Bölüm 16: Beklenmedik.

3K 177 81
                                    

  'Oturursun, bakarsın sevdiklerine, gittikçe ufalıp kaybolur gözden. O zaman anlarsın işte vedalaşmak kalana değil gidene koyar. '

~~

'Yavaş olsana az.' diye sinirle bağıran Yeniye aldırmadan elimdeki pamuğa biraz daha batikon döküp kaşına bastırdım. Serhana o kadar çok vurmuştu ki onları ayırmak için Yeniye yumruk atmıştım. Evet bunu yapmıştım. Birden elimden kaçmıştı. Tabi Yeniye attığım yumrukla kaşı patlayınca Serhan , sanki o kadar dayağı yememiş gibi, kalkıp kaçmıştı. O kadar sese nasıl kimse uyanmaz hayret ediyorum hala.

'Senin yüzünden başıma gelenlere bak ya. İlk önce planlarımı boz, dayak yiyeyim. Daha sonra sana sarkan çocuğu dövdüm diye kaşım patlasın. Senin amacın ne?' dedi Yeni. Haklıydı. Benim amacım neydi? Sabahki olayda tamamen iyi niyetliydim, ama az önce öfke patlamasının ardından elimden kaçan bir yumruk atmıştım. Özür dilemem gerektiğini biliyordum. Ama daha önce hiç özür dilememiştim ki. Nasıl dilenir bilmiyordum.

'Haklısın.' diyebildim kısık ve bıkkın bir sesle. Başını bana öyle bir hızla çevirdi ki gözlerim kocaman açıldı. 'Sen bana haklısın mı dedin. Sen , bana. Allah allah.' 

Gözlerimi devirip küçük bir yara bandını açtım ve onun alnına yapıştırdım.  Daha sonra , aynı anda ikimizinde karnından gurultular yükseldiğinde birbirimize bakıp gülümsemelerimizi bastırdık. Aynı anda karnımız guruldamıştı. Çok garibime gelmişti. 'Tamam, yeter bu kadar. Hadi bana bir sandviç borçlusun. Özür bakımında.' deyip göz kırptı ve ayağa kalktı. İtiraz etmedim haklıydı özür borçluydum. Bunu ona sandviç yaparak ödeyebilirdim. 

Mutfağa geçtiğimizde o masanın yanındaki sandalyeye oturdu ve beni izlemeye başladı. 'Pijamalarında şekilmiş.' deyip güldüğünde ona dönüp ters bir bakış attım. Bu Efeyle en sevdiğimiz pijamamızdı.

Dolabı açıp salam, krem peynir, domates, salatalık ve marul çıkardım. Ardından ekmek sepetinden sandviç ekmeği çıkardım. Zengin mutfağı da bir başka oluyormuş. İki tane buzdolabı var, ayrıca bir tane derin dondurucu var. Ekmek sepeti de bir ayrı, sanki fırın gibi.  'Önümüzdeki yıla yetişir mi?' dedi bıkkın bir sesle. Etrafı incelemeyi bırakıp ekmeklere önce krem peyniri sonra salam, domates, salatalık ve marulları koydum. Ardından dolaptan içecek olarak ayran aldım.Karşımda oturuyordu. Sandviçleri tabağa koyup birini onun önüne diğerini benim önüme koydum ve ayranları tabakların yanına yerleştirdim. Ardından hemen oturup sandviçimden kocaman bir ısırık aldım. 'Yavaş, yavaş. Boğulacaksın.' diyen Yeniyi umursamadan aynı şekilde yemeye devam ettim, acıkmıştım.

Neredeyse yarısını yediğimde ve o da benimle aynı şekilde yarıladığında durup derin bir nefes aldım. Mideme oturmuştu. Gerçekten çok hızlı yemiş olmalıydım. 'Söylesene, neden bana hiç ismimle hitap etmiyorsun?' diye sordu birden Yeni. Bakışlarımı anlamazca ona çevirdiğimde ciddi olarak sorduğunu anladım. 'Ayrıca neden konuşmuyorsun. Hayatımda ilk defa konuşmayı sevmeyen bir kız, kızı bırak bir insan görüyorum. Çok garipsin.' dediğinde gülümsemiştim. 'Bence bana cevap vermelisin, çünkü bana borçlusun unutma.' dedi. Ben o borcu sandviçle kapattığımı düşünüyordum.

'Bak ya hala cevap vermiyor.' dedi ve sandviçini açıp içindeki krem peyniri parmakladı, ardından parmağını burnuma sürdü. Donup kalmıştım. O bana dokundu mu az önce. Donmamdan faydalanarak domatesini de çıkartıp yanağıma sertçe koydu. 'Bence konuş yoksa seni sandviç yapabilirim.' dediğinde gözlerimi devirdim ve ayranımdan bir yudum aldım. Ayağa kalktı ve yanıma doğru yürüdü. Ciddi olamazdı değil mi?

Elindeki salatalıkları hızla yanağıma koyduğunda hızla ayağa kalktım ve geriledim. Ben geriledikçe o üzerime geliyordu. Şuan aklıma takılan tek şey neden ona bağırıp vurmadığımdı. Normalde öyle yapmam gerekiyordu. 

EFRAHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin