Sabah uyanınca kahvaltıdan tekrar dolaşmaya çıktık. Bir parka geldik. Heryerden sular fışkırıyordu. Etrafta bir sürü çocuk vardı oynayan. Kimisi ıslanıyordu suların üzerinden geçerek. Kerem'e onları göstererek 'bak onlar çok sevimli' dedim. Islanan çocukları göstererek. Kerem onlara bakıyordu. Ona farkettirmeden arkasına geçtim. İntikam soğuk yenen bir yemektir diye bağırarak Kerem'i suların üzerine ittirdim. Suların üzerine gidince Beren diye bağırdı. Hemen yanıma geldi ' demek öyle sende istiyorsun değil mi' dedi ve bileğimden yakaladı beni. O beni sürükleyerek suyun yanına götürdü. Onun kolunu bırakmadım ve birlikte ıslandık. Bir an bileğimi gevşetince hemen kaçtım. O da peşimden koşturmaya başladı. Pes ederek durdum. Yanıma geldi ve 'hadi gel bakalım pinokyo gidip kıyafet alalım kendimize' dedi. Onu başımla onayladım ve gülümsedim. Dükkanların birine girdik ve kendimize kıyafet aldık ve çıktık. Yürürken yol üzerinde mısır kaplamalı kızarmış sosis satan bir satıcı vardı. Kerem orayı göstererek 'ister misin' diye sordu. Onu başımla onayladım. Biraz büyük olduğu tek kişi için fazla büyüktü. Bu yüzden bir tane aldık ve ikimiz birlikte yedik. Gezmeye devam ederken kerem bir dükkanı gösterdi ve 'çocuk kıyafeti alalım mı sana' dedi. Ondan kısa olduğum için dalga geçiyordu. 'ben büyüğüm' diye kendimi savundum daha sonra yolumuza devam ettik. Başka bir meydana çıkınca orada fotoğraf çekinmek istedim . kerem benim fotoğrafımı çekip kamerayı bana geri verdi. 'burada ayrılalım sonra görüşürüz' dedi. Şaka yaptığını düşünmüştüm taki arkasına dönene kadar. ' hey bekle' dedim bana dönünce devam ettim 'ya kaybolursam' diye sordum. 'buraya gel' dedi. yerimden kalktım ve onu takip ettim. Beni meydanın ortasına getirdi ve yeri işaret ederek 'bak biz şu an buradayız Namdaemum' dedi ve devam etti 'kaybolursan buranın adını söyle bulursun ben seni burada beklerim' dedi ve gitti. Biraz dolaştım ve geldiğim yere geri döndüm. Oradaki taşlardan birine oturdum ve Kerem'i beklemeye başaldım.
Kerem 3 saatin sonunda gelmeyi başardı. O gelince otele döndük.
Üzerimi değiştirip içeriye girdiğimde Kerem'in yatağa yatarken gördüm ve hemen durdurdum 'hey hey bu yatak benim' dedim. 'o nerden çıktı benim uyurken rahat etmem lazım' dedi. 'bir centilmen ol! Bu yatağı feda etmen gereken bir bayan var' dedim. 'üzgünüm. Ben hayali romanında kurgusal bir kahraman değilim' dedi. Bunun üzerine ona sinsice güldüm ve o yatağa yatmadan ben yatağa balıklama daldım resmen. Kerem beni kaldırmaya çalıştı hatta kaldırdı da. Bunun böyle olmayacağını anladım ve pes ettim. Kerem'le ikimiz beraber uyumaya karar verdik. Birbirimize dokunmadan uyuyacağımıza dair birbirimize söz verdik. Ona arkamı döndüm ve uyumak için gözlerimi yumdum bir türlü uyuyamadım. Kalktım ve telefonumu alıp Tuğçe'yi aradım. 'efendim canım' diyerek açtı telefonu. 'nasılsın canısı' dedim.
'iyiyim canım sen'
'uyku tutmadı ya'
'bende şimdi uyandım Aras'la kahvaltıya gidicez'
'Tuğçe kendini hatırlamak için sakın zorlama doktoru duydun kendin hatırlayacaksın'
'biliyorum ama içimde kötü bir his var ve bir iki kare daha hatırladım daha doğrusu rüyamda gördüm ne kadar doğru bilmiyorum' dedi merak etmiştim ne hatırladığını merakla 'anlat bana' dedim.
'zaten seni akşam arayacaktım anlatmak için' dedi ve biraz duraklayıp devam etti 'bir taksideyiz ben sarhoşum ve bir eve gidiyoruz yanımda sadece Aras var. Bana sevdiği kızın kim olduğunu söyleyecek oluyor ve tam bana bir şey söyleyecekken uyandım' dedi. O geceyle ilgiliydi hatırladıkları. Ben sessiz kalınca devam etti 'sanırım o evi bulmam gerek çünkü o evle ilgili içimde kötü bir his var. Aras'ın beni tekrar oraya götürmesini sağlayacağım' dedi. 'Tuğçe canım kendini zorlama lütfen ben gelinceye kadar dayan gerekirse hatırlamazsan ben anlatırım sana her şeyi ama ben yokken sakın hatırlama seni kaybetmek istemiyorum sen benim kardeşimsin lütfen..' bunları söylerken gözümden bir damla yaş düştü. Tuğçe gerçekten öğrense giderdi. Bizi bırakırdı. Beni bırakırdı. Bunu asla istemem 'Tuğçe söz ver bana hatırlamak için kendini zorlama' dedim ve Tuğçe'den ses gelmeyince devam ettim 'hatırlarsan da ilk bana söyle söylemeden bir karar verme' dedim. Tuğçe 'tamam söz veriyorum şimdi kapatmam lazım Aras geldi öptüm görüşürüz canım' dedi. bende görüşürüz deyip telefonu kapattım. Tekrar yatağa döndüm kerem uyuyordu ve bende uykuya daldım.
Bölüm sonu****
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UNUTULMAZ
HumorLiseyi Londra'da okuyan bir genç kız. Beren SEZİN. Ailesi tarafından bir kere dahi üzülmemiş bir kız. Yurt dışından dönünce ailesi tarafından hayal kırıklığına uğruyor. Onu bu kadar yaralayan ne? Hayatı nasıl tepetaklak olacak? Gerçek aşkı bulabile...