AŞKIN MUCİZEVİ TONU

Ne Dedin Sen

Ali birden sesli bir şekilde kahkaha atmaya başladı. Ben ne olduğunu kavramaya çalışıyordum. Gülmesi bitince bana döndü ve:
"Sen ortaokulda Hakan hocana bir söz vermiştin hatırlıyor musun 'ben hayatımda kimseden özül dilemeyeceğim' diye? Demek ki bu sözünü unutmuşsun!"
"Ya Ali sen bana oyun mu oynuyordun yani?"
"Aslında oyun değildi sana kırılmıştım fakat bu sözünü tutup tutmayacağını öğrenmek istedim."
"Ya sen nereden biliyorsun benim Hakan hocaya verdiğim sözü? Ben bile zor hatırladım."
"Dediğim gibi Damla , isteyince her şey olur"
"Pisliksin Ali"
"Eğer senin pisliğinsem evet pisliğim."
"Ya gıcık küstüm ben sana. Ne kadar zamandır kıvranıyorum ben"

O ara yanından kalktım ve gitmeye yeltendim. Ama o hemen arkamdan gelip benim kolumdan tuttu ve beni kendisine çevirdi.
"Emin ol benim kıvrandığım kadar kıvranmamışsındır Damla. Valla özür dilemeseydin artık bu oyuna son verecektim. Seninle konuşmadan bu hayat yaşanır mı ya?"
"Şaka bir yana da sana teşekkür etmek istiyorum. Spor salonunda..."

Sözümü tamamlayamadan beni susturdu.
"Teşekkür etmene gerek yok. Eğer o it sana bir şey yapsaydı bana bir şey yapmış olurdu. Bence bu olayı unutalım."
Ya bu çocuk ne güzel konuşuyor böyle. Allahım sana geliyorum ya Rabbim.
"Damla.."
"Efendim Ali"
"Beni hiç bırakma olur mu? Ben sana muhtacım. Sen benim için su gibi hava gibisin. Sen olmadan yaşayamam ben."

Öyle içtenlikle söylüyordu ki etkilenmemek elde değildi. Ellerimi onun boynuna doladım ve biraz ayak ucunda yükselerek konuşmaya başladım.
"Sen de beni hiç bırakma Ali olur mu? Senin varlığın öyle bir huzur veriyor ki, anlatamam. "
Bunu söyler söylemez büyük bir tutkuyla dudaklarına yapıştım. O biraz şaşırsa da çok geçmeden karşılık vermeye başladı. Birbirimizi öyle bir öpüyorduk ki sanki bir daha hiç öpmeyecekmişçesine. Arzulu, yavaş ve bir o kadar da sert...

Ali beni yukarı kaldırdı ve ben de düşmemek için bacaklarımı onun beline sardım. Biz öpüşmeye devam ederken Ali beni yatak odasına götürdü. Daha sonra beni yatağa bıraktı. Tam geri çekileceği sırada yakasından tutup öpmeye devam ettim. Ama birden bire kendini geri çekti. Ben ne olduğunu anlamaya çalışıyordum.
"Iıı ben gitsem mi artık? Saat geç oldu ve iş kötü yerlere gidiyor."