BEREN'DEN
Evet biraz önce doğru duygum. Onlar artık birbirlerine aittiler. Hani hep diyorum ya Aras'a olan duygularımdan kurtulucam diye. Sanki şu an içimden Aras'a ait ne varsa aldılar. Tek tek koparmak değil birden bire. Sanki bir boşlukta olursun düşersin ya ben şu an düşmüyorum. O boşlukta asılı kaldım. Ne hareket edebiliyorum ne de Tuğçe'ye tek kelime söyleyebiliyorum. Sadece gözlerimden yaşlar süzülmeye başladı. Tuğçe karşımda ağladıkça bende ağladım. Zaten karşımda birisi ağlarsa dayanamazdım. Ona sarıldım ve ağlıyorum. Aras artık bitmişti. Unuttum. Birini unutmak için bir cümle yeter miydi? Sadece bir cümle benim için yetti. Sadece bir cümleyle Aras bitti. Artık Aras beni nasıl görüyorsa bende onu öyle görüyorum. Kardeşim dostum... ötesi yok. Saniyelik bir şekilde unuttum onu. Tıpkı hayatıma saniyede girip kalıcı olduğu gibi. Şimdi de kalbimden saniyede çıktı. Ağlıyordum çünkü Tuğçe ağlıyordu. Tuğçe çok kibar nazik birisidir. Bizlere her zaman değer verir ama şimdi durum farklı. Utangaç olan bir kızın bunun altından kalkması zor bir şey. Benim Tuğçe'ye destek olmam lazım. O ağlıyor diye ağlamamalıydım. Şimdi sırası değildi. Tuğçe'den ayrıldım. Çantamdan peçete çıkardım ve Tuğçe'nin yaşlarını silmeye çalıştım. Ben sildikçe yenisi geliyordu. Tuğçe birden kolumu tuttu. Hıçkırıklarının arasında konuşmaya başladı. "Özür dilerim" dedi. Niye özür diledi ki hiç bir suçu yoktu. Artık Aras'ı umursamayacaktım. Eskisi gibi sevmeyecektim. Belki de gerçekten çocukluktu. Hem Aras'ı sevdiğimi Tuğçe nereden bilecekti. Niye özür dilemişti. Konuşmadığım için konuşmaya devam etti. "Beren biliyorum. Senin ....A..onu sevdiğini. Bu yüzden hiç bu konular açılmazdı. Diyecek bir şey bulamıyorum özür dilerim seni seviyorum Beren affet beni vicdan azabıyla ve bu utançla yaşayamam" dedi . Tek yapabileceğim inkar edip onu sakinleştirmekti. "Tuğçe yanılıyorsun ben Aras'ı sevmedim. O benim arkadaşım şimdi eve gidelim olur mu" dedim. Tuğçe "pinokyo" dedi. Pinokyo benim lakabım. Pinokyo yalan söyleyince burnu uzar benim ise tırnaklarım avuçlarıma gidiyor. Şu an da olduğu gibi. Aras'ı daha önce sevmediğimi söylemiştim. Tuğçe bunu anladı. Tabi anlayacak o benim en yakın arkadaşım. "Tuğçe sonra konuşalım. Önceden seviyordum ama artık sevmiyorum hadi eve gidelim" dedim. Tuğçe bir şey söylemeden ayağa kalkmaya çalıştı. Çok ağlamaktan olsa gerek başı döndü ve düşecek gibi oldu. Hemen onu tuttum. Yavaş adımlarla yürürken arkadan bir ses geldi "Tuğçe" dedi sadece Aras. Tuğçe olduğu yerde durdu. Hareket edemedi. Zor dayanıyordu. Onun için bir hataydı bu olanlar. Şimdi en yakın arkadaşını ve sevdiği çocuğu kaybettiğini düşünüyordu. Tuğçe'nin ayakta zor durduğunu bildiğim için Aras'a dönüp "sonra Aras sırası değil" dedim. Aras tam konuşacakken Tuğçe kucağıma yığıldı. Bayılmıştı. Aras hemen geldi Tuğçe'yi kucağına aldı ve arabasına taşıdı. Aras şoför koltuğuna oturdu ben ise arkaya Tuğçe'nin yanına. Tuğçe'nin kafasını dizlerime koydum. Kısa süre sonra hastaneye geldik. Hemen sedyeye aldılar. Bir odaya girdiler ve bizi almadılar. Aras beklerken delirmek üzereydi. Sürekli aynı şeyi tekrarlıyordu "benim hatam yapmamalıydım.. benim hatam....benim hatam yapmamalıydım"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UNUTULMAZ
HumorLiseyi Londra'da okuyan bir genç kız. Beren SEZİN. Ailesi tarafından bir kere dahi üzülmemiş bir kız. Yurt dışından dönünce ailesi tarafından hayal kırıklığına uğruyor. Onu bu kadar yaralayan ne? Hayatı nasıl tepetaklak olacak? Gerçek aşkı bulabile...