Allah Kahretsin

2.1K 26 0
                                    

Sürtüğü bir güzel haşat ettikten sonra evden çıkıp aşağı indim. Ali arabanın yanında durmuş sigara içiyordu. Allahım ben şimdi bunun gönlünü nasıl alacağım? Ama o da bana nereye gittiğini söylemedi ki? Acaba nereye gitmişti? Bunu sormaya hiç cesaretim olmadığı için direk arabanın arka koltuğuna oturdum. Çok geçmeden Ali de geldi ve birbirimize hiçbir şey söylemeden gitmeye başladık.

Biraz sonra ormanlık alan gibi bir yere geldik. Burayı biliyordum, burada Ali'nin ağaç evi vardı. İyi de buraya ne için geldik ki? Ali arabadan indi ve beraberinde ben de indim. Ağaç evine doğru gittik ve yukarı çıkmaya başladık. Ağaç evinin kapısını açtığında gördüklerimle dona kalmıştım.

İçerisi güllerle ve 'Damla & Ali' yazılarıyla donatılmıştı. Ortada büyük bir masa ve masada mumlar vardı. Ortam öyle romantikti ki! Ah Damla ah,senin beynine sıçayım! Ali arkamda kaldı ve duygusuz bir ses tonuyla konuşmaya başladı.
"Benim nereye gittiğimi merak ediyordun ya, işte burayı hazırlamakla uğraşıyordum. Ama sen bir şıllığa inandın ve benim seni aldattığımı düşündün. Sorun yok, bana ne kadar güvendiğini gordüm işte. Teşekkür ederim..."

Bunları söyledikten sonra kendisi çıktı. Kendime onbinlerce kez lanet okudum. İçine ettin Damla içine ettin!! Kapıyı kapatıp ben de Ali'nin peşinden gitmeye başladım. Birbirimize tek bir kelime bile söylemeden arabayla eve doğru gitmeye başladık. Ağlamak istiyorum, kahretsin, hiç durmamak üzere ağlamak istiyordum!

Çok geçmeden eve geldik. Ben yatak odasına çıktım ve üzerimi değiştirdim. Daha sonra Ali geldi ve yüzüme hiç bakmadan üzerini değiştirdi. Dolaptan da bir battaniyle bir yastık alıp odadan çıktı. Hayır Ali salonda yatacak olamazsın? Senin kokun olmadan ben nasıl uyurum?

Tanrım ben ne yapacaktım? Sanki bu adamdan korkuyor gibiydim. Beni tersler diye korkuyordum. Ama ne olursa olsun gidip ondan özür dilemeliydim. Kalktım ve Ali'nin yanına gittim. Ali kanepede kıvrılmış yatıyordu. Uyumadığından emindim çünkü Ali hemen uykuya dalmazdı.

Yanına yaklaştım ve cesaretimi toplayıp konuştum.
"Ali"
Ses yok.
"Ali biliyorum konuşmamakta haklısın ama bir kerecik beni dinlemeni istiyorum."
Yine ses yok.
"Ali yapma bunu, yüreğimi paramparça etme!"

Hâlâ bir şey söylemiyordu. Ne yazık ki başarısız olmuştum. Tam çıkarken konuştu ve ben bunu duymamla kaskatı kesildim.
"Dil dökme boşuna! Yarın davayı açarım ve bir hafta sonrasında boşanmış oluruz."

AŞKIN MUCİZEVİ TONUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin