Oda büyük bir odaydı. Bu küçük evin en büyük odası! Ve bilin bakalım burada ne var. Böyle birşey asla beklemiyordum. Artık bana işkence etmez diyordum ama yanılmışım. Bu oda işkence aletleriyle doluydu. Oda ikiye ayrılmıştı. Yarısında işkence aletleri diğer yarısında hiçbir şey yoktu. Boştu. Oda cidden büyüktü böyle küçük evde bu kadar büyük bi oda beklemiyordum. Ama şimdi konumuz bu değil birazdan çekeceğim acılar.
"Beğendin mi prenses senin için en büyük odayı ayırdım. Kıymetini bilmelisin."
Dedi salakça sırıtarak.
" Beni zaten ailemden uzak tutarak en büyük işkenceyi yapıyosun. Bari bunları yapma"
"Bunlar babanın yaptıklarının yanında az bile "
"Ne yaptı babam sana sölede bu işkence bitsin"
"Çok konuşma yürü"
"Hayır yürümeyeceğim. Ben bidaha işkence çekmek istemiyorum"
Bianda odanın kapısını açıp dış kapıya koştum açmaya çalıştım ama kiitliydi. Olamaz bi bu eksikti şimdi çok büyük işkence yapacak.
"Cidden bu evden kaçacağını düşündün mü? Merak ediyorum düşündün mü?"
"Evet bugün kaçamasamda elbet bir gün kaçacağım"
"Şimdi acaba sana ne yapsam"
Bianda ensemden tutup yürütmeye başladı.
"Ahhh bırak beni bırak o odaya girmek istemiyorum"
"Ama gireceksin" çok kızgındı. Kaçmayı denememeliydim. Ne sandım cidden kaçacağımı mı? Hıh anca rüyamda. Gözümden yaşlar akıyordu. Bana yapacaklarından korkuyorum.
Büyük bir yerde su vardı kafamı içine soktu bi anda. Nefessiz kalmamı sağlayacaktı. Tuttum nefesimi ama artık tükeniyirdu. Debelenmeye başladım. Kafamı çıkarınca ilk önce derin nefes aldım.
"Bir daha kaçmaya kalkıcak mısın?"
"Ne-efes a-alamıyorum y-yapma"
"Dıttt doğru cevabımız bu değil"
Tekrar suya sokmasıyla düzene girmeyen nefesim iyice kötü olmuştu. Ne kadar debelensem de beni soğuk sudan çıkarmıyordu. Son anda çıkarmasıyla yine aynı soruyu sordu.
"Bir daha kaçmaya kalkıcak mısın?"
"H-hhayır"
Alkışlayarak "Tebrikler doğru cevap ödülünüz işkencen bitti gidebilirsin"
"S-sen nasıl bir pisikopatsın"
"Daha fazla canını yakmamı mı istiyosun git yat"
Birşey demeden odadan çıktım. İnşallah birdaha buraya girmem. Ben daha babamdan bir tokat bile yememişken şu adamın bana yaptıklarına bak pis adi.
İlk önce dişimi çekmesi sonra çakıyla adını yazmazı sonra yazdığı yere tuz bastırması attığı tokatlar şimdi de bu. Benim bünyem böyle şeylere alışık değil ki.
Odaya girdim bana getirdiği kıyafetlerden rastgale birini seçip üstümü değiştirdim. Biraz uyuyup dinlenmeliydim. Gözlerimi mutlu bir güne açmak dileğiyle kapadım.....
Sabah öksürerek uyandım. Kendimi hiç iyi hissetmiyordum. Kıpırdayacak halim yoktu. Zar zor ayağa kalkıp tuvalet ihtiyacımı karşıladım. Sonra hemen geri yatıp uyumaya çalıştım.
" Saatin kaç olduğundan haberin var mı? Benim kahvaltım niye hazır değil daha. Şişş kime diyorum"
Kaan'ın sesini duyuyordum. Ama kendimde ona cevap verecek hal bile bulamıyordum. Battaniyeyi üstümden çekmesiyle
"Ü-üşüyorum ört l-lütfen"
"Sen iyi misin"
Salak iyi olsam neden böyle davranayım. Kafamı hayır anlamında salladım.
"Bak buda yeni bi numaransa hiç çekemem"
Cevap vermedim.
Bi anda gelen öksürme kriziyle sanki boğazım sökülüyormuşçasına öksürdüm.
Hemen gelip elini alnıma koydu."Yanıyosun sen niye söylemiyosun hastayım diye hemen bir doktor çağırayım"
Bana doktor mu çağıracaktı."G-gerek yok ben iyiyim."
"Sana soran olmadı"
1 SAAT SONRA
Doktor gelmişti. Şuan beni muayene edip ateşimi ölçüyor.
"Ihm Kaan Bey bu bayan neyiniz oluyo acaba"
"Sevgilim"
Öhm öhm ne sevgilim mi dedi o.
"Şey doktor bey o benim..."
"Sevgilim sen kendini yorma iyileşeceksin merak etme "
Sevgilim kelimesi beni çok rahatsız etmişti.
" Kaan benim sevgilim değil" dedim sinirle.
"Evet doktor bey sevgilim deyince evlenmeyeceğimizi sanıyo. Nişanlım demeliydim. Kusura bakma aşkım affet" dedi bana bakarak. Ya sabır deli midir nedir.
" Neyse ne beni ilgilendirmiyor. Kaan Bey nişanlınız sadece üşütmüş. Biraz ateşi var ama yazdığım ilaçları alırsanız kısa sürede iyileşecektir. Korkulacak birşey yok dinlenmesi gerek sadece. Neyse geçmis olsun Buse Hanım iyi günler."
Galiba acelesi vardı. Neyse Kaan biraz fazla abartıp hemen doktoru aradı. Tabi bana birşey olursa yoksa kime acı çektirir!
"Sen dinlen ben hemen ilaçlarını alıp geliyorum"
Evden çıktığında belki evden kaçabilirdim. Ama bu halde kaçmam çok zordu. Hareket edecek gücüm yoktu.
Yaklaşık 10 dakika sonra Kaan geldi.
"Kalk ve bunları iç."
Hafif doğruldum bana hapları ve suyu verdi hemen içtim. İyileşmek istiyordum. Elini tekrar alnıma koyunca
"Ateşin dahada yükselmiş. Seni hemen soğuk suya sokmalıyım"
"Buna gerek yok birazdan düşer"
Gelip beni kucağına aldı. Beni ne zaman dinledi ki.
Banyoya götürdü. Bende düşmemek için sıkı sıkı boynundan tutuyordumm.
Banyoya gelince beni yere bıraktı. Üstümdeki kazağı birden çıkarınca kollarımı hemen doladım bedenime. Çok utanıyordum."Yardım et eşofmanını da çıkaralım."
Yavaşca ilk önce sağ sonra sol ayağımı kaldırdım ve oda çıkmıştı. Şimdi dahada utanıyordum.
"Utanıyorum"
"Ihm o zaman şöyle yapalım bak sadece gözlerine bakıcam tamam mı söz veriyorum. Utanma"
Utançla kafamı öne eğdim. Soğuk suyu üstüme tutunca çığlık attım.
"S-su ç-çok soğuk"
"Tamam biticek az kaldı dayan ateşin düşücek çok ateşin var yapmak zorundayım"
Baktığımda dediği gibi sadece gözlerime bakıyordu. Şuan göz gözeydik ve su artık o kadar da soğuk gelmiyordu. Uzun bi süre ardından her yerimi soğuk suyla iyice ıslattıktan sonra büyük havlu alıp geldi. Hala daha gözlerime bakıyordu. Bu davranışı ne bileyim hoşuma gitti. Havluyu etrafıma sarıp kucağına aldı.
"Bitti "
Evet bitti ama utanıyordum. Beni iç çamaşırlarımla görmüştü.
"Hemen kıyafetlerini giy ve uyumaya çalış"
"Teşekkür ederim" dedim. Kendimi daha iyi hissediyordum.
Yüzüme bakıp gülümsedi. Gülümsemesi çok çok güzeldi. Aman ne diyorum ben ateş beynime vurdu.
Biz birbirimize bakıp dururken kapı çaldı.
İyide kim gelmişti ki. İkimzde şaşkınca birbirimize bakıyorduk. En sonunda o eline silah alıp kapıya yaklaştı.İnşallah babamlar beni kurtarmaya gelmiştir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENİ SEVİYORUM.
RomanceHerşey Kaan'ın beni eve bırakmak istemesiyle başladı. Acılar Nefret Aşk