BÖLÜM 16: "YARA"

60.7K 2.2K 261
                                    

Multi: Sarışın

İthaf: White_Angel32

Rüzgar'dan

Anahtarı sehpanın üzerinde bulamadığımda, çenemi sıvazlayarak etrafıma bakındım. İki dakika önce sehpanın üzerine bırakmıştım... Kuruyan dudağımı dilimle ıslattıktan sonra ellerimi saçlarımın arasından geçirip koşar adımlarla dışarı çıktım.

Arabanın yanına geldiğimde anahtarları içeride görüp kapıyı açtım. Gözlerim, arka koltukta gezinirken, Sara'nın bacaklarını gördüm. Bu kız salaktı! O bacakları nerede görsem tanırım... Birkaç saniye sonra kafamı sallayarak koltuğa oturdum ve arabayı çalıştırdım. Bu kızın burada ne işi vardı hiçbir fikrim yoktu. Direksiyonu sağa kırarken telefonum çalmaya başladı. Telefonu açıp kulağıma götürdüğümde, aynı zamanda da gaza yüklendim.

"Ne var?"

Arayan Azad'tı.

"Rüzgar, sana anlattığım bir olay vardı ya," Sesi sinirli çıkıyordu. "O şerefsiz, kızı yine aramış. Bu sefer tehdit etmiş, evini falan her şeyini biliyor kızın. Bir de bizim yaşıtımız çıktılar. Abicim, gel bir el atalım şu piçlere. Bizim deponun oradayız, geleceklerini söylediler."

"Sakın ben gelmeden bir şey yapmayın," dedim gülerek. "O zevki ben de tatmak istiyorum."

Azad'ın alayla karışık gülme sesi kulağımı doldurduğunda, Sara'nın da beni duyduğunu fark edip alayla güldüm. Onu korkutmak için "Ya da boynunu kesmekle başlayın siz,"dedim gülerek. Azad, "Manyak mısın lan sen! Ne boynu, ne kesmesi? Kurbanlık koyun mu bunlar?" dedi sinirle. İçimden söverken, dudağımı dişleyerek hiç istifimi bozmadım ve "Bir de bensiz iş yapsanız, ne var yani!"dedim. Azad, "Sakin ol koçum! Seni bekliyoruz."deyince "İyi. İki dakikaya oradayım."deyip telefonu kapattım.

***

Sara'dan

Gözlerimi kocaman açarak Rüzgar'ın el frenini çekmesini ve ardından kapıyı çarparak arabadan inmesini izledim. Azad ve Emir dudaklarındaki sigaralarını yere attıktan sonra, deri montlarını silkeleyip yüzlerine çapraz bir gülümseme takındılar. Rüzgar, arabanın arkasına giderken, beni görmesin diye kafamı aşağı çektim.

Kafamı tekrardan eski haline getirdiğimde Rüzgar, elinde Azad ve Emirinki gibi bir beyzbol sopasıyla onlara doğru yürüyordu. Yumrukları tokuştuğunda, Azad gülerek Rüzgar'a bir şeyler söyledi, fakat duyamıyordum. Emir, dudaklarını büzerek sol gözünü kırptı ve sargılı eliyle havaya boş bir yumruk geçirdi. Rüzgar, otuz iki diş sırıtarak Emir'in kafasına vurduğunda, Azad Emir'in kafasını kucaklayıp ovalamaya başladı. Onların bu hallerine ağız dolusu gülmek isterdim, ancak kalbimin boğazımda attığı sayılı zamanlardan birini yaşıyordum. Ayrıca Emir ve Rüzgar kavgalı değil miydi? Ne ara barışmışlardı?

Elindeki sopalara baktıkça daha da çok irkiliyordum. Üçü birleşip Bilge'yi dövecek değillerdi ya. Düşüncelerimi, eski deponun yanında duran siyah araba dağıtmıştı. Arabanın üstüne karanlık bir ruh çöktüğünde, nefesim sıkıştı. Arabadan dört tane karanlık tipli erkek indi; kapılarını hızlıca çarptıklarında, yüreğim hopladı.

Sarışın çocuk, arkasındaki bizim yaşlarımızda olduğunu sandığım siyah giyinimli çocuklar ve egoları Rüzgargilin oraya doğru yürürken, kıyametin habercisi olan sessizlik, yeryüzünü kapladı...

FIRTINAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin