12-Ters Köşe

2.4K 142 28
                                    


Okula hep birlikte yürürlerken, Harry sanki yıllar geçmiş gibi hissediyordu...

Louis ve Eleanor öndeydi. Kol kola girmişlerdi. Başlangıçta hiç ihtimal vermese de gerçekten de, sevgili olmuş gibi görünüyorlardı. Lanet olsun!

Tutunacak bir dal arayışı içerisinde hemen Niall'ın eline sarıldı. Parmakları birbirine geçerken okyanus gözler içtenlikle ona doğru dönmüştü. O da karşılığında gülümsemeye çalıştı fakat bunu başarıp başarmadığını bilemiyordu. Niall'a âşık olmalıydı. Yeterince isterse belki olabilirdi?

Üzerinde hissettiği keskin bakışlarla gözlerini çevirdi. Louis, onlara dik dik bakıyordu. Harry, ne var dercesine kaşlarını kaldırınca da yarım ağız gülümseyerek önüne dönmüştü.

''Harry, bundan hoşlanmıyorum. Belki de ayrı eve çıkmalıyız?''

Niall bu durumdan fazlasıyla rahatsızdı.

''Dalga geçme. Louis'in saçma salak davranışları yüzünden evimi terk etmeyeceğim.'' Sesini alçalttı. ''Onun yaptığı gibi kaçmaya yeltenmeyeceğim. Ne derdi varsa eninde sonunda söyleyecek ve bu durumu da konuşarak halledeceğiz.''

Sarışın genç, gözlerini kısıp Louis'e baktıktan sonra tekrar ona dönüp yavaşça fısıldadı:

''Seni istiyor. Bunu hissedebiliyorum.''

Harry, bu cümleyi geçiştirmeye karar vermişti çünkü kendisi de bunu umarken itiraz edemezdi.

''Kıskanç bir sevgilim var! Hayat ne güzel!''

Zoraki atmaya çalıştığı kahkaha konuyu değiştirmeye yetmezken neyse ki okula ulaşmışlardı. Güvenlik görevlisine selam verip kafeteryaya yöneldiler. Niall ile birlikte öne geçmişlerdi. Eleanor arkalarından seslendi.

''Biz derse gidiyoruz. Çıkınca haberleşiriz.''

Arkasını dönmeden el sallayıp görüşürüz demekle yetindi. Louis'in, Eleanor'a sarılmış seksi halini görmek istemiyordu.

Ayrıca ne demişti? Seksi mi demişti!

Niall'ın onu sürüklemesine izin verdi. Çabucak içeri geçip boş bir yere oturdular. Her zamanki gibi tıklım tıkış olan kafeteryada birbirlerini zar zor duyuyorlardı. Bunu bahane ederek ona biraz daha sokuldu. Louis'i unutmak ve tamamen karşısındaki yakışıklıya odaklanmak istiyordu.

''Tanrım! Gözlerime inanamıyorum. Taylor, çabuk buraya gel! Bizim ev arkadaşları sonunda sevgili olmuş.''

Harry, başını sertçe masaya vurmak istedi. Perrie'den nefret ediyordu! Hatta Eleanor'dan nefret ettiğinden bile daha çok sinir oluyordu ona.

''Bak karşıda bir masa boşalıyor, Perrie. Hem Zayn da oraya doğru gidiyor, onun yanına git bence!''

''Avucunu yalarsın, canım. Zayn! Hey! Buradayız. Acele et, müthiş haberlerim var!''

Niall, derin bir nefes alıp ondan uzaklaşınca, arkasına yaslandı. Perrie'nin bağrışlarına ve yanlarına gelmiş olan Taylor'ın çırpınışlarına dayanamayan esmer ise isteksiz adımlarla onlara doğru yönelmişti. Yeni boşalan uzaktaki bir masaya özlemle bakıyordu. Zoraki bir merhaba mırıldandıktan sonra yanlarına oturdu. Bu sırada Perrie, onun hemen dibine kurulmuş ve iyice yaklaşıp konuşmaya başlamıştı:

''Bizim umutsuz vakalar sevgili olmuş sonunda.''

Zayn, bakışlarını onlara yönelterek gözlerini kıstı. Niall, yanında sırıtırken Perrie ona sinirlenerek kaşlarını çatmıştı. Durmadan homurdanıyordu çünkü.

TELL ME THE TRUTH (Larry-Ziam)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin