6-Yoğun Kara Delik

2.5K 158 54
                                    

Medyaya göz atmayı unutmayın :) Okuyan herkesin oy ve yorumlarını bekliyorum!  ^.^

-

'' Bizim bay iyi niyet takım değiştirmeden önce harekete geçsen fena olmaz Harry!''

Kendisi gibi ayağa kalkmış olan arkadaşı garip bir ifadeyle gözleri parlayarak ona sataşmıştı. Afalladığını inkar edemezdi ve kesinlikle altta da kalamazdı!

'' Harekete geçmeyeceğimi kim söyledi?''

Ciddi tavrı resmen havada asılı kalırken Louis de bir süre sonra bakışlarını ondan kaçırdı. Az önce söylenen sözler garip bir şekilde gururuna dokunmuştu. Niye bilmiyordu ama bu sefer alınmıştı. Louis ise belki de hayatında ilk defa gözlerini kaçırıyordu.

Derin bir iç çektiğinde Taylor tekrar haykırdı:

'' Lou! Buraya gel hayatım. Son görev senin. Üç buçuk dakika boyunca öpüşmeye hazır mısın?

''Louis! Biraz daha ayakta dikilmeye devam edersen seni sürükleyerek ortaya getirmek zorunda kalacağım!''

Harry, yanında duran arkadaşına baktı. Sessizleşmişti. Normalde, bu göreve çıldırması ve Taylor'ın lafını ikiletmeden yanına gitmesi gerekirdi. Dayanamayıp onu dürtmek zorunda kaldı.

Koyu mavi bakışlar, yüzüne çevrilince bir süre bekledi. Bir şeyler söylemek istediği belliydi ama tereddütlü bir hali de vardı.

''Daha demin, ciddi miy-''

Kaşlarını kaldırdığında,''Neyse boş ver saçmalıyorum!'' demişti. Taylor'ın yanına doğru ilerlerken başını sağa sola sallıyor ve bir şeylere homurdanıyordu.

Harry, uzun bir süredir ayakta durduğunu fark ederek oturdu. Niall henüz dönmemişti. Tuvalette olmalıydı. Bu derece uyarılmış olan bir adamın başka bir yerde olması da zaten düşünülemezdi.

Son görevin, bir an önce bitmesini diliyordu. Eğer biraz daha uyarılırsa o da patlayacaktı. İçtiği içkiler yüzünden irade gücü zaten zayıflamıştı. Hatta belki de Niall'a katılmalıydı...

Evet! Saçmalamanın sınırlarında geziniyordu. Adamı tuvalette taciz etmeyi bile düşünmüştü. Harika!

''Dostum çok şanslısın!''

''Öpüşmenin hakkını ver Lou!''

''Tecrübeni konuştur ahbap!''

Oturdukları yere iyice yayılmış olan insanlar gözlerine kestirdikleri kişilerle bir şeyler başlatabilmek için Louis'in yakacağı kıvılcımı bekliyordu. Elbette onun tecrübelerinden haberdar olmayan kalmamıştı ve herkes iyi bir gösteri izleyeceğinin farkındaydı.

Louis'de az önceki sakinliğinden sıyrılarak o meşhur gülümsemesini takınmış, isim çekmek için elini cam kâseye uzatmıştı.

Harry, göz ucuyla Eleanor'un salonun kapısından girmekte olduğunu gördü. Louis'in öpüşme görevini gerçekleştireceğini anlayınca gözlerini tehlikeli bir şekilde kısmıştı.

Bir görev önce, ağlayarak salonu terk eden birisine göre oldukça toparlanmış görünüyordu. Hatta az önce fark ettiği öpüşme görevi gerçeğiyle Harry onun tekrar ağlamaya başlayacağını bile düşünmüş ama galiba, yanılmıştı.

Gözleri parlayarak kağıdını açmakta olan arkadaşının, Eleanor'u çekmiş olmasını diledi. Müthiş sessizliği ve kedi gibi narin yürüyüşüyle yanına gelmekte olan genç kız, ona göre Ellie değildi. Bu kadının yapabileceklerinden korkmuştu.

TELL ME THE TRUTH (Larry-Ziam)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin