Chapter 6

1.5K 105 39
                                    

Çok söz etmeyip hemen sizi bölümle baş başa bırakıyorum.
Not : / Mutlimedia'daki şarkıyla okuyunuz. Açılmazsa; şarkı : Lost Frenquencies - Are You With Me

All The Love, Cemre xxx ❤

Author's Lecture

Louis uyandığında dün gece olanları pek kestiremesede aklına geldiğinde utanmıştı. Arkasını dönüp yanındaki şaheser gibi yatan piercingli, Dövmeli meleğe baktı.

'Tanrı o'nu boş zamanında yaratmış..' diye düşünmekten kendini alamadı mavi gözlü oğlan.

Onunlayken kendini kaybediyordu. İyi anlamda. Sanki dünyada; açlık krizleri, savaşlar, ticari - siyasal olaylar bitmiş gibi. Herkes Mutlu mesut yaşıyor gibi. Çocuklar mutlu, sokakta arkadaşlarıyla birlikte; karınları tok bir şekilde oynuyor gibi hissediyordu mavi gözlüsü.

Kollarını sevdiği adamın beline doladı. Burnunu onun burnuna sürttü.
Kafasını yeşil gözlünün boyun girintisine koyup kokusunu derince içine çekti.
Birbirlerine dolanmış bacakları, kollarıyla birbirlerini sarmalamaları... Tanrı Aşkına! Birisi onları görse gece sevişmiş iki sevgili zannederdi!

Ama gelin görün ki gece seviştiler evet, ama sevgili değildiler. Lakin sevgili hayatı yaşıyorlardı. Kendileriyle çelişen: birbirlerine aşık iki aptal genç!

Ah evet! İki aşık genç diyorum. Çünkü birbirlerine söyleyemiyorlar. Aşklarının karşılıksız olduğunu düşünüyorlar.

Louis, açılan örtüyü Zümrüt çocuk ve Kendi üstüne yavaşça örttü. Dışarıda kar yağıyordu. Bu yüzden hava soğuktu. Harry'ye daha sıkı sarıldı o üşümesin diye.

[♡][♡][♡][♡][♡][♡][♡][♡]

Yaklaşık 20 dakika sonra Harry uyandı. Ah! Bu sefer de Louis yatıyordu. Harry küçüğünün burnunu öpüp ayağa kalktı. Hava çok soğuktu. Banyoya gidip bacak arasını yıkadı. Bu soğukta banyo yapamazdı ya! Odaya tekrar geldi. Louis'nin üzerini sıkıca örttü ardından kendi kıyafetlerini giydi.

Küçük kulübenin kendisi gibi küçük olan mutfağına inip küçüğüne kahvaltı hazırlamaya çalıştı.

Yarım saat sonra kahverengi ahşap bir tepsinin içinde yumurta, 2 fincan sade kahve, 2 dilim ekmek, bal ve vb. kahvaltılık yiyecekler duruyordu.
Tabii ki bir çiçek bulup koymayı unutmamıştı. Harry jest yapmayı severdi. Herkese olmasa bile sevdiği kişiye yapardı.

Odaya geldiğinde Louis'nin hâlâ uyduğunu gördü. Elleri kafasının altında birleşmiş, bacaklarını kendine çekmiş uyuyordu. Dağınık yatan birisi olmamıştı. Hiç. Hep küçük köşelerde yatmayı severdi Louis.
Hatta bir keresinde o kadar küçülmüştü ki görünmüyordu. Küçük bedeni yorganın altında hiç görünmüyordu. Annesi onu uyandırmaya çıkmıştı ki göremeyince telaştan polise haber verdi. Uykusu ağırdı zaten.
Harry onun bu halini görüp gülümsedi. Yanına gidip uyandırma çabalarına başladı.

"Louis," "Loueh, hadi uyan bebeğim. Louis." Louis olumsuzca mırıltılar çıkarıyordu. Harry onun bu halini görüp kıkırdadı.

Harry aklına gelen şeytani fikirle sırıttı. Elindeki özenle hazırlanmış tepsiye komodinin üzerine bıraktı. Yatağa tırmanarak küçüğü gıdıklamaya başladı.

Birkaç saniye sonra Louis gözlerini hızla açtı ve açmasıyla beraber kahkahalara boğuldu. "Tanrım Harry. L-lütfen dur! Hahaha!"

"Pekâlâ prenses. Durmak için tek bir şartım var," Harry ciddi bir ifadeye bürünmeye çalıştı. Sonuç : hüsran.
Siktir edip eski halini aldı. Louis devam et dercesine kafasını onaylar biçimde salladı.

Can You Love Me? || Larry #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin