Bu bölümü cidden sevmedim. Ama bu benim adetim, bir bölüm iyi yazarsam, diğer bölüm vasat olur. Bazı şeyler değiştiii, ve final de yakıın. Neyse, siz belki seversiniz bölümü. Hadi öptüm, okuyup bol yorum yapın. Ayrıca multimedia'daki resmi Berfinsu yaptı. Kendisine aşığımdır. Şarkıyı da dinlerseniz, mutlu olacağıım. :D
Doctor Who bittikten -ve kendimi David Tennant'a adadıktan sonra- Skins de izlemiştim. Ki tüm bu diziler yaklaşık bir buçuk saatti. Not: Zayn hala gelmedi de.
Sürpriz hakkında düşünmemek istiyordum, ama bunu yapabilmem işten bile değildi. Yani bir insanın ona bir sürpriz yapılacağından haberi varsa, NASIL BUNUN HAKKINDA DÜŞÜNMEZ Kİ?
Ama deniyordum.
Lavaboya gidip yüzümü yıkadım. Makyajsız olmam lehimeydi.
Sonra, mutfağa gidip meyve yedim. Saate baktım, 2 saat geçmişti. Tanrı aşkına, Zayn hangi cehennem-
Kapı çaldı.
Yani, kelimenin gerçek anlamıyla kapı çaldı.
Kapıyı açtığımda yüzüme yumruğu indirecek oyuncaklardan biriyle karşılacağımı düşünmekten kendimi alıkoyamıyordum. Derin bir nefes alıp omuzlarımı dikleştirdim, ve tokmağı çevirdim.
“Merhaba,” İlk duyduğum Zayn'in sesi oldu.
Kapıyı iyice açtım.
Yanında orta yaşlı bir kadın, iki tane de küçük kız çocuğu vardı.
Sürpriz dediği, bana yeni kiracılar bulması falan mıydı? Ailemle yaptığım harçlık muhabbetini çok mu ciddiye almıştı sanki? Hm?
“Merhaba?” Dedim kaşlarımı kaldırarak. Sonra burada böyle dikilmenin ayıp olacağını düşünüp onları içeri davet ettim.
Zayn sırıtıyordu, iki kız çocuğu -ki kızlardan büyük olan Zayn'e çok benziyordu- beni inceliyor, kadın da eve göz atıyordu.
Tanrım, sahiden de kiracı bulmuştu.
“Bu annem Trisha, ve bunlarda kız kardeşlerim Safaa ile Waliyha.” Zayn hala sırıtırken, tükürüğüm neredeyse boğazıma takılıyordu. Ne demişti? Annem? Kız kardeşlerim? “Ve bu da Beatrice.”
Ailesini bana getirmişti! Ailesini.
Sonunda orada geri zekâlı gibi dikilmeyi bırakıp gülümsedim ve sağ elimi annesine uzatıp tokalaştım.
Trisha, bana sıcacık baktı. “Sonunda meşhur Beatrice ile tanıştım.” Güldü.
Kaşlarımı kaldırdım. “Meşhur?”
Zayn birden kaskatı kesildi. “Müzik.. Yeteneğinden bahsetmiştim.”
Kafamı salladım. Zihnimde Meşhur Beatrice sözcükleri yankılanıp duruyordu. Annesine anlattıklarının müzikten daha fazlası olmasını umuyordum.
“Ev beklediğimden düzenli çıktı.” Trisha onaylamaz bir ifadeyle Zayn'e döndü. “Oğlum dağınıktır.”
“Bir de uykucu,” Diye ekledim hemen sırıtarak.
Zayn'in babasının nerede olduğunu merak ediyordum. Fakat bu konuyu kesinlikle açmamaya karar verdim. Yani, zaten annesi falan buradaydı, uzatmama gerek yoktu.
Zayn, kardeşlerini mutfağa milkshake hazırlamak için götürdüğünde annesiyle başbaşa kaldık, ve tanrım, bu beni çok... germişti.
“Sizinle tanışmayı çok istiyordum,” Dedim hemen gülümseyip. “Yani, ev arkadaşıyız sonuçta.”

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Autumn Leaves (Türkçe)
FanfictionSonbaharda dökülen yaprakları biliyorsun, değil mi? Aslında başlangıçta hepsi harikadır, o kadar yeşil ve canlı gözükürler ki, onların buruşup çirkinleşebileceğine inanamazsın. Fakat o yapraklar dökülür, sonra İlkbahar geldiğinde yeniden eski haller...