Büyük Sürpriz

2K 33 1
                                    

Çok geçmeden benim evime geldik. Kıyafetlerimi bavula yerleştirdikten sonra evin anahtarını alıp çıktım. Daha sonra Ali'nin evine geldik. Aynı şekilde Ali de bavulunu hazırladıktan sonra hastaneye doğru gitmeye başladık. Öğleden sonra saat 2 gibi uçakla tatil için Antalya'ya gidecektik. Hastaneye geldiğimizde saat 1'di. Hakan hocanın odasına gittik ve oturup yarım saat konuştuk. Daha sonra bizim uçak saatimiz yaklaştığı için Hakan hocamla uzunca bi vedalaşmadan sonra yanından ayrıldık. Havaalanına geldiğimizde saat 2'ye 10 vardı. Uçağımız geldi ve Ali ile yanyana oturduk. Çok geçmeden havalandık.

Yolculuk boyunca Ali yaşadığı tuhaf olayları anlatıyordu. Gerçekten de tuhaf ve komik olaylardı. Bir anda büyük bir ses geldi ve içeriye pilot yardımcısı telaşlı bir şekilde girdi.
"Sayın yolcularımız, uçağımızda büyük bir ağrıza meydana geldi ve uçak şuanda yere düşme tehlikesiyle karşı karşıya."
Ali bunu duyunca hemen beni kolumdan kavradı ve çekiştirdi. Ne yani uçak şimdi düşüyor muydu?

Ali hemen içeriden 20 tane filan paraşüt getirdi ve yolculara verdi. Bir tane de bize kalmıştı. Herkes paylaşımlı kullanacağa benziyordu. Uçağın kapısı bir anda açıldı ve Ali benimle beraber kendini aşağı itti. Şuan ölmek üzereydim. Kalbim yerinden çıkacak gibiydi. Ali paraşütü açtı ve biz beraber vücutlarımız da birbirine temas hâlindeyken aşağı süzülüyorduk.

Paraşüt açılmıştı fakat bizim hâlâ ölebilme riskimiz vardı. Ali yüzünü yüzüme yaklaştırdı ve rüzgârın sesinden dolayı bağırarak konuşmaya başladı.
"Damla bunların hepsi senin için."
"Ne demek istiyorsun Ali? Şimdi ölecez maazallah sen ne diyorsun!"
"Damla ben kalan ömrümün her ânını seninle geçirmek istiyorum ve sana hayatının sorusunu soruyorum. Damla, benim eşim, kadınım, her şeyim, ileride doğacak çocuklarımın annesi olur musun? Damla benimle evlenir misin?"

Ben öyle bir şok olmuştum ki... Birden etrafta "evet" diye ritim tutmuş paraşütle inen insanları gördüm. O an nutkum tutulmuştu ve ne diyeceğimi bilemiyordum. Tekrar gözlerimi Ali'nin gözlerine kenetledim. Ve ona "eveeet" diye haykırdıktan sonra dudaklarına yapıştım. Etraftakilere aldırmadan birbirimizi tutkulu bir biçimde öpüyorduk. Ben haykırdıktan sonra herkes alkışlamaya başladı.

Biz nefessiz kaldığımızda öpmeyi bırakmak zorunda kaldık. Sonra ben aşağı doğru baktığımda güllerle oluşturulmuş bir kalbin tam ortasına indik. Biz iner inmez ise havai fişekler patlamaya başladı. Ben bunları gördükçe kendimi rüyadayım sanıyordum. Tekrar Ali'ye baktım ve kulağına eğildim.
"Çok Teşekkür Ederim, Benim Yakışıklı Erkeğim.

AŞKIN MUCİZEVİ TONUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin