Söz @KimJiAh

2.7K 128 25
                                    

Baya zaman geçti ama sonunda yayınladım :D Umarım hoşuna gider Sibel <3
Bunun olabileceğini daha önce hiç düşünmemiştin. K Pop'un krallarından, yetenekli, herkesin adını bir markaymışcasına bildiği G-DRAGON sizin evinize geliyor. Üstelik geliş nedeni oldukça enteresan. Daha da can alıcı nokta ise bu enteresan ziyaretin sorumlusu senin baban.
"Ah tatlım çok güzel olmuşsun."
Odanın kapısınından seni süzen annene tedirdin bir gülümseme gönderiyorsun.
'Tanrım bu bir rüya olmalı değil mi?'
"Neredeyse gelmek üzeredirler. İçeri gel artık."diyor annen sen ona boş bakışlarla bakmaya devam ederken ve arkasını dönüp uzaklaşıyor. Aynadaki görüntüne bir kez daha bakıyorsun. Üzerinde pudra rengi oldukça sade bir elbise var. Saçlarını sadede düzleştirdin ve makyaj olarak eyeliner sürmekle yetindin.
'Jiyong'un bu fikri kabul ettiğine inanamıyorum.'
Kendi kendine mırıldanarak odandan çıkıyorsun. Salona girdiğinde baban sana bakıp gülümsüyor.
"Benim tatlı kızım evden gitmeye hazırlanıyor öyle değil mi?"
Her ne kadar baban zorla böyle bir organizasyon hazırlattığı için sinirli olsanda o mutlu olduğu için rahatlıyorsun.
'Ne olmuş Jiyong YG'de bekarlığa veda partisi vermekten vazgeçip ailesiyle bizim eve gelmek zorunda kaldıysa?'
Sen gerginliğini üstünden atmakta henüz başarılı olduğunda kapı çalınıyor. Annen ve baban heyecanla ayağa kalktığında 'Durun, bu kadar yeterli."diye bağırmamak için kendini zor tutuyorsun. Sahi, neden bu kadar çok geriliyorsun ki?

"Ah ______ çok sevimlisin."diyor Bayan Kwon seni görünce ve sana yaklaşıp kollarını sana doluyor. Annen ve baban onun ne dediğini anlamasalar da gülümseyerek seni izliyorlar.

"Kızım söylesene kapıda kaldılar, içeri girsinler." Annenin heyecanla söylediklerini onlara çeviriyorsun. Ne Jiyong'un ailesi ne de senin ailen İngilizce bilmediği için çevirmenlik yapmak zorunda kalıyorsun.

"Hadi kahve yap kızım." diyor annen siz salona geçtiğinizde. Jiyong'un ailesine kısaca kahve yapılmasının gelenek olduğunu anlatıp mutfağa gidiyorsun. Fincanları çıkartırken ellerinin hala titrediğini fark edip gülümsüyorsun.

"Yardıma ihtiyacın var mı?"
Annen mutfak kapısından kafasını uzatıp dolu gözleriyle sana bakıyor. Gülümseyerek kafanı sallıyorsun.
"Bitirdim sayılır. Bensiz ne konuşuyorsunuz ki siz içeride?"diyorsun tepsiyi eline alırken.
"Jiyong telefondan bir uygulama açtı. Herkesin dediğini sesli çeviriyor. Öyle anlaştık."
Annen ve sen konuşarak salona geldiğinizde herkesin telefonun başına eğilmiş olduğunu görüyorsun.
"Bizim kız kahveleri getirdi"diye telefondan korece duyuyorsun. Herkes gülümseyerek sana bakıyorsun. Ellerin yine titreyince kahveleri devirmemek için dua etmeye başlıyorsun.
"Jiyong şu köşedeki senin."diyorsun tepsiyi Jiyong'a uzatırken. Hiçbir şeyi sorgulamadan uzanıp kahvesini alıyor. Yüzünde kurnaz bir gülümsemeyle diğer kahveleri de dağıtıp oturuyorsun.
Jiyong fincanı ağzına götürdükten sonra yüzünü buruşturarak geri çekiyor. Odada keyifle kahvelerini içenlere garip bir şekilde baktıktan sonra kahveden senin onu izlediğinden haberi olmadan tekrar bir yudum alıyor.
"Kızım hadi istesinler artık."diyor annen boş fincanı sehpaya koyarken. Kafanı sallıyorsun ve Jiyong'a ailesini işaret ediyorsun. Ne dediğini anlamış olacak ki kafasını sallıyor.
"Anne hadi artık."dediğini duyuyorsun. Bayan Kwon kocasını dürtüklüyor ve adam gülerek fincanını bırakıyor.
"Bu konuşma için baya hazırlık yaptım."diyor bozuk bir Türkçe ile. Şaşırarak Jiyong'a bakıyorsun. Yüzünde muzip bir ifadeyle sana karşılık veriyor.
"Sebebi.."diyor Bay Kwon ve duraksıyor. Karısı onun kulağına bir şeyler-muhtemelen devamını-fısıldayınca gülerek devam ediyor.
"Sebebi ziyaretimizin kızınızı oğlumuza istemek."
"Yani biraz garip oldu ama.."diye başlayan babana kızıyorsun.
"Baba! O kadar uğraşmış adam."
Baban koltuğunda dikleşip boğazını temizliyor.
"Evet, verdim gitti. Alın sizin olsun. Koreye götürün getirtmeyin buralara bu kızı."
En azından onlar anlamadığı için sinirlenmemeyi denesende telefon babanın dediklerini birebir çeviriyor. Jiyong ve ailesi gülmekten kıpkırmızı kesilirken kaşlarını çatıp ona bakıyorsun.
"Tamam ellerini öpün büyüklerin."diyor annen ve ayağa kalkıyorsun. Sen ayağa kalkınca Jiyong'da sıranın neye geldiğini anlayıp ayağa kalkıyor. Tek tek tüm büyüklerin ellerini öpüyorsunuz. Annen elinde yüzüklerin olduğu tepsiyle yanınıza geliyor. Bay Kwon yüzükleri takacak kişi olarak yanınıza geliyor.
"Umarım çok mutlu olursunuz."diyor ve yüzükleri parmaklarınıza geçiriyor. Gülümseyerek Jiyong'a baktığında alt dudağını dişlemiş bir şekilde kırmızı kurdeleye baktığını görüyorsun. Heyecanı gerçekten yüzünden okunuyor.

G-DRAGON ONE SHOTSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin