Bölüm 30: Dövme

2.1K 121 20
                                    

Bir kavgaya girdiğinizde mesele dayak yeyip yemediğiniz değil, ayağa kalktıktan sonra ne yaptığınızdır. 

~~ 

İnsan.

Ne kadar garip, ne kadar saçma bir varlık. Hırslarıyla var olan, kin dolu, asla bitmek bilmeyen öfkesine her zaman yenik düşen bir canlı. 

Dünyaya bir daha gelsem asla insan olmak istemezdim. Kimsenin hırsına, öfkesine ve egosuna kurban gitmek, kimseyi kendi egomla karşılaştırmak istemezdim.

Öfke, asla kontrol edilemeyen bir şey. Özellikle ilk yükseldiği zamanlarda. Damarında sanki kandan başka bir şey dolaşıyormuş gibi. Çok farklı bir varlık haline getirebiliyor insanı.

Daha fazla ve daha fazla mesela. Her zaman daha fazlasını istiyor insan. Özellikle damarında öfke varsa kişinin , o zaman işin boyutu her zaman değişir. İlk zamanında öfkesini gösteren insan her zaman daha masumdur bence. Daha sonraya  bırakan, zamanla küllerini harlayan birileri varsa karşında o zaman , işte o zaman her şey çok daha zor oluyor.

"Ne oldu, dilini mi yuttun kuzen?"

Başımı başka tarafa çevirmeyi, onun o iğrenç gözlerine bakmamayı o kadar çok isterdim ki. Ama yapamıyordum. Gözlerimi onun öfke dolu hırs dolu gözlerinden alamıyordum. O kadar derin ve öldüresiye bakıyordu ki. Gözlerimi kaçırırsam o yenecekmiş gibi geliyordu. Bu yüzden bir saniye olsun bakışlarımı onun gözlerinden çevirmiyordum.

"Konuşsana kızım. Hanimiş dilin?" 

Eğlendiği her halinden belli oluyordu. Ellerimdeki ipleri koparıp suratını dağıtmayı her şeyden çok isterdim. Şuan varlığımı feda ederdim bunun için. Fakat ellerim ve ayaklarımdaki lanet ipler ufak bir engel teşkil ediyordu zafere ulaşmamda.

"Hala mı susuyor?"

"Evet güzelim. Gel birazda sen eğlen."

İlk başta şaşırmıştım tabii ki bende. Ama iki pislik birbirini çok güzel çekmişti. 

"En son sana bir daha bulaşmamam konusunda uyarılar a pardon tehditler mi savurmuştun kuzucum sen?"

Ah şu ellerim bağlı olmasaydı.. İkinizin yüzüyle sanat eseri oluşturabilirdim.

Mesela birinizin kafasını kalorifere sürterek kırmızı boya yapardım.

Ya da sırt kıvrımlarınızı kızgın demir ile daha belirgin hale getirebilirdim.

Bence en zevkli olanı yüzünüze neşter ile animasyon çizmek ve tuzla daha belirgin hale getirmek olurdu.

Aa tuz demişken, tırnaklarınızı söküp develere parmaklarınızı yalatmak da çok iç açıcı olabilirdi.

"Bak ya hala susuyor."

Bisküvi saçlarımı avuçlayıp yüzünü yüzüme yaklaştırdığında hızımı alamayıp kafamı kafasına geçirmiştim bile.

Serhan , Bisküviyi hızla geri çekip bana saldırmasını önlemişti. Aa canım neden öyle yaptın ama? Birazda ben eğlenseydim.

"Seni mahvederim. Duydun mu beni? Yüzümde bir morarıklık olsun seni mahvederim."

Çok korktum.

"Gel ,özür dileyeyim." dediğimde afallamıştı. Kendi ses tonum bile bana inandırıcı gelmişti.

"Tabi elin kolun bağlı olunca öyle masum olursun." deyip bana yaklaştı aptal. Tüm gücümü alnıma verip kafamı gözüne öyle bir geçirmiştim ki yeri boylamıştı bile. 

EFRAHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin