"Evden kaçta çıktı?" Arka koltukta oturan Logan'a döndüm. Bana ufak bir bakış atıp omuz silkti.
"Ne bileyim ben? Onun avukatı mıyım?" Zayn hemen yanımdaki koltukta kıkırdadıktan sonra usulca konuştu.
"Mezun olursan eğer, bu mümkün tabii." Ben de gülerken Logan bize sinirli bir bakış attı.
"Cidden çok komiksiniz. Bakın, gülmekten altıma işedim." Zayn gülmeye devam ederken dikiz aynasından ona baktı.
"Sakın! Arabanın döşemelerini yeni değiştirttim." Logan gerçekten sinirlenmeye başlıyordu. Bunu fark ettiğimde gülmeyi kesmeyi denedim. Tanrı aşkına, bu çok zordu.
Hep birlikte Aleisha'nın çalıştığı bara kafa dağıtmaya gidiyorduk. Ve yol boyunca Logan'la dalga geçmiştik. Sinirden kızardığını gördüğümde gülümsemem silindi, birden ciddileştim.
"Uyuyakalmışım. Evden çıktığını duymadım. Bilen varsa söylesin, Aleisha evden kaçta çıktı?" Zayn bakışlarını yoldan çekmeden mırıldandı.
"Bilmiyorum. Ben eve geldiğimde evde yoktu." Başımı salladım. Bir süre sonra konu kapanmış, ortama sessizlik hakim olmuşken arka taraftan Logan'ın mırıltısı duyuldu.
"8'de çıktı." Zayn anında kahkahayı patlatırken dönüp gülerek Logan'a baktım.
"Bir de avukatı değilim diyorsun! Hah, avut tabi kendini." Uzanıp başıma vurduğunda önüme döndüm. Zayn gülümsemesini gizlemeye çalışıyordu.
"Hey! Şiddet yok!" Kıkırdayarak Zayn'e göz kırptım.
Zaten birkaç dakika sonra bara gelmiştik. İçeri geçerken Logan asık suratıyla bizi takip ediyordu. Ona gözlerimi devirdim. Clara meselesi kapanmıştı artık, surat asması yersizdi. Hem kendisi benimle yıllarca dalga geçmişti. Benim birkaç dakika ona gülmem umurunda olmamalıydı. Kesinlikle buna hakkım vardı.
Aleisha'yı geniş barın arkasında bulduk. Onun da asık olan suratı bizi görünce aydınlanmıştı.
"Ah! Tanrım! Sonunda bu cehennemi çekilir hale getirecek birileri geldi!" Yüksek taburelerden birine kurulduğumda ona baktım.
"Benim kızımı kim üzdü bakalım?" Elindeki bezi tezgaha savurdu.
"Buradaki tüm insanlar!" Kıkırdadım.
"Burayı Alibi mı sandın?" Bana gözlerini devirdi.
"Oradan daha beter." Geçmişi hatırladığında yüzünü buruşturdu. Çok geçmeden kendini toparladı ve gülümseyerek bize baktı.
"Pekâlâ, ne istiyorsunuz?" Gülümsedim.
"Viski!" Zayn arkamdan bana sarılıp çenesini omzuma yasladı.
"Bana da." Aleisha bize bakıp homurdandı.
"Lanet olası kumrular." Memnuniyetle sırtımı iyice Zayn'e yasladım. Aleisha somurtmaya devam eden Logan'a baktı.
"Sen ne istersin somurtuk surat?" Logan ona hiç aldırmadan omuz silkti.
"Bira." Aleisha bize siparişlerimizi verdiğinde sesi çıkmayan Logan'a döndüm ve kulağına eğildim.
"Gidip kendine ateşli bir piliç yakala, kaplan. Kafanı dağıt." Gözlerini kaldırıp bir süre beni süzdü. Ardından derin bir nefes aldı.
"Havamda değilim." Kaşlarımı çatıp ondan uzaklaştım. Ben onu izlerken birasından büyük bir yudum aldı ve bana bakıp omuz silkti. Hemen birkaç saniye sonra Zayn'in nefesini kulağımda hissettim.
"Onu kendi haline bırak. Zamanla kendine gelecektir." Başımı salladım ve bakışlarımı önümdeki geniş ağızlı kristal bardağa çevirdim.
Aylarca benimle uğraşırken Logan'ın nasıl hissettiğini anlayabiliyordum. En yakınının kötü olması ve bu konuda elinizden hiçbir şey gelmemesi berbat hissettiriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SPACE 3 | FUTURE OF THE PAST / z.m
Fanfic"Sadece yanlış sonuçlanmış bir sahneyi değiştirip, olması gerektiği gibi sonlandıracağız... Senaryoyu değiştireceğiz." Space #3. Kitap