Multimedya Yasemin.
Şen şakrak bir akşam yemeğinden sonra odasına çekildi, Yasemin. Yıllar sonra ilk defa bu kadar mutlu ve enerjikti. Belki de abartmıştı yaşadıklarını. Ama bu kadar şeyi kaldıramayacağını düşünmüştü bir ara. Minik omuzlarına yüklenmişti, zalim hayatın kederi. Hafiften kamburlaşmıştı sırtı, bu ağırlıkla. Tabii tamamen soyut anlamda. Gözle görülen herhangi bir değişim yoktu.
Gülerek ders kitaplarından birini çıkardı. Çalışma masasının üzerine koyup kalemini buldu. Biraz ders çalışsa iyi olacaktı.
Aradan bir saat geçti. Zor bir Matematik sorusuyla cebelleşiyordu, genç kız. Böyle bir soruyu neden sorarlardı ki?
Fark etmeden dağıttığı saçlarını, kulağının arkasına itti. Tüm benliğiyle soruya odaklandı. Hangi yoldan denerse denesin bir süre sonra takılıp kalıyordu.
Soruya öylesine odaklanmıştı ki kapının açıldığını duymadı. Neredeyse ağlayacaktı.
Annesi, çelimsiz kollarını Yasemin'in vücuduna doladı, birdenbire. Genç kız bu ani hareket karşısında irkildi.
"Bayram değil, seyran değil. Eniştem beni niye öptü?" diye dalga geçti. Ama annesi gibi o da duygulanmıştı. Bu sarılmaya ne kadar ihtiyacı olduğunu fark ettiğinde şaşırdı. Tüm acılarının çaresiymiş meğer, bu sarılış.
Gözlerinin dolmasını engelleyemedi. Hatta ısrarcı bir gözyaşı, yanağından süzüldü. Bir insanın, özellikle de Yasemin'in, birine dargın olması zordu. Hele de kırgın olduğu kişi, öz annesiyse.
İçindeki kötü his giderek büyüdü. Aylarca, ağlamaktan helak olmuştu. Daha fazla ağlamak istemiyordu. Yine de... Dayanamıyordu işte.
Bir süre daha ağlaştılar. Bu, onlar için çok duygusal bir andı. İkisi de, bu süre zarfında, bu duygusallığı bozacak tek bir hareketten bile kaçındı. Ama bir yere kadardı. Genç kız, bu durgunluktan sıkıldı. Geriye çekildi.
"Uğraşmam gereken, zor bir soru var. Belki de onun gibi daha tonlarcası."
Annesi gülümsedi. Kızının eski haline dönmesine çok sevinmişti. Hem de hiç sevinmediği kadar. Yasemin'in susmasına katlanamıyordu.
Annesi de çıkınca tekrardan derslerine gömüldü, genç kız. Çözemediği zoruyu bile çözebilmişti.
Birkaç saat sonra yorulduğunu hissederek kitabı kapattı. Saate baktığında sandığından daha uzun bir süredir ders çalıştığını fark etti. Esnedi. Uyuma vakti gelmişti.
***
Sabah, annesinin bülbülleri kıskandıran sesiyle uyandı. Gecelerini zehir eden kâbuslar yoktu artık. Mutluluk, her durumda insana huzur veriyordu. Yasemin, bunu bizzat test etmiş, onaylamıştı.
Kollarını gerdi ve esnedi. Bu durumdan faydalanan annesi kızını gıdıklamaya başladı.
Neye uğradığı şaşıran Yasemin, annesinin elini itmeye çalışsa da başaramamıştı. Sıktı kendini biraz. Fakat daha sonra dayanamayarak gür bir kahkaha attı. Annesi, bu görüntüye gülümsedi.
Nefesi kesilince durdu annesi. Güzel bir gülümseme vardı şimdi ikisinin de yüzünde.
"Sanırım tamamen uyandın. Yemek hazırlamaya gidebilirim."
Başını sallayarak onayladı, Yasemin. Hiç olmadığı kadar dinç hissediyordi kendini. Ne de muhteşem bir histi...
Odada yalnız kaldığında hışımla kalktı yataktan. Kıyafetlerinden sevimli bir kombin hazırlayarak giyindi. Saçlarını açık bıraktı. Uzun saçlarının bukle bukle, bir şelale misali beline dökülmesini çok seviyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
BOŞLUK
Romanzi rosa / ChickLitİyi ya da kötü olabilirsiniz. Peki ya ikisinin de ortasındaysanız? İşte, o zaman BOŞLUK'tasınızdır. İki arada bir derede kalmış kızın hikayesi.