Chapter 11

1.1K 74 16
                                    


Kuşlar civaklayıp uçuyor, yeşilliklerle dolu vadide küçük nehirler şırıl şırıl akıyordu. Kelebekler uçuşuyordu gökkuşağı renklerinde. Gökyüzü pırıl pırıldı. Bu havada dışarıya çıkmamak yazık olurdu diye düşündü Louis.

Sevgilisinin elini tutmuş gözlerinin içine aşkla bakıyordu. Onu ne kadar çok sevdiğini düşündü tekrardan. Her aklına geldiğinde bunun üstüne kafa yorardı. Karşılıksız sevgi gibiydi o kadar çok seviyordu. Ama karşılıksız değildi. Bu işin güzel yanıydı.

İlerdeki büyük çınar ağacına yapılmış, tahta salıncak dikkatini çekti Louis'nin. Hevesle Harry'nin gözlerine bakıp 'Harold, sevgilim. Beni sallar mısın!" Diye söylendi. Harry, Louis'nin çocuksu heyecanına yenik düşüp omuzlarını düşürdü. Sevgilisinin dudaklarını öptü.

'Sen yeterki iste bebeğim,' deyip tatlılıkla gülümsedi.
Elleri birbirine kenetlenmiş ilerideki salıncağa gidiyorlardı.

[♢][♢][♢][♢]

'Louis, Tanrım ben çok yoruldum,' diye söylendi Harry. Louis dudaklarını büzsede kafasını olumlu yönde salladı.

Louis salıncaktan kalkıp Harry'nin oturmasını işaret etti.
Harry oturup kucağına çekti Louis'yi. Louis şaşkın bir çığlık atıp küçük bir kahkaha çıkardı ağzından. Harry dayanamayarak öptü sevdiği adamın dudaklarını.

Louis'de karşılık verdi. Harry Louis'nin beline sarılı ellerini sıkılaştırdı.
Öpüşmeleri derinleşirken Louis ilk geri çekilen taraf oldu. Alnını, onun alnına dayayarak nefeslerini düzene soktu Louis.

Nefesleri birbirlerine karışıyordu. Harry, Louis'yi azdırmak amaçlı nefesini yüzünün her yerine üfledi. Boynuna ilerleyerek öpmeye başladı. Louis kafasını geriye atıp o'na yer açtı.

[♢][♢][♢][♢]

Louis ve Harry hâlâ salıncakta oturmuştu. Harry ayaklarıyla küçük bir hızda sallıyordu.

"Seni Seviyorum Aşkım," dedi Louis tekrar o'nun dudaklarını öperken.
Hava birden kararmaya başladı. Gökyüzüne kara bulutlar gelmişti. Pırıl pırıl bulutlar kaybolmuştu. Yağmur çiselemeye başlıyordu,

Harry gülümserken, cevap vereceği sırada silah sesiyle irkildi Louis.

Harry'ye baktı. Gülümsemesi yavaş yavaş soluyordu. Louis'nin içi saf bir endişeyle kaplandı.

"Harry!" Diye bağırdı Louis.
Sevdiği adamın gözleri kapanırken tekrar bağırdı tüm gücüyle : "HARRY!!" Harry gözlerini zorla açıkta tutmaya çalışarak konuştu.

"Seni Seviyorum Louis. Her zaman kalbimde olacaksın."
-bunu aslında Louis tivit atmıştı ama napıyım ben Hazza'ya kullandım-

"HARRY!" Louis bağırarak doğruldu yatakta. Kan ter içinde kalmıştı. Gözlerinden akan yaşlar durdurulamaz bir hal almıştı.

Harry'yi kaybediyordu. O ölüyordu. Harry, ilk aşkı, ilki ölüyordu. Ve Louis buna dayanamazdı. Arkasından intihar edip cennete o'nun yanına giderdi. Onsuz yapamazdı. Bir hiçti.

"Louis," diye seslendi Harry. Louis şoktan çıkmaya çalışır gibiydi. Yüzünde terler dur durak bilmiyordu.

Louis titrerken Harry onu kolları arasına ald ve saçlarını öptü. "Louis. Bebeğim sakin ol. Kâbustu. Korkma. Shhh."

Louis geri Çekilip Harry'nin suratına baktı. Gözyaşları tekrar akarken sıkıca ona sarıldı. "H-harry burdasın. Y-yanımdasın. Tanrım şükürler olsun!" deyip çıplak göğsünü öptü onun. Yanında olduğuna tonlarca şükretti. Yaşıyordu ve yanındaydı.

Gördüğü kâbus(!)'un bir daha tekrarlanmaması için herşey yapılabilirdi.

Louis, Harry'den uzaklaşıp yüzüne baktı. "Beni bırakma," dedi. "Beni bırakma Harold," dedi tekrar. Acınası bir hâlde gözüktüğünü düşünüyordu. Oysaki sadece sevdiği adamı kaybetme korkusuyla gördüğü lanet olası kabustan uyanan bir aşık çocuk gibiydi. Acınası değildi, zavallı değildi, aciz değildi. Tapılasıydı.

"Bebeğim ne oldu? Anlatmak ister misin?" dedi sakin ses tonunda konuşurken Harry. Louis otomatiğe bağlanmış gibi hızla başını yanlara savuruyordu. "Hayırhayırhayırhayır," tekrar ediyordu dediklerini.

"Pekâlâ aşkım. Hadi uyuyalım. Aklına getirmemeye çalış bunları bebeğim. Tamam mı?" Deyip omzundan tekrar kendine çekti Harry.

Louis başını göğsüne yaslayıp küçük küçük öpücükler konduruyordu. Harry, göğsüne yaslanmış küçük bir bebek edâsına bürünmüş Louis'yle birlikte geriye doğru gitti.

Birbirlerine sarmaş dolaş yatıyorlardı. Kolları, bacakları, elleri.

Harry onun üşümemesi için üstlerine çektiği örtüyü iyice sıkılaştırdı.

Louis'nin titremesi az da olsa geçmişti. Harry onun saçlarını öpüp kokusunu içine çekiyordu.

"Beni bırakma Harold. Lütfen. Sen yokken ben bir hiçim. Yemin ederim. Lütfen Harry. Seni Seviyorum. Seni çok seviyorum aşkım,"

"Yemin ederim ki seni bırakmayacağım Louis. Asla, bu saçmalık olurdu. Senin gibi birine yeni sahip olmuşken bırakmam saçma olur. Meleğim. Seni seviyorum meleğim"

Son kez bebeğinin saçlarını ve dudaklarını öptü.

Kendilerini huzurlu bir uykuya teslim ettiler.

İyi Geceler Ruh İkizleri...

###
GEÇİŞ BÖLÜMÜ GİBİ SAYABİLİRSİNİZ. CANIM SIKILDI O YÜZDEN YAZDIM.
SİZİ SİZİ SEVİYORUM.

All The Love, Cemre xxx ❤

Can You Love Me? || Larry #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin