Evet, dayanamayıp Ji'ye özel bölüm yazmıştım zaten hali hazırda... Açma kapıyı kısmından sonrası burası olaylar tamamen farklı... Madem onu suçlu görmeye dayanamayanlar var benim gibi bir sürü :D İyi okumalar.
Uzunca bir süre sakince özlediğin yüzü izledin. Aynı şekilde o da gözlerini senin üzerinden alamıyordu. Gerçekten, ne kadar da özlemiştin? Terk edilmişken onu bu kadar özlediğin için kendine öfkelendin. Özlemden için titriyordu resmen. Nasıl bir aptallıktı bu? Dişlerin alt dudağına saplanırken aynı zamanda tırnakların avuç içlerine geçmişti. Gelen gözyaşlarını geri göndermeye çalışıyordun. Sende ki değişimi gören Jiyong usulca bir adımla sana yaklaştı.
"Açma kapıyı demiştim."dediğinde ağzından küçük bir hıçkırık kaçtı. Onca zaman sonra onun karşısında ağlamak kendine biraz daha sinirlenmene neden olmuştu.
"Ne zamandır benim dediklerimi yapmayan kötü bir kız oldun?"diye sorarak sana iyice yaklaştı ve yüzünü senin hizana indirdi. Elleriyle omuzlarından tuttuğunda kurtulmak için biraz çırpındın ama boşunaydı. Onun sarhoş olunca kendini ne kadar kaybedebileceğini biliyordun. Sakin kalmaya çalışıyordun.
"Bırak beni Jiyong."dedin ama o yüzüne yamuk bir gülümseme yerleştirip kafasını iki yana salladı.
"Hayır seni bırakamam ______."
Sen mani olamadan hızla akan yaşlarınla onu izliyorken Jiyong sakince bir eliyle düşen yaşlarını siliyordu.
"Bu yanlış yeni kız arkadaşın tutuklandı diye içip benim kapıma gelemezsin Jiyong."diyerek geri çekilmeye çalıştın ama seni sıkıca tutuyordu.
"Öyle değil. Gerçekten öyle değil."
O yorgun sesiyle mırıldanarak sana sarıldığında gözlerini kapattın. Kokusunu içine çektin. Beynin bu kadar ikilemden ötürü şimdiden yorulmuştu.
"Jiyong?"
Evde olduğu tamamen aklından çıkmış olan Seung Hyun'un sesini duyduğunda irkilerek geri çekildin. Aynı şekilde Jiyong'da şaşırarak seni tutan ellerini bir anda gevşetmişti.
"Ne işin var senin burada?"diye Jiyong öfkeyle sorduğunda Seung Hyun'a baktın. Bakışlarınla onu kışkırtmaması için yalvarıyordun. Onun sarhoşken kendini ne kadar kaybedebileceğini biliyordun. Bambaşka biri oluyordu ve içinden ne çıkacağını asla kestiremiyordun.
"Asıl senin ne işin var burada?"
Seung Hyun gülerek rahat bir tavırla duvara yaslanırken sorduğunda Jiyong'un gözleri sana döndü.
"Ne demek oluyor bu _____?"
Ağzını açıp izah etmek istedin ama Seung Hyun izin vermeden konuştu.
"Ne anlıyorsan o demek oluyor Jiyong."
Seung Hyun yüzünde daha önce görmediğin soğuk bir ifadeyle konuştuğunda gözlerin sonuna kadar açılarak ona doğru döndün. Amacı neydi? Neyin peşindeydi de onu böyle kışkırtıyordu?
Sen şaşkınlık içinde Seung Hyun'a bakarken onunda gözleri biran için seninkilerle buluştu. O soğuk bakış yerini her zamanki güvenilir sıcak ifadeye bıraktığında hemen önünde olan Jiyong ona doğru ilerledi. O hızla Seung Hyun'un yüzüne bir yumruk indirirken bir çığlıkla geriye doğru kaçtın.
"Ne demeye çalışıyorsun sen? Ne yapıyorsun karımla? Benim evimde ne yapıyorsun, konuşsana?!"
Jiyong yakasından tuttuğu Seung Hyun'u sarsarken Seung Hyun'un yumruklarını sıktığını görebiliyordun.
"Leş gibi içki kokuyorsun Jiyong. Kendini soktuğun hale bak! Bize ne kadar güveniyorsan onu düşün."
Seung Hyun sinirle konuştuğunda Jiyong'a vuracağını düşünerek gözlerini kapattın. İki arkadaşın senin yüzünden bu hale geldiğini düşünmek seni mahvediyordu. Elinden bir şey gelmeden öylece izlemek seni mahvediyordu.
"Bırak beni Seung Hyun!"
Jiyong'un sesiyle sıkıca kapattığın gözlerini tekrar açtın. Seung Hyun Jiyong'u omzunun üzerine almış debelenip durmasını zapt etmeye çalışıyordu.
"Banyonun kapısını aç ______."dediğinde hızlıca kafanı sallayarak banyoya doğru koştun.
"Söyleme onun ismini, alma ağzına. İndir beni yere!"
Jiyong'un savurduğu küfürler arasında dediklerini duyarak kapının önünden çekildin. Seung Hyun hışımla banyoya girip Jiyong'u küvetin içine fırlattı.
"Sakın-"
Seung Hyun onun cümlesini yüzüne tuttuğu suyla bölüp sana doğru döndü.
"Başka türlü ayılmazdı bu."
O gülümsediğinde neredeyse histerik bir kahkaha atacaktın. Şaşkınlık içinde önündeki manzaraya bakıyordun. Birden nasıl bu hale düşmüştünüz?
"Arabamda yedek kıyafetlerimin olduğu bir çanta var. Onu getirir misin?"
Seung Hyun sorduğunda usulca kafanı sallayıp banyodan kapıyı kapatarak çıktın. Anahtarını alıp onun arabasına doğru ilerlerken üstündeki şoku atlatamadığından hala transta gibiydin. Çantayı alıp hızlıca banyonun önüne döndüğünde Jiyong'un sesinin kesildiğini fark ettin. Ayılmış olmalıydı.
Seni bırakamam ______.
Onun dediği kafanın içinde tekrar ettiğinde aynı his geri dönmüştü. Hissettiğin özlemle gözlerinin dolmasıyla kapalı banyo kapısına diktin gözlerini.
"Bunu bana neden yapıyorsun Jiyong?"
Fısıldayarak çantayı kapının önüne bıraktın ve oturma odasına döndün. Bıraktığınız tableti sehpanın üzerinden alıp onunla ilgili haberlere baktın. O kızla olan fotoğraflarına, çıkan makalelere tekrar göz attın. Seni bunlar için terk etmişti. Galeride size ait olan hala duran fotoğraflarını açtın. Oysa ne kadar mutluydunuz değil mi? Seni, kurduğunu ailenizi, hayallerinizi bunun için terk etmişti. Seninle ayrılmak istediği zaman oturduğu koltuğa diktin gözlerini.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
G-DRAGON ONE SHOTS
FanfictionKwon Ji Yong x Okuyucu _______; Bu kısım sizin adınızın olduğu yer. -Özel istekte bulunabilirsiniz-