Not: Bu olayların devamı değil. Önceden okuduklarınızın Jiyong'un tarafından olanları. İyi okumalar! :)
Jiyong'un Ağzından
Hazırladığım masaya elimde olmadan gururlu olarak şöyle uzaktan tekrar baktım. ______ kesinlikle bunu görünce çok sevinecekti.
Eğer üyeler bunu görseydi yurt zamanlarında yemek yapmadığım için dayak yerdim.
Şimdi yapmam gereken şey gidip duş almak ve hazırladığım o harika kıyafetleri giyinmekti. O kadar uğraştığım yemekte giyeceklerim de çok önemliydi tabi ki, tüm yeteneklerimi konuşturmuştum.
______ kesinlikle bu akşam bana tekrar aşık olacaktı.
Yüzümdeki şapşal gülümsemenin büyümesine engel olamayarak banyoya doğru ilerledim. Aklımda ona aldığım o kolyeyi beğenip beğenmeyeceği sorusu vardı. Şimdiye dek öyle pahalı bir şey almama izin vermemişti. Ama bu kez farklıydı. Gelinliğini, boynunu süsleyecek mücevheri benim almış olmam garip bir sahiplenme duygusu yaratıyordu. Ve ben bunu sevmiştim.
Üstümdekileri çıkarttım ve hepsini kirli sepetine gönderdikten sonra duşakabinin içine girdim. Suyun derecesini ekrana girdikten sonra suyu açtım. ______ bu akıllı duşakabinleri çok seviyordu. Evlenince yerleşeceğimiz eve onun için son teknoloji olanından yerleştirmiştim. Onunla o şeyde çok eğlenebilirdik.
Yüzümdeki gülüşü kontrol altına almaya çalışarak elime şampuanı döktüm. Henüz o zamana biraz daha vardı. Bu yüzden şimdilik odaklanmam gereken şey harika sürpriz akşam yemeğimizdi.
Elimdeki şampuanı kafama götürmek üzereydim ki kapı ziliyle küfrederek bu işlemden vazgeçtim. _____ olamazdı, ailemden biri de olmazdı, üyelerden biri de değildi. Hepsinde kapı şifrem vardı. Hepsi de beni Japonya'da bildiğinden zili çalmazdı. Yani çokta önemli olmayan biri yüzünden şimdi duşumu yarıda bölmek zorundaydım ki bu en nefret ettiğim şey olabilirdi.
Elimi suda temizledikten sonra duştan çıktım ve bornozumu üzerime giyindim. Kapıdaki her kimse ısrarla zile basmaya devam ediyordu.
"Ne var?!" Kapıyı bağırarak ve sabırsızca açtığımda karşılaştığım çarpık bir gülümseme olmuştu.
"Yine mi sen?"
Beni içeriye doğru ittirip kapıyı arkasından kapatmıştı. Ne hakla giriyordu ki bu kadın evime böyle?
"Sana kaba kuvvet kullanmak istemeyişimi çok zorluyorsun." Üzerime doğru gelip kollarını boynuma doladı. Kesinlikle ______'inkinden farklı olan kokusu burnuma dolarken onu geriye itmeye çalışıyordum. Ben ittikçe daha çok yapışıyordu.
"Bak biz seninle ayrıldık ve beni terk eden sendin. Şimdi ben sevdiğim kadınla evleniyorum. Seninle bu şekilde bir veda falan istemiyorum." Kelimeleri tek tek vurgulayarak söylesem de beni dinliyormuş gibi görünmüyordu. Kollarını benden ayırdı ve hazırladığım masaya doğru yürüdü. Ortada duran şeylerden alıp ağzına götürdüğünde içimden sıkı birkaç küfür geçirdim.
Benim ______ için hazırladığım değerli masam.
"Peki ya yanılıyorsan?"
"Ne?"
"Ya yanılıyorsan ve bana hala aşıksan. Bana ne kadar aşık olduğunu unuttun mu Jiyong?" Bir zamanlar, karşımdaki bu kadına o kadar aşık olmuş olmam delilikti. Bunu yüzüme vurup beni kullanacak kadar yüzsüz biriydi.
"Ben başkasına aşı-" Sözlerimi dudaklarını dudaklarıma kapayarak böldüğünde gözlerim şaşkınlıkla açıldı. İşi bu kadar uzatmasına inanamıyordum. Daha önemlisi onu itmek için kaldırdığım ellerimin onu itmiyor oluşuna inanamıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
G-DRAGON ONE SHOTS
FanficKwon Ji Yong x Okuyucu _______; Bu kısım sizin adınızın olduğu yer. -Özel istekte bulunabilirsiniz-