Bölüm 4: Şans.

5.2K 316 164
                                    

Multimedya: Efrahın kardeşini merak edenler için Efe :)

Hiç kimsenin sana istediğin bir şeyi haketmiyormuşsun gibi hissettirmesine izin verme.  

~~

Karşılaşmaktan korktuğum gerçek tamda karşımdaydı işte. Ben köşe bucak kaçarken o yine bulmuştu beni. Yine , yine ve yine. Zaten ne zaman kurtulabilmiştim ki, ha? Hiç bir zaman. Ve hiç bir zamanda kurtulamayacağım. Babamın ceza evine girmiş olması bile umurunda değildi anlaşılan. 

Seke seke yanıma gelmesiyle irkilmiştim. Sağ bacağındaki protez sekmesine neden oluyordu. Zaten o protezin nedeni bendim. Ayrıca yüzündeki derin yara da benim eserimdi. Tamam, baştan alıyorum.

Yaklaşık iki yıl önceydi. Daha 15 yaşındaydım. 15. O yaştaki insanlar ne kadar cıvıksa bende o kadar serttim. Yani şimdi nasılsam o zamanda öyleydim. Ha tabi o zaman daha çok gülerdim ve konuşkandım. Lanet olası konuşmalarım yüzünden geldi zaten başımıza ne geldiyse.

Halamın oğlu, Serhan. Bana saplantı derecesinde bir bağlılık besliyor. Aşk demiyorum çünkü hissettiği şeyin adının aşk olmadığına eminim. Benim acı çekmemi ve yanında olmamı istiyor çünkü. Her neyse. Kendisi halamın tek çocuğu. Sülaledeki ilk çocuk. Anlayacağınız kendileri çok gözdedir. Ve herkes o ne derse doğru yanlış demeden inanır. Geri kafalı bir sülaleye sahibim çünkü ben. Her şey onların bu geri kafalılıklarından meydana geldi zaten. Kahretsin.

Dedim ya konuşkandım diye. Açıkçası çokta iyi niyetliydim. O geri zekalının bana bulunduğu yaklaşımları hep bir abi gibi değerlendirdim. Gelirdi yanıma, abim derdim. Şakalaşırdı abim derdim. Sinemaya tiyatroya götürürdü, abim derdim. Kısacası aklıma hiç ama hiç kötü şey getirmemiştim. Oda bundan faydalandı zaten.

Özellikle halamın ve babaannemin yanında sıklıkla benimle uğraşır, ilgilenirdi. Sonra sonra fark ettim bunu zaten. Sürekli şakalaşırdık. Derslerime çok yardım ederdi mesela.

Bir gün babamdan izin aldığını ve beraber bir arkadaşının evine gidip okey oynayacağımızı söyledi. Bunu garipsemedim, çünkü zaten sıklıkla dışarıda okey oynardık. Babaannemin yanındaydık o zamanda. Yüzündeki gülümsemeyi unutmuyorum. 

Tamam dedim. İnanmıştım babamdan izin aldığına. Sonra gittik biz o eve. O lanet eve. Hayatımı karartan eve. İçeri girdiğimizde arkadaşının markete gitmiş olduğunu söyledi. Ben içeri geçerken elleri omuzumdaydı. Ellerini omzumdan ittirmiştim ama o an tırsmıştım açıkçası. Ama halaoğlu işte. Candan, kandan. İnsan kötü bir şey konduramıyor. O güne kadar bir kötülüğünü görmemiştim çünkü.

Sonra film izleyelim bari dedi. Açtığı film romantik bir filmdi. Sonra filmin ortalarına doğru Serhan bana yaklaşmaya başladı. Sarıldığında şaşırmıştım. Teması sevmediğim için ittim. Sonra başını boynuma gömdü ve öpmeye başladı. O an dank etmişti benim aptal kafama. Onu itip ayağa kalktığımda beni kendisine geri çekti. Bağırmaya başladım ne oluyor diye. Bana iyice yaklaştığında gerçekten ama gerçekten çok korkmuştum.

Ondan hızla kurtulup mutfağa kaçtım. Oda aynı hızla peşimden gelmişti. Bağırıyordum bir yandan da 'Ne yapıyorsun sen?' diye. Elime en büyük bıçağı aldığımda bir an duraksamıştı. Sonra bir şey yapamayacağımı sanmış olmalı ki yakınlaşmıştı. Ve ben tek bir hamleyle bıçağı yüzüne geçirmiştim. Elim titrememişti bile. Tek bir hamle ile sol yanağının ortasında derin bir yarık oluşmuştu. Her taraf kan olduğunda yere çökmüş küfür ede ede  yanağını tutuyordu. Umurumda bile olmadan koşarcasına evden çıktığımda kapıda halam ve babaannemi görmüştüm. Şok olmuştum onları görünce. Beni hızla durdurup 'Nasıl geçti, artık evleneceksiniz.' dedi halam sinsice gülerek. Ben gözlerimi pörtletmiş ona bakıyordum. Nasıl yani onlar Serhanın bana yapacaklarını biliyorlar mıydı. Ve buna izin mi verdiler!

EFRAHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin