4

1.3K 66 126
                                    

"Mal gibi durma da yaptığım hareketleri tekrarla." Logan burnundan soluyarak bana baktı. Eve geldiğimden beri sinirimi ondan çıkarıyordum ve lanet beyni ufacık bir hareketi bile anlayamayacak kadar boştu. Siktiğimin koreografisi onun yapabileceği kadar kolaydı.

"Dans edebilseydim hukuk okumazdım." Ona bakıp tısladım.

"Kapa çeneni." Elini tuttum ve onu itip kendime geri çektim. Hareket etmeyi bile beceremiyorken çabalamam boşaydı.

"Saat lanet olası 12 ve sen daha yorulmadın mı? Hayır, ben gebermenin eşiğindeyim de ondan soruyorum." Ellerini bıraktım ve stüdyomun köşesinde duran ses sistemine ilerleyip müziği kapattım.

"Tamam, git hadi." Terden üzerime yapışmış tişörtü çıkardım ve yüzümü ona silip bir kenara fırlattım. Logan birden bana arkamdan sarıldığında yüzümü buruşturup onu kendimden itmeye çalıştım.

"Terliyim, bırak." Hemen önümüzdeki aynadan yansımamıza baktım. Logan çenesini omzuma yaslayarak omuz silkti.

"Senden tiksinmeyi çok uzun süre önce bıraktım. Hatta kusmuklarını ellerimle temizlediğim zamanlarda falan." Ona gözlerimi devirdim. Sarılmaya devam ederken yüzüne tatlı bir ifade yerleştirip gülümsedi.

"Senin için yaptım." Yeniden aynı konunun açılmasıyla bir kez daha kollarından kurtulmaya çalıştım. Çevremdeki kolları çabalarıma karşılık daha da sıkılaştığında pes ederek omuzlarımı indirdim.

"Seni affedemiyorum. Kafanı boynundan koparmak isteyecek kadar sinirliyim sana." Aynadan bana attığı köpek yavrusu bakışlarına aldırmadım.

"Sinirini on üzerinden değerlendir?" Gözlerimi kıstım.

"Sana olan sinirim on üzerinden bir milyon. Yeterli mi?" Kıkırdadı ve kollarını gevşetti. Bir an beni bırakacağını zannettim.

"Uzun sürmez." Kaşlarımı çatarak ona bakarken birden beni gıdıklamaya başladığında kendimi tutamadım ve çığlık attım. Ben kollarında çırpınırken durmaksızın beni gıdıklamaya devam ediyordu. Stüdyonun kapısının açıldığını duyduğumda aynanın yansımasından buğulanmış gözlerimle kapıya baktım. Zayn kaşları çatık bir halde öylece bulunduğumuz pozisyona bakıyordu. Konumumuz oldukça yanlış anlaşılabilirdi.

"Ah, pekâlâ." Kapıyı geri kapattı. Logan kollarını benden çözdüğünde geri çekildim ve sırtımı aynaya yaslayarak yere oturdum. Göğsümdeki ağırlık geri gelmişti. Yavaşça nefesimi verdim.

"Uyuşturucuya ihtiyacım var." Logan bana sinirle baktı ve kenara bıraktığı tişörtünü başından geçirirken homurdandı.

"Duşunu al ve yat. Bugün çok yoruldun." Oturduğum yerden kalktım ve üzerimde sadece sutyen ve taytla odanın kapısına doğru ilerledim. Çıkmadan önce hafifçe ona dönerek mırıldandım.

"Uyuduğum zaman muhtemelen atak geçireceğim. Yanımda uyu, beni tutman gerek." Ben odadan çıkarken hafifçe başını salladığını gördüm.

   Kesinlikle uyuşturucuya ihtiyacım vardı!

* * *

   Bedenimin kontrolsüzce titreyişi belirgin bir şekilde artınca uykumdan uyanır gibi oldum. Çoktan alışmış olduğum uyuşturucunun yokluğu tüm vücudumda yankılanıyordu. Bedenimi bir ter tabakası kaplamıştı, ne uyuyordum ne de uyanıktım. Uyanmaya çalışarak başımı sağa yatırdım. Ardından da sola. Bu titremeleri sabaha kadar çekmek zorunda olmak midemin bulanmasına sebep oluyordu. Çoktan nefes nefese kalmışken, ellerimin altındaki çarşafı kavrayıp sıktım ve nefeslerimi düzenlemeye çalıştım. Dudaklarımdan acı dolu bir inleme döküldü. Biliyordum ki, bu inlemeler birkaç dakikadan sonra yoksunluk dolu çığlıklara dönüşecekti.

SPACE 3 | FUTURE OF THE PAST / z.mHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin