Chapter 16

971 65 38
                                    

Selam. Bölümü yazıyorum ama hiç iyi değilim. En yakın arkadaşım beni bıraktı. Reelden. Çok kötü durumdayım. Biraz da olsa kendimi bulmak için yazıyorum.

Kötü olmuş olabilir. Üzgünüm. Mazur görün.

Not :/Mutlimedia'daki şarkıyla okuyunuz. Açılmazsa; şarkı : Maroon 5 - This Summer's Gonna Hurt Like A MotherF****r 💖

Author's Lecture ♢

1 Hafta Sonra

Bir hafta için herşey oldukça iyi gelişmişti. Louis 'sevgilisinden' Thomas'tan ayrılmıştı. Ailesi buna ne kadar karşı çıksada istemediği bir şeyi yaptıramazlardı.

Carrick ve Robin iş için Fransa'ya gitmek zorunda kalmıştı. Bu süreçte Anne ve Johanna beraber zaman geçiriyordu.

Harry ve Louis Anne'e birlikte olduklarını anlatmışlardı. Anne çok şaşırsada kabullenmişti.

Bu zamanda Louis'den iyi gelin mi bulacaktı? Pardon! Damat olacaktı o.

Zayn ve Liam'ı çok kere öpüşürken yakalanmışlardı. Ve ikisi bunu inkar ediyordu. 'Zayn üstüme düştü ne yapayım?!" gibisinden.

Ed ve Niall çoğu zaman yemek yiyordu.

×

Louis's Lecture ♢

"This Summers gonna hurt like a motherf****r!" Ormanlık alanda arabayla ilerlerken Harry'nin müzik çalarda çalan şarkıya yüksek sesle eşlik etmesi beni kıkırdatmıştı.

Hızlı gidiyorduk, yeşil ağaçlar bir hayal gibi arkamızda kalıyordu. Yeşil Çimen kokusu, odun kokusuyla birleşmiş; az ötede bulunan nehirden gelen ılık su buharıyla muazzam oluyordu.

Rüzgar sert esiyordu. Yaz havası vardı. Temmuz gibi. Gözlerim Harry'ye kaydı. Hızla sürdüğü araba ve rüzgar yüzünden yüzüne gelen buklelerle savaşmaya çalışıyordu.

Ateşli görünüyordu. Hava çok mu sıcak oldu ne? 

"Duuuur!" Aniden bağırmamla Harry yerinden sıçramış ve ani fren yaptığı için kafamız ileri geri sallanmıştı.

"Yüce İsa! Ne oldu Lou? Beni korkuttun." Dedi.

"Hiç. Sadece öpmek istemiştim." Deyip şirince güldüm. Bu halime kahkaha atıp başını arkaya attı.

Açıkta kalan beyaz boynu damağımın kurumasına yetmişti. Kendimi tutamayıp boynunu öpmeye başladım. Kafasını arkaya attığı için bana bayağı yer kalıyordu.

Geri çekildiğimde boynunda hafif kızarıklık olmuştu. Yarına moraracağı kesindi. Başını aşağı indirip dudağımı öpmeye başladı.

Belimden kavrayıp kucağına oturttu. Kollarım boynundayken, onun elleri kalçalarımdaydı. Öpüşü sertleşirken kalçalarımda ki ellerinin tutuşunu sıkılaştırıp beni kendisine bastırdı.
Bu hareketle ikimizde inledik. Boğuk olan -sesiyle gelebileceğim- sesi daha da boğuklaşınca altımdaki hareketlenmeler durmuyordu.

Kalçamı sertliğine bastırınca dilimk ağzına sokmak için girişimde bulundum. Düşünmeden ağzını açtı. Tırnaklarımı boynuna batırıp tişörtünün üst yaka kısmından içeri soktum.

Şuan nerede olduğumuz önemli değildi.

Sadece biz vardık. Arkada çalan şarkı, Kuşlar ve ağaçlar bize seyir ediyordu.

Can You Love Me? || Larry #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin