BÖLÜM 4: "ERKEK EVİ"

89.3K 3.3K 135
                                    

Playlist: Iggy Azalea-Black Widow

Rüzgar'ın bu alışkın olmadığım tavırları cidden sinirlerimi bozuyordu. Onun gibi ben de kafa tutsam, işler karman çorman olacaktı ama ben de duramıyordum. "Şu anlık konuşmanı istemiyorum, çirkin." derken, sinir hücrelerim tavan yapmıştı. Çirkin mi?

Düşüncelerim bunlar olmasına rağmen, yine de derin bir nefes alarak gözlerimi kapattım. Gözlerim sinirle hızlı bir şekilde açılırken, ellerimi göğsüne dayadım ve sert bir şekilde onu ittirdim. Konuşacaktım işte.

"Sen benimle böyle oynayamazsın!." diye bağırdıktan sonra yukarıya, odama doğru kendimden emin ve hızlı adımlarla ilerledim. Arkamdan geldiği ayak seslerinden belliydi, çünkü merdiveni adeta ayaklarıyla dövüyordu. Odaya girdiğimde kapıyı çarparak kapattıktan sonra hızlıca kilidi döndürdüm.

"Sara, aç şu kapıyı!" diye bağırdıktan sonra kapıyı tekmelemeye başladı. Sırtımı kapıya yasladıktan sonra göz yaşlarımla beraber yere indim. Neden ağladığımı gerçekten ben de bilmiyordum, tüm olanlarla dolmuştum sanırım.

"Açmıyorsan kırıyorum kapıyı!" diye bağırdığında ellerimi başımın iki yanına sardım ve cenin pozisyonuna geçip dizlerimi kendime çektim. Sesler bir uğutlu gibi duyulurken vücudumun sıcacık olduğunu ve uyuştuğunu hissettim.

Kapının sarsılması duraklamışken o kadar uyuşmanın etkisinde yanaklarımın üzerinde iki el hissettim.

"Aç gözlerini Sara!" dedi kulaklarımda hafifçe yankılanan bir ses. "Beni duyuyor musun?"

Ellerimi kıpırdatmaya çalıştım fakat parmak uçlarımı sanki ateşle yakıyorlardı. Minik bir acı parmak uçlarımdan dirseklerime doğru giderken gözlerimi zorlukla açtım. Vücudumu aniden bir halsizlik kaplamıştı. Bu ilk defa oluyordu.

Gözlerimi tekrardan kapattığımda belimin hemen üstünde hissettiğim güçlü kollarla beraber Rüzgar tarafından kucaklandım. Adımlarını hızlandırırken kafamın ağrıdığını hissederek alnımı omzuna yasladım. Migren. Evet, yine başlıyoruz.

Zar zor gözlerimi açtığımda ciddi bir tavırla yanaklarımı iki yandan sıktı, ateşimi ölçtüğünü düşünerek "Migrenim var. Ateşlenmedim." dedim. Ayağını dolaba sabitledikten sonra yavaşca beni tek dizine oturttu. Kafamı artık kendi direncimle dimdik tutabiliyordum. Musluğu sonuna kadar açtıktan sonra elini suyun altına tuttu ve kaşlarını çatarak yanaklarıma sürmeye başladı.

Dikkatle birkaç kere de suyu yanaklarıma ve boynuma sürdükten sonra kenarda asılı duran beyaz havluyu alıp yüzümü sildi. Dikkatli tavrına bakılacak olursa onu biraz korkutmuş olmalıydım.

"Tam bir belasın, biliyorsun değil mi?"

Onu sinirlendirmek biraz da olsa hoşuma gitmişti ama hiç gülecek halim yoktu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Onu sinirlendirmek biraz da olsa hoşuma gitmişti ama hiç gülecek halim yoktu. Havluyu tekrar yerine koyduktan sonra beni dizinden indirdi.

"Şimdi iyi misin?"

Kafamı sallamakla yetindim.

"Benim dizimde oturuyordun, tabii iyi olacaksın çirkin."

Dudakları hafifçe kıvrılırken sadece göz devirmeyi tercih ederek banyodan çıktım. Odama geçip tam kapımı kapatacağım sırada Rüzgar geldi.

"Rüzgar, odadan çıkar mısın?"

"Neden?"dedi soğukça. "Burası benim evimin bir odası. Çıkmam için bir neden göremiyorum."

Sinirle gülerken "Ama burası bir kız odası!" dedim.

Kaşlarını kaldırıp gülümsedi ve beyzbol şapkasını komodinin üzerine koyarken "Burası bir erkek evi." dedi.

"Seninle aynı yatakta uyumam ben!" diye tepki gösterdiğimde sadece gülmekle yetindi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Seninle aynı yatakta uyumam ben!" diye tepki gösterdiğimde sadece gülmekle yetindi.

"Sanki ben çok meraklıyım, çirkin." dediğinde sinirle dil çıkardım.

Başını sağa sola sallarken güldü ve eli siyah kot pantolonunun kemerine gitti. Şaşkınlıkla gözlerim açılırken "Ne yapıyorsun sen?" diye ellerimi iki yana açarak sesimi yükselttim.

Kemerini de çıkardıktan sonra komodinin üzerine koyarken "Yatağa kemerle girmemi mi bekliyordun?" dedi.

Gitmeyecekti, belliydi. O yüzden bana ne kadar uzak durursa o kadar iyiydi.

"İyi o zaman yere yatak yap."dedim. Hiç değilse aynı yatak değildi.

Karşıma geçti ve tek kaşını kaldırdıktan sonra elleriyle vücudunu göstererek "Karşında enayi mi var?" dedi. Kendi yatağım yerine onun yatağına, onun odasına gitseydim, her yerde onu anımsatan şeyler olduğu için delirirdim herhalde. Ruh sağlığımı kaybetmek istemiyordum.

İkimiz de aynı anda yatağa koştuğumuzda, ikimiz de aynı anda çarşafın altına girdik. Onu ayaklarımla ittirirken, o, olduğu yeri kolaylıkla koruyabiliyordu.

"Olduğun yerde çırpınmayı kesersen uyuyacağım." dedi gözlerini kapatırken. İnatla karnına bir kere tekme attığımda gülerek gözlerini açtı.

"Her iddiasına girerim. Sabah bana sarılmış olarak uyanacaksın, çirkin."

"Kazanan şimdiden belli o zaman," dedikten sonra gıcık bir gülümsemeyle kafamın altındaki yastığı aramıza koydum.

***

Instagram: fatmandacx
Snapchat: auslanderx

FIRTINAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin