9. Bölüm

85 21 10
                                        

Karnelerin dağıtılmasının üzerinden aylar geçmişti. Bu birkaç ay, her anlamda sıkıntılıydı. Hem boşluğu hem de sorunları yüzünden...

Annesi tekrar ameliyat olacaktı. Genç kız endişeliydi yine de pek  umursamıyordu. Zamanı gelene kadar tam olarak ne tepki verebileceğini bilmiyordu. Kararsızdı. Ama karar verebilmesi için daha uzun bir zamanı vardı.

Sıkıntılarından dolayı eve tıkılıp kalmıştı. Dışarıya çıkmıyor, sürekli kitap okuyordu. Yapacak bir şey bulamıyordu. Bunalmıştı.

Odasına girdi. Annesinin daha yeni topladığı yatağının üzerine oturdu. Telefonunu alıp sosyal sitelerde dolaşmaya başladı. Bildirimlere baktı. O sırada yeni bir mesajla karşılaştı. Mesajın sahibi, Yasemin'in kalbinde buruk bir his bırakmıştı. Hatta az da olsa gözleri dolmuştu. Gönderen kişi, Aleyna'ydı. Uzun zamandır görüşmediği biricik (!) arkadaşı.

Nasılsın?

Sinirle mırıldandı, genç kız. "Nasılmışım! Çok iyi. Neden iyi olmayayım ki? Hem, sen o kadar zaman arama sorma sonra mesaj at! Oldu canım!"

Yine de mesajı cevapladı. Bu, bir tür takıntıydı. Mesajları, yanıtsız bırakmaktan hoşlanmazdı.

İyiyim. Ya sen?

Daralan yüreğine koydu, elini. Derin bir nefes aldı, sonra. İçi buruktu. Herhangi birinin yapması canını bu kadar acıtmazdı belki ama yakın bir arkadaşının bunları yapması, genç kıza çok ağır geliyordu. Katlanamıyordu.

Ben de iyiyim. Canım sıkılmıştı da belki buluşuruz diye mesaj attım.

Hâlâ buluşmaktan bahsediyordu. Oysa Yasemin için bu arkadaşlık tamamen bitmişti.

Maalesef işim var. Belki sonra...

Aslında yapacağı herhangi bir iş yoktu. Tüm gün boştu. Ama o, bu boşluğu tercih ederdi.

Bana karşı tavır mı takınıyorsun?

Bu mesaja güldü, genç kız. İnsanlar, değer verdiği kişiler hata yaptığında tavır takınırlardı. Yasemin neden ona tavırlı davransındı ki? Aleyna çoktan düşmüştü, genç kızın badem gibi gözlerinden.

Ne alakası var?

Her ne kadar soğukkanlı cevaplar verse de içinde bir fırtına kopuyordu. Aklına anıları doluşmuş, boğazına bir yumru oturmuştu bile.

İster istemez birkaç sene öncesine gitti, aklı. Narindi o zamanlar. Psikolojisinin ilk çöküntüye uğradığı zamanlardı. Annesi hastanedeydi. Babaannesi evde duruyor, çocukların başında bekliyordu. Her ne kadar her şey yolundaymış gibi görünse de Yasemin zor zamanlar geçiriyordu. Tüm hayatını şekillendirecek bir dönemde olduğunun farkında değildi üstelik.

O zamanlar Aleyna'yla da araları çok iyiydi. Aralarından su sızmıyordu. Ama genç kızın üzerine bir hüzün çökmüştü, o sıralar. Evi, ona tamamen yabancı geliyordu. O eve adımını atmak istemiyordu. Aklına, ansızın annesi geliyordu ve kendini yeni bir hüzün dalgasına kaptırıyordu.

Aleyna da bu durumdan haberdardı. Bazen biricik arkadaşını hüngür hüngür ağlarken buluyordu.

Yine bir gün Yasemin'in morali bozuktu. Arkadaşı, bu durumdan bir hayli rahatsızdı. Genç kızın içinde büyüyen hüzün, onu korkutuyordu.

Okul çıkışında birlikte, Yasemin'in evine gittiler. Çantalarını eve bırakıp dışarı çıktılar. Apartmanının bahçesine doğru yürümeye başladılar.

Genç kızın elleri, hırkasının cebindeydi. Bakışları alelade bir yere odaklanmıştı. Yine bir hüzün oturmuştu yüreğine. Anlatmak istese de konuşmaya başladığı an sesinin titreyeceğini ve göz pınarlarının yaşlarla dolacağına emindi. Bu yüzden susuyordu.

BOŞLUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin