmıştı, ve tuvalete girdi.

Bu sırada sandalyede uyuyakalmış olan Youngmin de uyanmıştı. Abisini odada göremeyince telaşa kapılarak içeri girmiş, adını bağırmaya başlamıştı. Sonunda fark ettiği üzere Youngjae buradaydı ancak küçük kızın sinirleri cidden çok yıpranmıştı. En ufak şeyde telaşa kapılıyor ve korkuyordu. Küçük olmasının yanı sıra evde gördükleri şiddet ve annesinin olmaması onu kötü etkilemişti. Yaşından olgun davranmaya çalışsa da neticesinde o da bir çocuktu ve oyun oynamaya, ailesiyle vakit geçirmeye ihtiyacı vardı. Youngjae onun sahip olduğu tek kişiydi, çok olmasa bile beraber zaman geçirirlerdi. Bu Youngmin'in hevesle beklediği zamanlar babası gibi etkenler yüzünden bozulunca çok sinirleniyordu. Youngjae'nin ise böyle bir şeyden haberi yoktu, bazen kız kardeşini üzgün görürdü ama Youngmin ona nedenini açıklamaz veya okulla ilgili olduğunu söyleyerek geçiştirirdi. İleride tehlike oluşturabilecek davranışlarda bulunabileceğine dair en ufak bir fikri olmayan Youngjae için Youngmin sadece normal küçük bir kızdı.

~•~•~•~•~•~•

İki saat sonra, işlemlerin yapılmasının ardından, Youngjae masrafları nasıl ödeyeceklerini düşünüyordu. Belki çok uzun kalmamıştı hastanede ama pek bir gelirleri olmadığı için küçük bir miktarı karşılamak bile büyük bir problem haline geliyordu. Yine de buradan kurtulmuştu ve mutluydu.

~•~•~•~•~•

Youngjae arada hafiften sendelese de kız kardeşi ona destek oluyordu, yavaş da olsa eve ulaşmışlardı. Birden akıllarına babalarının evde olabileceği geldi. Ne yapmalıydı? Youngjae kapıya kulağını dayadı. Ses gelmiyordu. Ama o adam uyuyor da olabilirdi.. Aklı işlemeyi durdurmuştu, çözüm bulamıyordu. Daehyun? Erkek arkadaşı??? Hayır. İşi olduğunu söylemişti, rahatsız etmek istemiyordu. Youngmin de abisinin ne yapacağını merak ederek büyük gözlerle ona bakıyordu. Sonunda Youngjae küçük bahçelerindeki kazmayı gördü. Eh, bir bıçak alana kadar işlerini görürdü. Kazmayı eline aldı ve kardeşine kapıyı açmasını söyledi.

Youngjae önde ve Youngmin arkada tüm odaları dolaştılar. Hayır, burada değildi. Rahat bir nefes alırken Youngjae de kazmayı oraya bıraktı. Başı ağrıyordu biraz, dinleneceğini söyleyerek odasına çıktı.

Youngmin onun için endişeleniyordu, acaba buzdolabında yenilebilecek bir şeyler kalmış mıydı? Kendisi ve abisinin arkadaşı atıştırmış olsalar da Youngjae'nin karnı açtı. Bir şeyler yemesi lazımdı. Sonunda geride kalan yosunları gördü ve biraz pirinç haşlayarak kimbap yapmaya karar verdi.

~•~•~•~•~•~•

Daehyun'un bedeni eve varmıştı varmasına da, aklı Youngjae'de kalmıştı. Kız kardeşini aramaya karar verdi, hastanede o uyurken tekefon numarasını kaydetmişti.

Biraz sonra Youngmin kendisine abisinin iyi olduğunu, dinlendiğini söyledi. Daehyun yine de babasının onları rahatsız etmesi ihtimali yüzünden rahat değildi. Kısa bir uyku ve duşun ardından evlerine gitmeye karar verdi. Hem.. itraf etmek istemese bile onu özlemişti.

~•~•~•~•~•~•

Youngmin abisine yaptığı kimbapları götürdü. Youngjae tavanı seyrediyordu. Bazen böyle yapardı, derin düşünceler içinde miydi yoksa sadece uyukluyor muydu, bilmiyordu küçük kız. Tam o sırada kapının sesini duydular, iki kardeş korkuyla birbirine baktı. O gelmiş olamazdı değil mi?

Youngmin sadece kim olduğuna bakacağını söyleyerek aşağıya indi. Kalbi hızlanmıştı, çünkü kapıyı çalan kişi durmaksızın vuruyordu yumruğunu. Açmamaya karar vermişti ki bir ses duydu.

"Youngmin-ahh! Benim Daehyun! Orada mısın?"

Youngmin rahatlayarak kapıyı açtı ve kollarını büyük olanın beline doladı. Daehyun da biraz şaşırmış şekilde saçlarını okşuyordu.

"Hey.. Korktun mu sen?"

Küçük olan kafasını salladı, Daehyun önceden haber vermeyi düşünemediği için kendine kızdı.

Biraz sonra beraber Youngjae'nin odasına çıkıyorlardı. Daehyun kapıyı açtığında Youngjae yatakta uzanmış, uyukluyordu. Normaldi, hastaneden yeni çıkmıştı ve yorgundu. Daehyun da birkaç saatlik uykuyla duruyordu aslında.

Youngjae, Daehyun her gün evlerine gelirmiş gibi hiç garipsememişti bu durumu. Sadece kafasını çevirmişti -gelenlere bakmak için- kısa bir süreliğine ve tekrar tavanla uzunca bakışmalarına geri dönmüştü. Belki de ilaçlar kafa yapmıştı. Daehyun güldü.

~•~•~•~•~•

Güneş yerini aya bırakıyor, kızıllık karanlığa gömülüyordu. Bu süre zarfında Daehyun Youngmin'le sohbet etmiş ve yaptığı kimbaplardan yemişti. Lezzetliydi. Tabii bu arada ondan izin de almıştı. Onları korumak için bir süreliğine evlerinde kalmak istiyordu. Youngmin biraz garipsemişti ama ne de olsa o küçük bir kızdı ve kendisine yakın davranan yabancıya karşı olumluydu. Ayrıca abisinin arkadaşıydı o yabancı, bu yüzden ona izin vermişti. Daehyun zaten annesine de söylemişti bunu, o yüzden önünde hiçbir engel yoktu.

Ev çok büyük değildi; bu yüzden Daehyun Youngjae'nin odasında, yerde yatacaktı.

~•~•~•~•~•~•

İkisi beraber Youngjae'nin odasına girdiklerinde Youngjae kıvrılmış, ellerini yanağının altında birleştirmiş, uyuyordu. Daehyun bu sevimli görüntüye gülümsedi. Youngmin'le beraber yatağı hazırlayınca da küçük kız esneyerek odadan ayrıldı. Artık yalnızlardı.

~•~•~•~•~•

Bir yarım saat sonra Daehyun kesinlikle uyuyamadığını fark etmişti. Yanında bu tatlı şey uyurken tek başına yatmak istemiyordu. Ayrıca.. onun yatağı yeterince büyüktü. Daehyun kendi kendine gülümsedi ve kendi yatağından kalkarak küçüğün yanına uzandı.

Yüz yüze bakıyorlardı, nefesleri birbirine karışıyordu. Küçük olan minik nefesler çekiyordu içine, dudakları hafifçe kıpırdıyordu. Daehyun elini kaldırdı yavaşça. O dudakları öpmek için duyduğu arzuyu başka hiçbir şey için duymamıştı.

İşaret parmağıyla yüz hatlarını takip etmeye başladı. Önce ipeksi saçlarına dokunmuş, ardından yumuşak tenine gelmişti. Minik burnu takip ediyordu sırayı. Pembe, yumuşak dudakları.. onlar gerçek olamayacak kadar güzel.. ve yakınındalardı. Daehyun daha fazla dayanamayacaktı. Biraz daha yaklaştı ötekine. Artık aralarında iki parmaktan az vardı. Dudaklarını sürttü ötekine, çok hafifçe. Hayır, bu kadarı yetmiyordu. Daha fazlasını.. daha fazlasını istiyordu Daehyun. Onun kokusu kendisini sarhoş ederken mantıklı düşünme yetisini kaybetmişti. Alt dudağını dudaklarının arasına aldı yavaşça, Youngjae'nin şaşkınlıkla büyüyen gözlerini görmeden.

Bu bölüm... biraz saçma olmuş olabilir.. Üzgünüm.. Yine de keyifli okumalar dilerim^^

Cheescake'im Olur Musun? ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin