Ev meselesi.

2.1K 138 45
                                    

"Bazen ilk görüşte bilirsin; o senin kaderindir.

Bazen bir ömür boyu ararsın, bulunmaz. "

--

"Şu lanet şifreni verecek misin? Yoksa beyin gücümle zihnine girip harfleri tek tek kerpetenle mi çıkarayım?Ya da beyninin içine içine twerk yapabilirim."

Çağatay yarım saattir ısrarla yerleşme sonucuma bakmak için şifremi istiyordu. Bense hazır olmadığım için bunu red ediyor ve ilk önce kendisininkine bakmasını istediğimi söylüyordum.

"Lan bebe! Kendiminkine bakmıyorum diyorum sana. Vallaha seni babana şikayet edeceğim ya. Eğer bir kaç saniye içinde söylemezsen ciddi diyorum şifreni bloke edeceğim."

Ciddi olamazdı değil mi? Yani öyle de uğraşacaktı bayağı. Önce şifremi bir sürü deneyecekti. Sonrasında yeni şifre almak gerekecekti. Ptt ye gidip yeni şifre alınacaktı felan.

"Tamam, ama bir şartla." dedim aklıma gelen parlak bir fikirle. Bence kabul etmezdi. "Sende bana vereceksin şifreni. İkimizde aynı anda bakacağız."

Çağatay sinsi gülüşünü suratına yerleştirmişti.O an anlamıştım yanlış bir yol seçtiğimi. Onayladığı her halinden belliydi. Girdiğimiz çocuk kaydırağında beni biraz daha ittirip telefonunu çıkardı ve benimkini elime geri verdi.

"Yuh ya ne kadar çok arama yapmışlar. Gecenin bu karanlığında , bu kaydırakta bizi kimse rahatsız edemez ve bulamazda zaten." dedi sinsi bir gülüşle. Gözlerimi devirip telefonumdan sonuç açıklama sayfasına girdim. Aynı şekilde o da kendi telefonundan girmişti. İkimizde telefonları değiştirip şifre ve TC lerimizi girdikten sonra geri verdik.

Bir tuş.

Bir tık.

Tek bir dokunuş.

Biraz sonra kaderimin nereye yönlendiğini görmem için tek bir dokunuş gerekecekti.

Birbirimize baktık aynı anda Çağatay ile. Cebinden poşeti çıkarıp üzerime doğru attı ve kocaman sarıldı. Kıkırdamıştık.

"Bak." dedi. "Ne olursa olsun, biz senin ne kadar çaba sarf ettiğini gördük. Gerçi sen mallık yapıp tek bir yeri tercih etmeseydin gerçekten güzel olacaktı. O güzelim sıralaman boşa giderse dilimden asla kurtulamazsın." Biraz duraksayıp devam etti.

"Vazgeçtim lan, pişmanlığından öl, geber. Eğer o sıralama ile bir yere yerleşemediysen seni koltuk altı kıllarından tavana asarım. Kemiklerini açık yara yapıp tuz basarım. Saç derini yolup kendime hırka ördürürüm. Seni bağlayıp önünde bol acılı çiğ köfteyi yalana yalana yerim. Geri zekalı! Tek bir yeri tercih yapmak ne demek!"

Omuzlarımı silkeleyip ekrana dokundum. Heyecandan onun dediği hiç bir şeyi umursamıyordum. Gerçi çiğ köfte kısmı biraz içimde kalmıştı ama olsundu.

Aynı anda Çağatay da giriş yapmıştı sisteme. Nefeslerimizi tuttuk. Ardından aynı anda haykırmıştık.

"Lan."

"Oha."

Yüzümüzde munzur sırıtışlarla birbirimize baktık.

"ODTÜ Mimarlık."

"ODTÜ Mimarlık."

Ne? İkimizde aynı yeri mi tutturmuştuk? Yok artık. Yüzümün kıpkırmızı kesildiğine kalıbımı basabilirdim. İnanamıyordum. Çağatay'la aynı yeri tutturmuştuk. Onu geç, yaptığım tek tercih gelmişti. Ki puanım fazla bile geliyordu oraya. Ama şansım kötü gidip tutmazsa diye aşırı korkuyordum.

EFRAHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin