Kaçırılma

3K 69 1
                                    

Ali kollarını bana sardı ve sakinleşmem için
"Tamam bebeğim geçti, tamam." demeye başladı.
Ama bilmiyordu ki benim onun yüzünden sinir krizi geçirdiğimi. İki dakika boyunca bana sarılı bir vaziyette durdu. Sonra geri çekilip kocaman gülümsemesiyle bana doğru bakmaya başladı.

"Seni bu kadar sinirlendiren şeyin ne olduğunu bilmek istiyorum" dedi.
"İsteme, benden hiçbir şey isteme. Yalnızca karşıma çıkma yeter."
"Bebeğim neden böyle yapıyorsun, ben her şeyi senin için yapıyorum."
"Yapma Ali, lanet olsun yapma!" diyerek spor salonunun köşe kısmına doğru gitmeye başladım.

Biraz sonra yanıma Ali geldi. Tanrım bu çocuk beni rahat bırakmıyor. Ali gelip bir müddet gözlerini kapattı ve yavaş yavaş açarak konuşmaya başladı.
"Bana böyle davranman canımı gerçekten çok acıtıyor Damla. İki dakika seninle adam gibi her şeyi konuşmak istiyorum."
"Maalesef 'adamlık' kelimesi sende bulunmadığı için bunu yapman pek mümkün değil Ali!" 
deyip hızlı hızlı yürümeye başladım. Arkadan Ali'nin sesleri duyuluyordu.
"Bunun hesabını sana soracağım Damla. Benden kolay kolay kurtulamazsın."

Onu takmayarak yürümeye devam ettim. Sınıfa girdiğimde bütün herkes adeta orman kaçkını bir aslan görmüşler gibi bana bakıyorlardı. Onları takmayarak geçip sırama oturdum. Ders Fizik hocamız Hakan hocanın dersiydi. Evet, bu adam benim bir nevi manevi babam oluyor diyebilirim. Benim üzerimde emeği çok fazla ve ben onu ortaokul 6'dan beri tanıyorum. Şuanda ise lise sona gidiyorum.Ama normalde üniversitede olmam gerekiyordu. Hemen sınıfta kaldığımı filan düşünmeyin, bir sene okula geç yazıldım.

Çok geçmeden derse Hakan hoca geldi. Yine herzamanki yumuşak başlı ve bir o kadar da sakin tavrıyla dersini anlatmaya başladı. Fizik dersini ne kadar sevmesem de sırf bu hoca için derse katılırdım. Fakat şuan hiç katılacak gibi bir hâlim yoktu. Ders su gibi akıp geçti ve zil çaldı. Son ders olduğu için sınıftaki herkes büyük bir yükten kurtulmuş edâsıyla çıkmaya başladı.

Sınıfta en son ben kalmıştım. Hakan hoca ise sınıf defterini yazdığı için hâlâ sınıftaydı. Başını kaldırdı ve sınıfta sadece benim kaldığımı görünce:
"Damla senin bir şeyin mi var?"
"Hayır hocam, bir şeyim yok."
"Bana yalan söyleme Damla. Benden de saklayamazsın değil mi"
"Hocam arkadaşlar arasında biraz gerginlik yaşadık. Bu yüzden yani."

"Birisi canını çok fena sıkmış ve o kişiyi bulursam büyük bir azar işitir benden. "
"Yok hocam siz boşverin, pek önemsediğim birisi değil zaten"
"Peki , öyle olsun. Sen kendine dikkat et, benim şimdi çıkmam gerekiyor, diğer dersimde seni böyle pasif görmeyeyim. Tamam mı? Hadi kendine iyi bak."
"Tamam hocam, siz de kendinize iyi bakın."

Bunu dedikten sonra bana gülümseyerek sınıftan çıktı. Ben de eşyalarımı topladım ve sınıfın kapısına gitmeye yeltendim. Bir anda içeriye bir adam girdi ve sınıfın kapısını kilitledi. Ben ne olduğunu anlamadan burnumu bir koku geldi ve kendimden geçmeye başladım. En son hatırladığım ise o adamın kucağında olmamdı.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

   Merhaba arkadaşlar. Hikayem tüm hızıyla devam ediyor.
  Damla bir adam tarafından kaçırıldı, peki bu adam kim
  ve Damla'dan ne istiyor?  Hepsi diğer bölümlerde...
     Hepinize Teşekkürler.

AŞKIN MUCİZEVİ TONUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin