BÖLÜM 25: "SİYAH" part2

46.5K 1.9K 544
                                    

İthaf: byza_karadeniz sude_kilic

Bu elimde tuttuğum, saydam küçük torbanın içindeki uyuşturucu olamazdı, değil mi? Beyaz renkteki bu toz, Rüzgar'dan düşmüş olamazdı. Dün geceki alkol kokmayışı ama değişik hareketleri... Rüzgar, bağımlı mıydı?

İçimden 'sana ne bundan' diye geçirip, bulduğum küçük torbayı geri yerine koydum. Kapıyı hızlıca açıp dışarı çıktığımda, kapıyı olabildiğince hızlı çarptım. Bedenim dışarı çıkmış olabilirdi, fakat kafam hep içerideydi; kalbimin hâlâ deli gibi çarpmasına sebep olan Rüzgar, dolabında bulduğum koyu kahverengi kasa... Bunlar da yetmezmiş gibi bir de beyaz toz bulunduran bir torba bulmuştum. Aferin bana!

Düşüncelerimden sıyrılmak için sırtımdaki çantamın saplarına daha çok yapışıp yürümeye başladım. Kendimi çok yalnız hissediyordum. Aslında hiç de yalnız değildim, fakat son bir saattir sanki saatler durmuştu da sadece benim saatim çalışıyordu.

Gözlerim ıslanırken ağlamamak için gökyüzüne baktım. Çakıllı yolun ayağımın altında kaydığını hissedebiliyordum. Gerçekten hissedebiliyordum. Hisse-

"Aahh!" diye bağırdım yere yüz üstü düşeceğim sırada. Ama bir el koltuk altlarımdan yakalayıp beni kendine çekti.

"Dikkat et, düşeceksin!"

Yaşadıklarım gözümün önünden film şeridi gibi geçerken ruhum sarsıldı.

"Dikkat et, düşeceksin!"

Bu, gizli numardan aldığım ilk mesajdı. Ayrıca ses, hiç de yabancı gibi değildi. Ayaklarımı öne doğru atıp doğruldum ve sesin sahibine doğru döndüm.

"Sarışın?"

Gamzelerini göstererek gülümserken "Batuhan," dedi. "Batu desen daha iyi olur."

Kaşlarımı çatarak bir uzattığı eline bir de gülümseyen suratına baktım. En son bana attığı bakışlarından eser yoktu, fakat tırsmıyor değildim.

"Senin ne işin var burada?" dedim elini sıkmamaya devam ederken.

Eli boşluğa düştü. Diğer eli ensesine dayanırken, bana inat düşermiş gibi suratını bir gülümseme kapladı. Siyah renkteki saati dolunayın ışığıyla parlıyordu ve deri ceketi inanılmaz derecede asil görünüyordu.

"Arkadaşlarla yarış yapıyorduk,"dedi arkasına dönüp çetesini gösterirken.

Rüzgar, küçükken birkaç yıl Almanya'da yaşayıp dil kursu aldığı için on birinci sınıflar arasından en büyüğüydü sanırım. Ben de üşengeçliğimden geç konuşmuşum, bu yüzden de okula bir yıl geç yazılmışım. Bizim sınıftakiler ortalama 17 yaşında olurken; ben 18, Rüzgar da 19 civarı bir şeyler olmalı.

Bunları neden anlatıyorum? Sarışın ortalama 17 yaşlarında gibi duruyor ve motor kullanmak için ehliyeti yok belki de. Al sana açık!

FIRTINAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin