Mutfakta oturmuş birbirimize tuhaf bakışlar atıyorduk. Ciddiyim. Öylece oturmuş, sessizce birbirimize bakıyorduk. Ve tabii ki, bu sessizlik ilk olarak Logan ve beni rahatsız etmeye başlamıştı. Başımı çevirip ona baktım. Bir şey anlamadığına dair kaşlarını usulca kaldırdı. Bu gerçekten katlanılmaz olmuştu. Sonunda dayanamayıp boğazımı temizledim ve sağımdaki sandalyede oturan Thomas'a bakıp yüzüme zoraki bir gülümseme yerleştirdim.
"Hmm, demek birbirinizi tanıyorsunuz." Thomas başını sallamış, tam dudaklarını aralamıştı ki Clara birden araya atlayarak konuşuverdi. Ciddiyim. Bu kıza sinir olmuştum.
"Evet. Ama bu çok öncedendi." Thomas ona bakarken kaşlarını kaldırıp içini çekti. Ben boşuna bu kızdan gıcık kaptım demiyordum işte! Sakladığı bir şeyler vardı.
"Uzun zamandır birbirimizi görmüyorduk." Tek kaşımı kaldırıp Clara'ya baktım. Bakışlarımı fark ettiği an benden gözlerini kaçırdı.
Pekâlâ, bu meseleyle özel ilgilenmem gerekiyordu.
"Aslında bu çifte kumruları yalnız bıraksak daha iyi olur. Hadi seninle bir yerlere gidelim, fena acıktım." Thomas'ı kolundan tutup, peşimde sürükleyerek odama kadar götürdüm.
O beni beklerken bir çırpıda üzerimi değiştirdim ve birkaç dakika içinde evden çıkmıştık.
Kendimize ufak, şirin bir kafe bulup boş bir masaya oturduğumuzda siparişlerimizi vermiş, onların gelmesini beklemeye başlamıştık. Gözlerimi kısıp Thomas'ı süzdüm.
"Clara'yı nereden tanıyorsun?" Thomas huzursuzca oturduğu yerde kıpırdandı.
"Bu pek konuşmak istediğim bir konu değil. Ve sanırım bunu Clara da istemiyor." Arkama yaslandım ve kollarımı göğsümde birleştirdim.
"Hadi ama! En yakın arkadaşımla birlikte! Onda yanlış olan bir şeyler varsa bunu bilmeliyim." Thomas'ın omuzları düştü ve huzursuzca masaya doğru yaklaştı. O öyle yapınca bende onu taklit ederek masanın üzerine eğildim.
"Pekâlâ. Ah, bu çok garip. Tüm bunlar aramızda sır olarak kalmalı ama." Hışımla başımı salladım. Ardından devam etmesini bekledim.
"Yaklaşık 2 yıl önce uyuşturucu kullanıyordum." Tek kaşımı kaldırdım.
"Clara da uyuşturucu ortağın ya da sevgilin falan mıydı?" Yüzünü buruştururken başını iki yana salladı.
"Hayır. Uyuşturucu aldığım adamın sevgilisiydi." Düşünürken yüzünü buruşturmuştu. Hatırladığı şeyler berbat olmalıydı.
"Onlarla birkaç kez takılma fırsatı bulmuştum. Clara'nın sevgilisi, yani Jonathan Clara'ya fena halde takıntılıydı." Nefesini verdi.
"Aslında onu sevdiğini sanmıyorum. Bence Jonathan'ınki temeli uyuşturucuya dayanan bir saplantıydı. Birkaç kere şahit olmuştum." Gözlerini etrafta gezdirdi ve sesini bir oktav düşürdü.
"Clara'ya uyuşturucuyu verir ardından bilmediğim bir sebepten ötürü onu döverdi. Sonrasında ortalık durulunca kızın tüm yaralarını sarar, ardından da sabaha kadar sevişirlerdi." Kaşlarımı çattım. Bir insan buna neden izin verirdi ki? Tanrı aşkına, bu iğrenç bir şeydi!
Thomas, soru dudaklarıma dökülmeden cevaplayıverdi. Aklımdan geçeni yüzüme fazlasıyla yansıtmış olmalıydım.
"Clara uyuşturucuya ciddi anlamda bağımlıydı. Jon'la da uyuşturucuya en kolay yoldan sahip olabilmek için beraberdi." Midem bulanırken boğazımı temizledim.
"Sonra?" Thomas umutsuzca omuz silkti.
"Bilmiyorum. Ben bir süreden sonra başka bir satıcı buldum. Daha ucuzdu. Böylelikle Jonathan ile bağlantıyı kestim. Yaklaşık 1 yıldır da temizim." Başımı salladım. Ama dikkatimi çeken başka bir nokta vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SPACE 3 | FUTURE OF THE PAST / z.m
Fiksi Penggemar"Sadece yanlış sonuçlanmış bir sahneyi değiştirip, olması gerektiği gibi sonlandıracağız... Senaryoyu değiştireceğiz." Space #3. Kitap