BÖLÜM 29: "KASKLI" part1

23.3K 1.3K 267
                                    

Playlist: Eva Simons - Bludfire

O an canım çok acımıştı. Canım bile bana acımıştı.

İçeriye doktorlar akın ederken dudaklarımdan kopan çığlık o iğrenç yeşil düz çizgilerin sesine karışıyordu. Bir hemşire kolumdan tutup beni dışarı çıkardığında hiçbir tepki veremedim.

Azad'ın gözleri kan çanağına dönmüştü. Emir ise kendinde değildi zaten. Kenan amca ve annem koridorda koşarak gelirlerken diğer koridora doğru koştum. Sadece koştum. Arkama bile bakmadım.

Ciğerlerim parçalanacakmış gibi geliyordu. Ve sanki bu hissi koştukça yok edecekmişim gibi...

Üç saniye...

İki saniye...

Ya da bir saniye...

Gece olmadığı halde hayatınızın kararmasına sebep olan zaman miktarı...

Belki de sadece küreden ibaret, amaçsızca dönüp duran dünyanın acımasız oyunu.

Belki de sadece küreden ibaret, amaçsızca dönüp duran dünyanın acımasız oyunu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Rüzgar Vuslat)

Ölemez o. İzin verir miyim hiç gitmesine? Vücutlarımızın değil de kalplerimizin arasındaki o görünmez ipleri gerekirse kör düğümle bağlarım.

Daha ben, "senin evin neresi" diye soranlara parmaklarımın uçlarını Rüzgar'ın boynuna doğrultup "burası" diye cevap vereceğim. O sigarayla karışmış vanilya kokusunu sahiplenip ciğerlerim patlayana kadar o kokuyla dolduracağım.

Daha benim okyanusum onun saçları olacak. Onları okşayacağım. Kafasını dizlerime koyup uyuyacak biraz da. Seveceğim daha ben. Bazen de yüzündeki o salak ifadeden öpeceğim.

Saçlarımı geriye atıp merdivenin trabzanına oturduğumda yüzüme doğru esen rüzgar titrememe neden oluyordu. Soğuktan değil. Her şey Rüzgar'ı hatırlatıyordu bana.

Keşke bir fırtına çıksa.

Tenime yapışsa sert nefesi... Uçuşsa saçlarım... Ait olduğu ellere dolansa... O eller ellerimden tutsa sımsıkı...

Yine "bu gül kokan avuçlar benim" deyip sahiplense avuç içlerimi, öpse teker teker hepsini. Dudakları tenimde hayat bulsa keşke.

 Dudakları tenimde hayat bulsa keşke

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Sara Uluç)

Telefonum cebimde titreyince ayağa kalkıp telefonumu çıkardım. Gözümden düşen gözyaşı telefonumun ekranını ısladığından elimin tersiyle silip ekrana baktım.

Gizli Numara.

Gözyaşlarımı silip ses tonumu düzelttim ve aramayı cevapladım.

"Ah bebeğim, gözyaşlarını yerim senin!"

Ses derinden geliyordu. Cevap vermedim ve o sırada bir gözyaşı damlası daha ayakkabımın üstüne düştü.

"Her gözyaşında kolumda yeni bir yara oluştuğundan da haberin yoktur senin."

Kaşlarım çatılırken istemsizce dudaklarım aralandı. "Bu ne demek?" diye sorduğumda ayaklanıp gözyaşlarımı sildim ve merdivenleri hızlıca indim.

"Canın acımasın. Kolum acısın."

"Canım acıyor lan. Hem de senin yüzünden," Korkuluklara bir tekme geçirdiğimde ayağımın acısını unutup içimden bir küfür savurdum. "Seni bir bulsam var ya..."

Lafımı yarıda kesen şey boynumda hissettiğim bir nefesti.

"Ben buradayım zaten, güzelim."

Instagram: fatmandacx
Twitter: fatmandacx

FIRTINAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin