Geç geldi biliyorum ama affedin artıık. Ve bu bölüm biraz da kısa. Kurgum bu kadardı:( Ha, bir de hazır kurgu demişken ben buna yaz için eğlencesine başlamıştım aslında, sıfır kurgusuz. Fakat sonra gelişti falan bir yerlere geldi. Doğrusu şimdi de biraz kurgu sıkıntısı çekiyorum.
Hikayemi destekleyen herkese çok teşekkür ederim. İyi ki varsınız! Ama biraz da yorum yapsanız diyorum? Ayrıca şu sınır işini hiç sevmem ama bölümü o kadar kişi okuyor, hiç beğenmiyorsunuz, bu bölüm 20 vote olduğunda diğer bölümü yayınlayacağım, haberiniz ola. :D
İyi okumalar! -kalpcik artı yan yatmış sekiz-
Gözlerimi kırpıştırdım.
Şoktan dolayı Zayn'i de ittiremiyordum.
Kapıdaki kıza -ve yanındakine, büyük ihtimalle gaydi- şaşkın ördek gibi bakarken gözümü bir ışık seli kapladı.
Kesin kör olmuştum. Bir daha görebilme ihtimalim yoktu.
Zayn flaş sesleriyle kendini benden çekip ayağa kalkarken, kapıdakiler çoktan uzaklaşmışlardı bile.
Ölmek istiyordum.
Ruh halimi anlatabilecek tek cümle buydu.
"Gitsene!" Diye cırladım, Zayn gidip onları durdurmalıydı. "Git ve fotoğrafları al, aptal!"
Alnını kırıştırıp bana aptal -açıkçası çok çekici bir bakıştı ama bunu düşünmemem gerekiyordu- bir bakış atıp hızlı adımlarla lavabodan çıktı.
Skins hayranı olan iç sesim siki tuttun! diye bağırırdığında ona küfrettim.
İç sesleri tamamiyle yok olmalıydı.
Belki de ben yok olmalıydım, böylece dolaylı yoldan iç sesim de cehennemi boylardı.
Saçlarımın arasına ellerimi daldırıp yere çöktüm. Dizlerimi karnıma doğru çekerken yerin pisliği bile zihnime tehlike sinyalleri gönderemiyordu.
Başımı dizime yaslayacakken dizimdeki kızarıklık gözüme takıldı. Zayn tarafından yapılan kızarıklık.
Aptal Zayn. Göt herif.
Ne diye böyle bir yerde gelip bana cinsel işkencede bulunmuştu ki sanki? (Zevk veren bir şeye işkence denmesi doğru değil, tamam tamam biliyorum.)
Ve ben niye izin vermiştim?
Belki de yine Skins hayranı olan iç sesim beni yönlendirmişti. Her neyse. Bir daha Skins falan izlemeyecektim ya, resmen bilinçaltıma giriyorlardı.
Of.
Zayn fotoğrafları alabilmiş miydi acaba?
Lanet olsun ya. Okul sitesinde yayınlanacaktı. Ya da okul gazetesinde.
Ve sonra da adımız 'Değişik Fantezilerin Çifti'ne çıkacaktı. Hah, beni normal bir şekilde öpmeyi denese belki gümdemde daha az kalırdık.
Zayn'i öldürecektim. Kafasını elektrik süpürgesinin sopasıyla parçalayacaktım. Zaten süpürgeyi doğru düzgün kullanamıyordum, bir işe yarasın bari.
Ayağa kalkıp popomdaki tozu temizledim.
Eve gitmeli ve bir ay boyunca rapor alıp okula gitmemeliydim.
Kimseye görünmeden partiden çıktığımda, çantamdan arabamın anahtarını çıkardım.
Fakat sonra kafama dank etti.
Zayn beni korkutunca ben arabamı almayı unutmuştum ya. Ne salaktım.
Düzeltme: Zayn ne salaktı.
Oflayarak yürümeye başladım. Adımlarımı hızlıca atarken, eve varmam uzun sürmemişti.
Sonunda odama çıkıp derin bir nefes aldığımda, vücudum yine telaşla kasıldı.
Zayn kesin fotoğrafları alamamıştı. Rezil olacaktık.
Üzerimi değiştirip aşağı kata indim. Zayn gelene kadar uyuyamazdım.
Telefonu avucum içinde çevirip Sheila'nın mesajları görmezden gelip ve hiçbir halt anlamadan televizyon izleyip onu bekledim. Saatlerce.
Neredeyse güneş doğmak üzereydi. Tanrı biliyor ya, geldiğinde cidden onu öldürecektim.
Ve kapının kolu oynadı.
Zayn kapıda göründüğünde nedensizce ağzım kurumuştu. Tamam, belki de onu öldüremezdim ama.. Neyse, bir bahane bulamadım şu an.
"A-aldın mı?" diye sordum ürkerek ona bakarken.
Kafasını sallayıp ceketini çıkardı.
Rahatlamanın etkisiyle içimdeki sinirin patladığını hissetim. "Aptal!" diye bağırdım. "Bundan sonra bana bir metreden fazla yaklaşmayacaksın, anladın mı? Göt herif."
Kaşlarını çatıp bana bakmaya başladı. Dudakları düz bir çizgi halini almıştı. "Teşekkürü tercih ederdim."
"Neden, neredeyse hayatımı mahvolma seviyesine getirdiğin için mi?"
Omuz silkip "Hayır," Dedi. Cekedini koluna asıp merdivenlere yöneldi. "Sana o zevki yaşattığım için. Bilirsin, neredeyse orgazma ulaşmanı sağlayacak bir zevki."
Kıpkırmızı oldum.
Süpürgeyi kesinlikle kullanacaktım.
O uyurken.
***
Süpürgeyi falan kullanamadım.
2 gündür inanın fırsat kolluyordum, ama hiç de öyle bir ortam olmamıştı. Doğrusu Zayn'i görmemiştim.
Sheila ile okul dışında görüşmememiştik.
Falan filan, çok iğrençti. Annem sürekli arayıp yeni çıkan ve süper hızlı reaksiyon gösteren böcek ilaçlarından bahsedip duruyordu.
Acaba evimde böcek olmadığını itiraf etsem, annemle babam zamanlarını boşa harcadığım için harçlığımı keserler miydi?
Yok canım, itiraf etmem ki.
Tabldotumu masada ittirip arkama yaslandım. Öğleden sonra dersim yoktu. Sheila da bugün okula gelmemişti. Mesajda bir şeyler saçmalamıştı ama tam okumamıştım açıkçası.
Yemekhaneden çıkıp dolapların olduğu koridora ilerledim. Zayn'i iki gündür görmemiştim. Yani Zoe ile yiyişirken gördüklerim hariç. Çünkü kafasının arkasını görüyordum genelde.
Dolabımdan çantamı alıp arabama yöneldiğimde, telefonum çaldı.
"Beaty!" Shelby'nin yüksek sesini duyunca telefonu kulağımdan biraz uzaklaştırdım. "Seninle konuşmam gerek, sanırım ben bir hata yaptım."
Shelby, sanırım bir hata yaptım diyorsa mutlaka bir hata yapmıştır. Büyük bir hata hem de. "Korunmadan ilişkiye mi girdin? Yoksa çoktan hamile misin?"
Gözlerimi yuvarlarken, arabama varmak üzereydim. "Hayır, Beat. Bu daha çok seni-"
Ve Zayn'i gördüm. Arabama yaslanırken. "Shelb, seni sonra arayacağım tamam mı?"
Telefonu kapatıp çantama attım. "Bir metre yasağını unuttun mu?"Dedim elimi arabamdan uzaklaşması için sallarken. "Yasak eşyalarım için de geçerli."
Dudağının kenarını yamultup arabadan uzaklaştı. "Bir şey soracaktım,"
Kollarımı göğsümde birleştirip "Ne?" Dedim. Tamam, çok kibar bir kızdım. iltifatlarınızı kendinize saklayın, millet.
"Ne zamandan beri şarkı söylüyorsun?" Kaşlarımı kaldırıp yutkunurken devam etti. "Konuşurken diyaframını kullanıyorsun, nefes kontrolün iyi. Benimleyken hızlanmasını saymazsak. Ki, bu yerinde bir tepki.Şüpheleniyordum, Shelby de o videoları atınca emin oldum."
Kaşlarım hala kalkık duruyordu. "Shelby ne yapınca?"
Tekrar yutkundum. Shelby'nin hata dediği şey bu muydu?
"Shelby bana eski okulundaki konser videolarını attı." Dedi sakince. Sanki beş yaşındaki bir çocukla konuşuyordu. "Ne zamandan beri söylüyorsun?"
Zayn'e aptal aptal bakmaya başladım.
Benim şarkı söylememden ona neydi?
Kollarımı iki yanıma indirdim.
"Beatrice?"
Hala ona öylece bakıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Autumn Leaves (Türkçe)
FanfictionSonbaharda dökülen yaprakları biliyorsun, değil mi? Aslında başlangıçta hepsi harikadır, o kadar yeşil ve canlı gözükürler ki, onların buruşup çirkinleşebileceğine inanamazsın. Fakat o yapraklar dökülür, sonra İlkbahar geldiğinde yeniden eski haller...