Bölüm çok gecikti canlar ama hastaydım bir de müsait olup bir türlü tamamlayamadım. Ondan gecikti. Bu da çok kıytırık bir bölüm oldu ama geçiş bölümü gibi bir şey bu yüzden, kasmadım. :D Umarım seversiniz, geçen bölüme olan ilgi süperdi ve okunma 4000i geçti. SİZLERİ ÇOK SEVİYORUM. Yorum yapın bol bol. İyi geceler! -kalpkalpkalp-
9 Temmuz 2013, Amerika.
"Bunun Small'u var mı?" Bakışlarımı satış elemanına çevirdim. Sabahtan beri gezmediğim mağaza kalmamıştı.
Ve kendime uygun bir şey de bulamamıştım. Şey, yarın, doğum günümdü.
Ben de kendime hediye almaya karar vermiştim. (Alış verişe çıkıp yeni şeyler almamın nedeni kesinlikle Zayn'in beni ziyaret edecek olması değildi. Kesinlikle.)
Eleman, bana bedenime uygun olan elbiseyi verdiğinde, kabinlere yollandım. Sarının en yumuşak tonu olan elbiseyi üzerime geçirip aynada kendimi süzdüm.
Bronz tenli olduğumdan, sarıyı kendime yakıştırırdım. Sonunda, beğenebildiğim tek şeyi üzerimden çıkarıp kasaya gittim.
Mağazadan çıktıktan sonra kendime bir waffle ısmarlayacaktım ki, doğum gününden bir gün önceki kalori alımı birden gözümü korkuttu. (Tabii ki, bunun da Zayn'le alakası yok.)
Kafede waffle yiyen insanlara nefretimi gönderip eve yollandım.
Evimi toparlamalıydım. Eh, 3-4 yıl öncesine kadar gayet düzenli bir insandım aslında. Şey, sanırım hala öyleyim. Ama yine de her zaman toparlanacak bir şeyler bulunur, değil mi?
Ayrıca unutmadan, artık elektrik süpürgesini kullanabiliyorum! Annem bir günlüğüne özel ders verdi de.
Takside Vogue'un son sayısına bakarken, telefonumun klasik melodisi yükseldi.
"Shelby!" Yüzüm aydınlanırken, dergiyi koltuğa bıraktım. "Nasılsın?"
"İyiyim, sana bir müjdem var!"
Shelby ile uzun zamandır görüşmemiştik. Çünkü ben üniversite için Amerika'ya gelmiştim o ise üniversite okumayı saçma bulup İngiltere'de kalmıştı. Eh, onun için pek de sorun değildi. Ailesinin minik şirketi ihtiyaçlarını karşılaması için, hep oradaydı. "Buraya mı geliyorsun?"
"Bunu benim söylemem gerekirdi, tanrı aşkına!"
Neşe ve sitem dolu sesinden sonra, taksicinin tuhaf bakışlarını önemsemeden sevinç narası attım.
Shelby'yle biraz laklak yaptıktan sonra, telefonu yeni çantama koymuştum ki, mesaj sesini duydum.
Mesajı açtım.
Zayn'dendi.
Halâ aynı adres, değil mi?
Gözlerimi kırpıştırdım. Şimdi mi gelecekti? Saat o kadar geç olmuş muydu ya? Konseri yok muydu bunun?
Evet. Şimdi mi geliyorsun?
![](https://img.wattpad.com/cover/6258394-288-k541360.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Autumn Leaves (Türkçe)
FanficSonbaharda dökülen yaprakları biliyorsun, değil mi? Aslında başlangıçta hepsi harikadır, o kadar yeşil ve canlı gözükürler ki, onların buruşup çirkinleşebileceğine inanamazsın. Fakat o yapraklar dökülür, sonra İlkbahar geldiğinde yeniden eski haller...