4.BÖLÜM

26 2 0
                                    

Saat 10 olmuştu.Halen gelen giden yoktu.Ekildiğimi düşünerek hayal kırıklığına uğradım.Hıçkıra hıçkıra ağlamak istiyodum.Ama etraf çok kalabalıklaşmıştı.Gözlerim dolmuştu.Kendimi sıktım.Ağlamamalıydım.Kendimi çevremdekilere küçük düşürmemeliydim.Güçlü bir kızdım.Dayanabilirdim.Güçlü bir kızdım.Ağlayamazdım.Kesinliklr olamazdı bu.Kendime gelebilmek maksadıyla birşeyler yapmalıydım.Çok sinirliydim ve sinirden titriyordum.Ağlamadan geçmezdi.Ama bir çare bulmalıydım.Çevrede turlamaya başladım.Dudullu tepesinin oralarda dolanırken gözüme internet cafe çarptı.Aslında oraya gifip ağzıma geleni saydırabilirdim.Sinirimi atabilirdim.Ama her zaman ki gibi çekindim."Ya erkekler varsa ? Ya tek kız ben kalırsam ? " diye düşünüyordum.İkinci geçişimde cesaretimi toplayıp içeriye girdim.En arkalardaki bir bilgisayara geçtim.Görevli yanıma gelip ne kadar duracağımı sordu."Sadece 10-15 dakikalık bir işim var sonra gideceğim" dedim.Bilgisayarı açtım.Halen elim ayağım titriyordu.Ben normalde hiç takmazdım, umursamazdım ve hatta kimseyi 8.30' dan 10' a kadar beklemezdim.Ama bu başkaydı.Beklemiştim.Kendimi kaptırmıştım oysa.Sevmiştim ben."Zaman geçsin diye konuştu.Benimle oyalandı.Aklında benim gibi düşünceler yoktu.Sıradandım onun için." diye düşünmeye başladım.Gözlerimden yaşlar dökülmeye başladı.Yutkundum.Artık gözlerime sahip olamıyordum.İstemsizce akıyorlardı.Hayal kırıklığım yağıyordu gözlerimden.Titreyen ellerimle zar zor e postamı ve şifremi yazdım.Gelen kutusunda 5 mesaj vardı.Umutsuzca gelen kutusuna baktım.Veeee o , evet o mesaj atmıştı."Eda buluşacak mıyız ? Nerdesin ? Aynı saatte mi buluşacağız ? Konuştuğumuz yerde mi ? " yazmıştı.Bende "aynı yerdeydi " yazdım."Kusura bakma sen cevap atmayınca napacağımı şaşırdım" yazdı."Peki" dedim.Sadece peki.Oysa ne kırgınlıklar ne üzüntüler barındırıyordu o kelime."Nerdesin" yazdı."Dudullu'da internet cafede" yazdım."Ne işin var orada ? " yazdı."Buluşmak için anlaşmıştık.Bekledim gelmedin.Faceye girmek için geldim.Neyse ev geçicem şimdi çıkmam lazım" yazdım.Uğur bana " Eda dur sakın gitme.Aynı yerde bekle.Hemen gelicem.Lütfen bekle." yazdı.Çok sinirliydim ona.Ama hayır diyemedim ki."Tamam çabuk gel" yazdım.Hemen çıkış yaptım.Ücreti görevliye ödeyip çıktım.Aceleyle minibüslerin kalktığı yere gittim.Onu beklemeye koyuldum."Keske hemen gelseydi " fiye geçirdim içimden.Zaman geçmiyordu.Mp3 dinlemeye karar verdim.Kulaklığımı taktım.Müzik dinlerken baya zaman geçmişti.Galiba yine gelmeyecek diye umutsuzluğa kapıldım.Tam umutsuzluğa kapılmışken bir el uzandı.Başımı çevirdiğimde "eda" lafını duydum.Bu ses o sesti.Bu oydu.Bu el onun eliydi.Gözlerinr baktım.Öyle güzeldi ki gözleri.Tarif edilecek bir kelime yok henüz.Saçlarını fönlemişti belliydi.Saçları kumral renkteydi.Gözlerseeee onların eşi benzeri yok.Elimi uzattım, el sıkıştık.Allah' ım kalbim yerinden çıkacak gibi hızlı hızlı atıyordu."Napalım" dedi o ses bana."Bilmem" dedim kısık bir sesle.Sesim çok zor çıkıyordu heyecandan.Neredeyse dilim tutulacaktı."Nereye gidelim ? " dedi."Bilmem" dedim yine."Ben buraları bilmiyorum eda sen öğreteceksin." diyip güldü.İlk gülüş o gülüş.Ömrümde gördüğüm en güzel gülüş.Gülüşünü sevdiğim adam."Keşke hep baksa da gülse bana böyle" diye geçirdim içimden."Tamam o zaman seni güzel bir yere götüreceğim" dedim."Tamam olur " dedi.Karşıdan karşıya geçmemiz gerekiyordu.Yolu bildiğim için ben öne atılacaktım.Kolumdan tutarak geçirdi beni karşıya.Koluma dokunmuştu.İlk dokunuşu... "Keşke şu an diyebilseydim SENİ SEVİYORUM LAN " diye geçirdim içimden.Çok utanmıştım koluma dokununca, başımı öne eğmiştim.Yan yana yürüyerek geldik tepenin girişine.Tepeye çıkabilmek için dik bir yokuş var.Baya yoran bir yokuş.Yokuşu yavaş yavaş çıkmaya başladık.Allah' ım yok böyle bir kalp atışı yok böyle bir heyecan...

Beyaz ÇikolatamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin