13-Senden tek istediğim bir gece..

2.1K 142 48
                                    

Harry, giymiş olduğu siyah yeleği ve beline bağladığı beyaz önlüğü bir kere daha düzelttikten sonra garsonlara ait olan odadan çıkarak restoranın mutfağına yöneldi.

İlk geldiklerinde içerideki manzarayı görünce Niall ile birlikte oldukça şaşırmışlardı. Küçük ama seçkin restoranlarında müthiş bir telaş vardı. Aceleyle giyinmek için arka tarafa geçtiklerinde patronları, onlara Louis'i sormuştu. Genç adam hala ortalarda yoktu. Asla bu kadar sorumsuz davranmazdı. Kişiliğine tamamen zıt tavırlar sergilemesi herkesin dikkatini çekiyordu. Nasıl olduğunu bilemiyordu ama bir şekilde tuhaf davranmaya ve daha da garibi onu istemeye başlamıştı. Ondan kaçmak için evi terk etmeyi bile göze alan arkadaşı şimdi onu arzuluyordu!

Engel olacaktı. Anlık bir hevese kapılıp ona karşılık verirse bu sefer kolay kolay geçiştiremeyecekleri, geri dönüşü olmayan bir yola girerlerdi ve bununla başa çıkamazdı.

Ondan daha önce giyinip mutfağa geçmiş olan Niall'ın yanına gitti. Sevgilisi büyük bir dikkatle tabakları kuruluyordu.

''Louis gelmedi mi daha?''

''Gelmedi.'' Niall sıkılmış gibi görünüyordu.

Onu şu an için umursayamazdı. Louis kovulabilirdi ve New York'da yaşayabilmek için buradan kazandığı paraya ihtiyacı vardı. Cep telefonunu çıkarıp onu aramak üzereyken arkadaşı nefes nefese mutfağa giriş yaptı.

''Yetiştim! Ellie'den ancak kurtuldum!''

Sinirlenmek istemiyordu fakat elinde de değildi. Louis'in yanağındaki kocaman ruj izinden Eleanor'un onu zar zor bıraktığı belliydi, evet!

''Patron seni soruyor. Git ona bir görün. Sonra da üzerini değiştir. Bir sürü iş var.'' Niall sertçe emirlerini sıralarken Lou hiç oralı olmadı.

Mavi gözleri, ona kilitlenmişti. Seksi gülümsemelerinden birini yollayarak içeriye geçti.

''Harold, bir adam böyle bakmaya devam ederse bunun sonu masumca bitemez. Seni bakışlarıyla yiyip bitiriyor. Haydi, ama! Sen de erkeksin. Her şeyi bir kenara bırak eşcinsellerin sadece bakışlarıyla bile seviştiğini herkes bilir.''

İçindeki küçük şeytan Louis'in ona böyle bakmasından hoşlanıyordu. Sevgilisini dinlemek yerine, o şeytana kulak vermeyi tercih etti.

''Lou, eşcinsel değil ve bana da her zamanki gibi bakıyor. Sen sadece kıskanıyorsun.'' Zoraki, sevgilisinin yanağından öptü. ''Misafirler gelmeye başladı. Ben gidip onlarla ilgileneyim.'' Böylece Niall'den uzaklaşıp biraz nefes alabilirdi.

İçeri giren kadınlar ellilerinin sonunda, saçları son modaya uygun olarak yapılmış, şık giyimli hanımlardı. Yanından geçerken ona alıcı gözle bakmayı ihmal etmemişlerdi. Şirin oldukları kadar çapkınlardı da anlaşılan. Harry, gülümseyerek bu akşamın güzel geçeceğini düşündü. Bu tatlı kadınları ağırlayacak ve bol bol bahşiş alacaklardı.

Bir süre daha gelenleri karşıladıktan sonra tekrar mutfağa geçip sevgilisine yardım etti. Tonton aşçıları doğum günü pastasını süslemekle; Lou ise içerde çatal bıçakları masalara dizmekle meşguldü.

İçerden yükselen sesler doğum günü sahibinin geldiğini işaret edince hep birlikte mutfaktan çıkıp son derece zarif giyinmiş, gri saçlarını topuz yapmış ve yaşına göre hala güzel olan yaşlı kadını karşıladılar.

Bütün kadınların, her zaman olduğu gibi Louis'e hayran hayran bakması şaşırılacak bir durum değildi. Hangi yaşta olursa olsun, kadınların ilgisini üzerinde toplamayı başarıyordu. Bunun için varlığı yeterliydi.

TELL ME THE TRUTH (Larry-Ziam)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin