Evimizde ara sıra kavga gürültü de olsa bir ay sakin geçti. Gözlerim arada bir bileziklere takılıyordu, onlar da olmasa nişanlandığımı unutacaktım neredeyse. Emrah hiç aramamıştı. Tamam, mutaassıplardı ama hiç aramaması da anormaldi. Annemle konuşamadığım, ona anlatamadığım için içim içimi yiyordu. Acaba vaz mı geçmişti? Belki de hiçbir şey olmayacakmış gibi konu sessiz sedasız kapanacaktı ama babam işten geldikçe Sait Bey'den bahsediyor, Nur Hanım'la beraber taze geline ev için yeni eşya baktıklarını söylüyordu. Onlara bu durum normal geliyordu ama benim içimde şüpheler çoğalıyordu. Düğün giderek yaklaşıyordu, demek ki herkeste bir hareket vardı ama bana söylemeye kimse gerek duymuyordu.
Artık bana az da olsa saygısı olan babam, bir akşam:
"Ne var ne yok?" diye sordu.
"İyiyim baba, sağ ol."
"Damadın okulda sınavları varmış, işe bile bazen hiç gelmiyor. Çok saygılı bir çocuk, ne zaman görse bana selam veriyor."
"Ah!" dedim içimden, demek bu yüzden hiç gelmiyor ama insan bir ömür geçireceği insanı hiç mi merak etmez, hiç mi onu düşünmez? Ya evlenince de beni hep görmezden gelirse? Hep böyle silik, her şeyden, herkesten uzak mı yaşayacaktım? Hep hayata evdeki gibi pencereden mi bakacaktım?
On altı yaşındaydım. İçimde bazen inanılmaz bir enerji birikiyordu. Gülmek, eğlenmek, sevmek, sevilmek istiyordum. Bunların hangisi günah hangisi ayıptı? Neydi, niyeydi bu bizi birbirimize bağlayan görünmez zincirler? Neden birisi zinciri hafifçe oynatsa bütün kafalar ona dönüyor, herkesten bir ayıplama geliyordu? Neydi birbirimizden alıp veremediğimiz? On altı yaşında olmak istiyordum sonra on yedi, on sekiz, on dokuz... Ömrümün olduğu bütün yaşları o yaştayken yaşamak istiyordum. Hatta bunu sadece ben değil, herkes yaşasın istiyordum. Birisi zinciri oynatsa, yanındaki zinciri çözse, herkes hayatta kendi payına düşen sevincini acısını ayıplanmadan yaşasa kim kaybederdi? Birbirimizi düzeltmeye çalışmak yerine neden kendimiz olamıyorduk? Bütün bunlara tek tepkim susmaktı, kabullenmek değil.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÜÇÜNCÜ ÇOĞUL YALNIZLIK
General FictionBüyük şehrin varoş mahallelerinde geleneksel bir aile ortamında büyüyen genç bir kızın öyküsü bu. Sevda'nın!.. Hayatını nice hedeflerle taçlandırma mücadelesine girmişken kapısına gelen kısmeti kovuşturmasına izin verilemezdi. Verilmedi de... Güçlü...