BÖLÜM 12: "MİGREN"

73.9K 2.4K 442
                                    

Multimedia: Rüzgar Vuslat.

Öpmeye devam ederken bacağımdaki sıcaklığını hissederek gözlerime doluşan yaşları dindirmek için Rüzgar'ın kollarını sıkıp "Rüzgar" diye inledim. Hızlıca debelenip beni sıkıştırdığı yerden kalkmaya çalışırken öpmeyi bıraktı.

Ayağa kalkıp "Yaktın beni Rüzgaaar!"diye bağırdığımda, gözlerini kocaman açıp dudaklarını yaladı ve kahkaha attı. Hâlâ ona çok sinirliydim. "Allah da seni yaksın, öküz!"

Dişlerimin arasından tısladığımda, sanki beni yakan kendisi değilmiş gibi gülerek omuz silkti. "Oha! Gerçekten yandın mı lan?"

Kahkahası ardından sorduğu sorusuna yavaşça tokat indirerek cevap verdim. "Yok şakacıktan yandım (!) Mal mısın oğlum sen?"

Omuzlarımdan gülerek ittirip bedenimi duvarla birleştirirken "Dua et yandın. Yoksa yapacaklarımdan ben sorumlu değildim."dedi.

"Sikeyim ya,"dediğimde arkama bakıp "Düzgün konuş,"dedi.

"Yoo, konuşmayacağım! Allah Allah!"

Gözlerini anlık olarak gözlerime çevirdiğinde kaşlarını çatıp yüzüme baktı, ardından tekrardan gözleri kalçalarımın hemen alt kısmındaki ince düz bir şekilde kırmızılaşan tenime kaydı.

"Bacaklarıma tavuk buduymuş gibi bakmayı keser misin?"

Sorum halinde gözlerini kısıp yüzüme baktı, "Doğrusun. Çok lezzetli görünüyorlar."

Yine hâlâ ibne Rüzgar'dı. Yok, bu uslanmayacak!

Eteğimi düzeltip elimin tersini omzuna geçirdim. Hâlâ çok sinirliydim. "Rahat dursana sen!"

Gülüp "Yoo, durmayacağım! Allah Allah!"dedi beni taklit ederek. "Ama Allah her şeyi görür gülüm. Bak, bundan sonra etek giyemeyeceksin!"

Dedikleri karşısında ellerimi belime koyup 'hadi oradan pezevenk' bakışlarımı attım, bakışlarım karşısında ellerini birbirine sürtüp sinsice güldü.

"Gülüm ne demek be?"

Kardeşim deseydin!

Sinirle merdivenleri tırmanırken yumruklarımı sıkıyordum; onu suçlamam gerekirdi, bağırıp çağırmam... Ama bir hareketiyle kafamı allak bullak ediyor, sinirimi zerre kadar bırakmıyordu. Ona karşı beslediğim duygunun adı neydi, bilmiyordum ama onun nefretini taşımadığım bariz ortadaydı.

Herkesin başına gelirdi bu. Mesela; okuldan çıktıktan sonra, markete giderken, alışveriş merkezlerinde gezerken kızlar nerede yakışıklı çocuk var, sensörlenmiş gibi gözleri hemen oraya kayar. Mina ve Alya'dan iyi bilirim... Benim de sevgililerim oldu tabii, fakat hiç bu kadar değişik bir his yaşamamıştım.

Rüzgar, hem yakışıklı, hem de acımasızdı. Karanlık tarafına baktığımda, sonsuzluk ve siyahın en koyu tonu hakimdi; beyaz tarafında ise koruyuculuğu...

FIRTINAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin