9-Bitti Rüya Part I

2.1K 144 25
                                    

Larry severlerin yorumlarını ve oylarını da bekliyorum. Keyifli okumalar :)

-

''Louis beni dinliyor musun?''

Adını işitince gözlerini daldığı kadehten ayırıp karşısındaki kıza baktı. Dinlemiyordu evet ama bunu belli etmediğini sanıyordu. Anlaşılan yanılmıştı. Biraz daha iyi rol yapmalıydı.

''Ne demiştin, canım? Affedersin.''

Karşısındaki kız gözlerini kısarak sinirle dikleşti. Hatta şimdi de somurtuyordu. Mükemmel! Eleanor'un ağzından laf alamayacağını bilmeliydi. Kahretsin! Ona yine, boşu boşuna ümit vermişti.

Genç kızı, parti ve şaka ile ilgili ağzından laf alabilmek ümidiyle yemeğe çıkarmıştı. Adice davranmıştı, biliyordu fakat başka çaresi de yoktu. Hafızası ona ihanet etmişti. O gece neler olduğunu mutlaka öğrenmesi gerekiyordu. Bir şeyler bildiğine emindi. İnatla hatırlamıyorum diyordu fakat mutlaka anlatmadığı birkaç detay vardı. Bunu hissedebiliyordu.

''Somurtma, lütfen. Üzülüyorum. Devam et hadi, dinliyorum.''

Kadınların dayanamadığı çekici gülümsemesini takınarak sırıttı. Bu da işe yaramazsa başı cidden dertte demekti. Neyse ki Ellie onu yanıltmayarak gülümsedi ve anlatmaya kaldığı yerden devam etti. Şimdi, nasıl ilk görüşte ona vurulduğunu anlatıyordu.

Tanrım! Ne saçmalık! Ne kadar da rahat anlatıyordu. Aşk bu kadar kolay dile getirilebilen bir şey miydi? Kendisi hiç âşık olmamıştı fakat bir konu hakkında bu kadar uzun uzadıya konuşunca, insanın ister istemez hevesi kaçıyordu.

Alınmaması için arada gülümseyerek başını sallamaya devam etti. Kendi içinde de hala düşünüyordu.

Yemek umduğu gibi geçmemişti. Karşısında, yapılmış saçları ve bol makyajlı gözleriyle oturan kız beklediğinden de ketum çıkmıştı. Parti ile ilgili tek kelime etmiyordu. Harry'nin lafı geçince hemen gerginleşiyor ve lafı geçiştiriyordu. Ne kadar uğraştıysa da konuyu bir türlü partiye ve öpüşme sonrası yaşananlara getirememişti.

Öpüşme...

Eleanor'un ela gözleri aklında yankılanan öpüşme lafıyla, yeşillere dönüşünce hemen kirpiklerini kırpıştırdı.

O geceyi hatırlamak ona sadece parlayan çimen gözleri anımsatıyordu ve bundan sıkılmaya başlamıştı. Harry, onun arkadaşıydı. Lanet bir parti yüzünden zihninde göz ve dudak olarak yer etmeye başlaması sinirlerini bozuyordu.

Eleanor'a bir kere daha başını salladı ve tekrardan düşüncelere daldı...

Öpüşme görevini yerine getirdikten sonra deli gibi içmeye başlamıştı. Bunu hatırlıyordu. O an bunu neden yaptığını anlayamamıştı ama şimdi dönüp baktığında, yaşadığı uyarılmayı unutmak için böyle davrandığını anlayabiliyordu.

Harry onu etkilemişti, kahretsin! Bunu kendisine zar zor itiraf edebilmişti.

Gün gibi ortadaydı; en yakın arkadaşıyla çılgınca öpüşmüş, uyarılmış, utanmış, onu incitmiş, rezil olmuş ve ardından da kendini kaybedercesine içmişti!

Hatırladığı son şey, hoşuna giden bir kızın kucağında uzanıyor oluşu ve bu sırada da Harry'nin ona öldürücü bakışlar atmasıydı.

Onu çok kızdırdığını biliyordu. Gece boyunca izlendiğini hissetmişti. Farkındaydı, çünkü o da sürekli Harry'i gözetliyordu. Bakışları sürekli ona kaymıştı ve bir erkekle yaşadığı öpüşmeden, neden bu kadar etkilendiğini bulmaya çalışmıştı. Sonunda çıldırmaktan başka eline bir şey geçmeyeceğini anlayınca düşünmeyi bırakarak kendini, ona istekli gözlerle bakan kıza adamıştı. Bu sırada Harry'nin yaptığı ise Niall ile oturmak ve elbette sarışın gencin her zamanki yılışıklığı ile ona sokulmasına izin vermekti.

TELL ME THE TRUTH (Larry-Ziam)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin