Bölüm 20: Bisküvi.

2.8K 175 131
                                    

  'Bir şey söyle bana. İçimdeki kayayı kaldırıp atacak bir şey söyle. Nefes alabileceğim bir şey de bana.' 

~~

 Zaman kavramı yoktu benim için. Şuan sadece aklımda dönüp duran, binlerce soru yığınıyla boğuşuyordum. Gözlerim gecenin karanlığından değil, sımsıkı kapatılmaktan dolayı zifiri karanlığa hapsolunmuştu. Kulaklarımı dolduran ses , rüzgarla dans eden göletin dalgalarından başka bir şey değildi. Düşünmekten kaçıyordum belkide. Onlarca şey düşünmem gerekirken , düşünmem gereken şeyleri düşünmemeye çalışıyordum. Ne kadar saçma bir insan olmuştum ben böyle!

Sıradan da olsa yolunda giden bir hayatım vardı benim. Kimsenin üzülmediği, kimseyle konuşmadığım, kendim olduğum, arkadaş edinmediğim ve sevilmediğim küçük bir dünyam vardı. Dedim ya küçük bir dünyam vardı benim. Benim olan bir dünya, sınırlarını kendim koyduğum, istediğimi içeri aldığım istediğimi kapı dışarı ettiğim. Ama şimdi. Şimdi gittikçe yeni sınırlar edinen dünyam kontrolümden çıkıyordu. Ben, ben gerçekten ne yapacağımı bilemiyordum.

Kulağıma gelen derin derin nefes alıp verme seslerini göletten gelen dalganın sesleriyle beraber dinliyordum. Küçük dünyama yeni bir şey daha ekleniyordu, daha önce hiç keşfetmediğim hiç yaşamadığım bir şey. Aslında hiç yaşayacağımı düşünmediğim bir şey. Ve en önemlisi hak etmeyen birine karşı gelişen bir şey.

'Suskun.' dedi soluk alıp vermelerinin arasına karışacak derecede küçük bir sesle. Duymamazlıktan geldim bir an için. Hala elinde bileklikle bekliyordu çünkü. Söylediği şey doğruydu, buraya gelmem onun bana hissettiği şeyin bir türevi olmalıydı. Bunu istemiyordum , gerçekten istemiyordum. Böyle hissetmek istemiyordum. Burnumun onun kendisine has, babama benzeyen, her duyduğumda kendimden geçmemi sağlayacak kokusunu içime çekip ciğerlerimi bayram ettirmek istemiyordum. Onun mükemmel vücudu, mükemmel yüzü, gözü, burnu ile kendisine has şekillendirdiği saçlarıyla gözlerim ışıldasın istemiyordum. O sesi.. Kalın olduğu kadar tehlikeliyim diye haykıran, inceldiği anlarda dalga geçiyorum imajını hissettiren kendisine has erkeksi sesiyle kulaklarım dolsun istemiyordum. Ellerimin onun saçlarının ne kadar yumuşak olduğunu keşfe çıkmasını istemiyordum. İstemiyordum değil mi? Hadi Efrah, net ol. İstemiyorum de, haykır.

Kahretsin! Ağzımın ucuna gelen harfleri bir türlü toparlayıp sözcüklere dökemiyordum. Yapamıyordum işte. Ne zaman yumuşamıştım ben ona karşı böyle. Ne zaman bu garip duygular sarmalamıştı benliğimi. Mantığım yerini ne zaman duygularıma bırakmıştı. Böyle olsun istemiyordum, olursa herkesin üzüleceği bir şeyin gerçekleşmesini istemiyordum.

Mantığını kapat, duygularına izin ver, hadi Efrah bunu yap, duygularını dinle bir kaç dakikalığına dedi her zaman çatışma yaşadığım iç sesim. Tamam,lanet olsun bunu yapacaktım. Sadece bir dakikalığına 17 ,pardon şu andan itibaren 18 , yıldır hiç yapmadığım bir şeyi yapacak, duygularımı dinleyecektim.

Furkana haksızlık ettiğimi biliyordum. Ama daha öncede milyon kere söylediğim gibi onu sadece erkek kardeş gibi görüyordum. O gerçekten çok yumuşak, kibar, anlayışlı, efendi, insana değer veren ve bir o kadar da yakışıklı biriydi. Bu saydıklarımın kat be kat fazlasıydı Furkan. Herkesin sahip olmak isteyeceği biriydi. Beni değerli bir mücevhermişim gibi koruyup kolluyordu. Ne dersem ne istersem yapıyordu. Bugün bana yaşattığı şeyi ömrüm boyunca unutmayacaktım. Söyledikleri, yazdığı şeyler, ayarladığı mekan, insanlar ve daha bir sürü şey. Daha önce kimse bana bunu yapmamıştı. Ama , belki nankörlük olacak, ben bunu istemiyordum. Ben sürekli kibar birini değil, yeri geldiğinde istediği şeyi sertçe yaptıracak birini , sözünü bana geçirtebilecek istiyordum. Anlayışlı birini değil, zamanı gelince hayır olmayacak deyip susturacak birini istiyordum. Efendiliği dillere destan olanı değil, sadece bana özel olanı istiyordum. Bu anlattıklarımdan maço biri istediğim anlamı çıkmıyor. Çünkü her şeyi yeri ve zamanı dikkate alarak yapan birini istiyorum. Benimle baş edecek birini istiyorum ben. Benim asiliğimi törpüleyecek birini, beni bastıracak birini..

EFRAHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin