Doğum gününü kutlamak için arkadaşlarınla geldiğin restoranda dikkatini ilerinizdeki masada bir kızla yemek yiyen G-Dragon çekiyor. Arkadaşlarının onları fark edip fotoğraflarını çekmesinden endişelenerek bakışlarını onlardan çekip arkadaşlarına odaklıyorsun.
"Hadi artık pastaya geçelim."diyor en yakın arkadaşın ve garsondan pastayı getirmesini istiyor. Arkadaşların pasta ile meşgulken fırsattan istifade Ji Yong'a bakıyorsun. Yanındaki kızdan müsaade isteyip kalktığını ve lavaboya doğru ilerlediğini görüyorsun. Senden başka onu fark eden biri olup olmadığını merak ederek etrafına bakınırken elinde fotoğraf makinesiyle gizlice o masayı izlemeye çalışan bir adamı fark ediyorsun. Ve sonra adam Ji Yong'un yanındaki kızla göz göze geliyor. Sen şimdi kızın güvenliği çağıracağını düşünürken kız kafasını hafifçe sallıyor.
"İyi doğdun. Hadi dilek tut."diyen arkadaşların dikkatini çekiyorlar ve önüne konulan pastaya bakıyorsun. Ne tutman gerektiğini düşünürken aklın tekrar Ji Yong'a kayıyor.
Umarım başına kötü bir şey gelmez.
Mumları üflüyorsun ve arkadaşların tek tek sana sarılıyor. Kaçamak olarak attığın bakışlarla Ji Yong'un masaya döndüğünü ve adamın fotoğraf çekmek için fırsat kolladığını görüyorsun. Aklına gelen en iyi planla birden çığlık atmaya başlıyorsun.
"Fare! Yerde fare var!"
Ayaklarını sandalyenin üstüne çekip en iyi oyunculuğunu gösterirken arkadaşların ve diğer müşterilerde sana katılıyor. Küçük bir kargaşa baş gösterirken merakla fareyi görmeye çalışan Ji Yong'la gözleriniz buluşuyor. Hızlıca iki masa ötede ayaklanan insanlardan saklanmaya çalışan adamı gösteriyorsun. İlk başta ne yapmaya çalıştığını anlamasa da gösterdiğin yöne bakınca fotoğraf makineli adamı görüyor. Ji Yong hızla ayağa kalkıp adama doğru ilerlerken sende yerinden kalkıyorsun. Müşterileri fare olmadığına inandırmaya çalışan görevlilerden birinin yanına gidiyorsun.
"İçeriye bir gazeteci sızmış elinde G Dragon'a ait fotoğraflar var lütfen kapıları tutun."
Adam hızla yerinden fırladığında gözlerin tekrar Ji Yong'u arıyor. Onu gazeteciyi kaybetmiş yanındaki kızı ararken buluyorsun. Sen hızlı adımlarla onun yanına doğru ilerlerken seni fark ediyor.
"Sen de kimsin?"
"Eğer o adamı kaçırmamak istiyorsan acele etmelisin. O kız da gittiğine göre, kesin ellerinde bir şey var."dediğinde Ji Yong'un kaşları çatılıyor.
"Hae Ra'nın bununla ne alakası var?"
Ona açıklama yapmakla vakit harcamak istemiyorsun ve onu kolundan tutup çıkış kapısına doğru çekiyorsun.
"Ya! Ne yapıyorsun?"
Havalı görünüşünün altında bu kadar mızmız birinin olmasına gülerek onu çekmeye devam ediyorsun. Kapıya vardığınızda görevlilerin çıkmaya çalışan müşterileri tuttuğunu görüyorsunuz. Ji Yong'un tuttuğun kolunu bırakıyorsun.
"Efendim, adamı yakaladık. Yanınızdaki bayanla birlikte kaçmaya çalışıyorlardı."diyor yanınıza gelen görevli. Ji Yong köşede tutulmuş olan adamın yanına gidip elindeki fotoğraf makinesini alıyor.
"Senden hoşlanmıştım. Alt tarafı yemek yerken çekilmemiz için beni kaybetmene değmezdi."
Adamın yanında sus pus olmuş olan kıza bir daha bakmadan fotoğraf makinesini boşaltıyor.
"Teşekkür ederim. Sayenizde şimdiden fark ettim. İleride çok kötü şeyler yapabilirlerdi. Karşılığını alacaksınız."diyor Ji Yong boş makineyi görevliye uzatırken.
"Hanımefendi söylemeseydi hiçbir şey yapamazdık."
Görevlinin sözleri üzerine Ji Yong sana doğru dönüyor. Utanıp gözlerini ondan kaçırıyorsun. Yavaş adımlarla yanına geliyor.
"Teşekkür ederim. Gerçekten çok minnettarım. Sanırım doğum günün, neden seninle kutlamama izin vermiyorsun? Benim yüzümden mahvoldu."
Şaşkınlıkla bakışlarını onun üzerinde yoğunlaştırıyorsun. Ne duyduğundan emin olamıyorsun. Ji Yong senin bu şaşkın hallerine gülerek cebinden cüzdanını çıkarıyor. Çıkarttığı bir tomar parayı oradaki görevliye uzattıktan sonra telefonunu çıkartıp yanından uzaklaşıyor. Birkaç dakika boyunca birileriyle konuştuktan sonra senin yanına dönüyor.
"Hadi gidelim."
Onunla birlikte restorandan çıkıyorsun ve onun arabasına biniyorsun. Yolda bir dükkandan pasta ve mum aldıktan sonra Seoul'un harika bir manzarasını veren bir tepeye geliyorsunuz. Ji Yong seni arabadan indirip pastayı hazırlıyor.
"Lüks bir yere götüremediğim için üzgünüm. Şirket bir süre ortalarda gözükmememi söyledi."
Bir yandan mumları yakıp bir yandan sana bakan Ji Yong kalp atışlarını hızlandırıyor.
"Dilek tut ve üfle."
Mumların onun gözlerindeki loş yansımasına bakıyorsun.
Nasıl bu kadar mükemmel görünebilir?
Gözlerini kapatıyorsun ve dileğini diliyorsun.
'Lütfen bu onu son görüşüm olmasın'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
G-DRAGON ONE SHOTS
FanfictionKwon Ji Yong x Okuyucu _______; Bu kısım sizin adınızın olduğu yer. -Özel istekte bulunabilirsiniz-