Kız güzeldi.
Ama çocuğun çirkini...
Çocuk geceydi.
Ama kızın sabahı...
Çocuk kıza yangındı.
Kız ise kendi içinde siyah olacaktı.
"Ne beni değiştir ne bana uy."
⚡Bu kitap 17 Ekim 2015 tarihinde yayımlanmıştır.⚡
⚡Eski adı ÜVEY ABİM'dir.⚡
Kanın çürük kokusu ciğerlerime dolarken şakaklarımda oluşan ağrıyla inledim. Kafam yavaş yavaş ağırlaşıyordu.
Zorlukla dudaklarımı araladım.
"Neredeyim ben?"
"Güvendesin."
Gözlerim ağırlaşarak kapandı.
"Yarını bekleyemedim,"Buğultulu ve çelik gibi tok bir ses ilişti kulaklarıma. "Aslında biliyor musun? Pek de güvende değilsin."
Gözlerimi açtığımda ellerimdeki kanı gördüm. Ne olduğu, olabileceği konusunu düşünmek etimin sarsılmasına neden oluyordu. Kanın kokusu ve karşımda dikilmiş duran adam midemi bulandırıyordu.
"Ne istedin benden?"
Yüzünde garip bir maske vardı.
"İnanır mısın bilmiyorum ama," Kafasını geriye doğru atıp iç geçirdi. "İşimi çok kolaylaştırdın,"
Tüyler ürperten gözleri kısıldığında bağlanmış ellerimi sızlayan kasıklarıma bastırdım. Maskeli adam işaret eder gibi elini havaya kaldırdığı sırada içeriden maskeli üç adam Rüzgar'ı getirip önüme ittirdi. Rüzgar yalpalayarak önüme düşerken gözleri yattığım koltuğa döndü. Beyaz iç çamaşırım kana bulanmıştı. Rüzgar'ın gözleri ise kıpkırmızıydı. Donuk ifadesiyle gözlerini gözlerime kitledi. Ağzı bantlıydı, elleri arkasından bağlanmıştı. Yattığım yerden doğrulmaya çalıştım ama kafamı bile kaldıramıyordum.
"Sevgilinin bekaretini gözlerinin önünde, hem de o baygınken..."
Rüzgar ağzı bantlı olmasına rağmen öyle bir haykırdı ki korkudan gözlerimi sıkı sıkı yumdum. Bir inlemeyle gözlerim kocaman açılırken maskeli adamlardan birisi Rüzgar'a sert bir tekme daha geçirdi. Rüzgar, tamamen yere düştü.
"Senin derdin ne?" diye bağırmak istedim ama bağıracak gücü kendimde bulamıyordum. Güçsüz ve titrek sesim korkuyla dans ediyordu. "Bu muydu istediğin? Savunmasız bir kıza tecavüz etmek miydi?"
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Sara Uluç)
Göz yaşlarıma engel olamıyordum. Korkudan hıçkırarak çıkıyordu kelimeler ağzımdan.
"Sen benim istediklerimi duysan ölmek istersin." Kolundaki yara izlerini gördüğümde titrememin arttığını hissettim. "Gerçi şu halinle öyle zevk veriyorsun ki bana..."
Kahkahası kulağımı tırmaladı.
Ağzımı açıp tek kelime edemiyordum. Gözlerim Rüzgar'a döndü. Acı içinde kıvranışını ve gözlerindeki nefreti görünce yerin dibine girmek istedim. Kanlı ellerimi tırnaklıyordum, ne yapacağımı bilmiyordum. Bu halde ne yapabilirdim ki? Utanç, iğrenti ve korku beynimin kıvrımlarında dolanıyor, gözlerimden yaş olarak akıyordu.
