Azra denen kız geldiğinden beri hiç neşem kalmamıştı. Büyük teyzenin meşhur torunu. Aras'ın neden sevmediği belli oldu. O kadar itici bir kız ki. Her söylediğimiz söze bir şey buldu. Hatta bilerek üzerime içecek döktü. Yine de alttan aldım. Bu kadar sakin biri olamamama rağmen çok sakin davrandım. Kıza benden fazla Tuğçe de sinir olmuştu. Pembe uzun bacaklarını ortaya çıkaracak bir etek ve üzerine de derin göğüs dekolteli bir bluz giymiş. Maşallah her yeri de kapalı! Gece boyunca umursamamaya çalıştım ama hareketlerine biraz daha devam etmeye başladı. Kesinlikle olay çıkacaktı.
"Sen daha küçük değil misin"
"Neden böyle küçük yaşta evlenmeye karar verdiniz"
"Yoksa hamile falan mısın"
"Ayy yazık sende demek kerem'in kullandığı kızlardansın ama sen zeki çıkmışsın baksana evlenmek zorunda kalmış"
gibi bir sürü cümle kurdu. Elimden geldiğince alttan aldım ama en son namusuma kadar ileri gitmeye başladı. Yerimden kalktım tuğce nereye diye sordu. Ona lavaboya gidip geleceğimi söyledim ve oradan ayrıldım. Uzun bir koridorda ilerlerken önümü birisi kesti. Bunun kim olduğuna baktığım zaman daha önce görmediğime emindim. Yanından geçip gitmek için bir hamle yaptım fakat o da aynı şekilde adım atınca geçemedim. Bilerek yaptığı belliydi çünkü yüzünde hain bir sırıtış vardı. Konuşmaya başlayınca bunun doğru olduğunu anladım "Ne bu acele böyle güzelim" dedi. Hoşgeldin bela. "Çekil önümden" dedim. Sinirli bir şekilde. "Çekilmezsem" diye karşılık verdi. Tehlikeli birisi olduğu tipinden belli oluyordu. Daha fazla direnmenin bir anlamı yok diye arkamı döndüm. Kızların yanına gidip oturacaktım. Fakat arkamı döner dönmez başka birisini gördüm. Sanki özenle benim için gelmiş gibi bir halleri vardı. Diğeri konuşmaya başladı "çok aceleci davranıyorsun daha yeni konuşmaya başladık" dedi. Artık emin oldum birisi bunları benim için göndermişti peki ama kim ve neden. Ne istiyorlardı benden. "Ne istiyorsunuz benden" diye sordum sesimi biraz yükselterek. Bu sefer ses arkamdan geldi "sadece eğleneceğiz" dedi. Boynumda hissettiğim sızı ile gözlerim kararmaya başladı. Ayaklarım artık beni taşıyamıyordu sanki. Yere düşerken birisi beni tuttu ve kucağına aldı. "Sen onu odaya götür telefonunu da patron istedi ben onu verip geliyorum" dedi. Son duyduğum sözler bunlardı ve sonrası ise karanlık.....
Tuğçe'den
Beren lavaboya diye gitti ama hala dönmemişti. Onu merak etmeye başladım. Yerimden kalktım ve arkadaşlara birazdan geleceğimi söyledim. İlerlerken Azra denen kızın biriyle telefonda konuştuğunu duydum. Biraz daha yaklaştım. Onu dinlemek çok ayıp olsa da bir işler çeviriyor olabilir. Çünkü çok tehlikeli bir kıza benziyor.
" hallediyorum"
...
"Merak etme buna izin vericem"
..
"Bir bildiğim var anneanne sen merak etme sadece izin vermiş gibi yapıcam"
..
"Nasıl mı olacak"
...
"Gazeteleri iyi takip et. Hem yanına gelince daha detaylı konuşuruz şimdi planımın son dokunuşlarını yapmam lazım"
..
Arkasında olduğum için beni farketmemişti her an farkedebilir diye yerime geri döndüm. Peki bu kızın anlattığı konu neydi. Konu ne olursa olsun çok tehlikeli bir iş çevirdiği kesin. Yerime geri oturmadan Beren'e bakmayı unuttuğumu hatırladım. Yürürken hemen geri döndüm ve geldiğim yöne yürüdüm. Fakat telefonum elimde titremeye başladı. Mesaj gelmişti. Hemen açtım mesaj Beren'den gelmişti. Açtım mesajı ve okumaya başladım "siz eve gidin annem biraz hasta olmuş yanına gidiyorum. Sabah görüşürüz evde". Eve gitmeye karar verdim. Kızların yanına döndüm onlara. Beren'in gittiğini ve benimde ayrılmak zorunda olduğumu söyledim ve yanlarından ayrıldım. Bardan dışarıya çıkınca Aras'ı aradım. Bir şeyler farklıydı aramızda ve Aras her konuşmamızda her şeyi hatırlayınca da beni affet diyordu. Kötü ne yapabilirdi ki diyerek hiç bu konu üzerine düşünmedim. Fakat bugün bir kaç fotoğraf karesi geldi aklıma. Beren'in doğum gününe gidiyorduk. Ben Aras'ın arabasındaydım ve sadece ikimizdik. Başka bir fotoğraf karesi ise ben Aras'a bakıp hep kahkaha atıyordum. Bunlarda beni üzecek hiçbir şey yoktu. Zaten çok düşününce basım feci ağrıyordu. Aras telefonu açtı. "İyi misin noldu bir şey mi hatırladın. Nerdesin gelip seni alayım. İyisin demi" bu beni gülümsetmişti. Arka arkaya bu soruları sorması beni önemsemesi hoşuma gitmişti. Gülümseyerek "iyiyim şey.." dedim. Aras "devam et istediğin şeyi söyle" dedi. Bende bir çırpıda söyledim "gelip beni alsan ve sahilde yürüsek olur mu biliyorsun yalnız dolaşmayı sevmem" dedim. Aras'ın güldüğünü gelen kahkahasından anladım "pinokyoyla yürü işim var" dedi. Bilerek yaptığını anladığım için bende oyuna devam ettim ve hafif kırılmış bir sesle "ama pinokyo yok annesi hasta olmuş onun yanına gitti" dedim. Aras bir an ciddi bir ses tonu ile "annesi rahatsız değil ki biraz önce annemi oradan aldım ve eve bıraktım. Gördüğümde gayet iyiydi" dedi. "Bana mesaj atmış annem rahatsız eve gidiyorum diye " dedim. Aras beni endişelendirmek istemediği için "ben seni alayım sonra sahile gideriz pinokyoyu da ararız o da gelir" dedi. Onu onayladım ve telefonu kapattım.
Aras'ı yaklaşık 20 dakika bekledikten sonra geldi. Arabaya bindim sakin bir yolculuk yaptık ve 15 dakika sonra sahile geldik. Sahilde bir banka oturduk. "Pinokyoyu aradın mı sen" diye sordum. Aras "hayır ararım şimdi" dedi. Onu onayladım. Aras telefonla sakin konuşmaya çalıştı ama gerildiği belli oluyordu. Telefonu kapatınca ne olduğunu sordum. Aras "Beren hala bardaymış" dedi. Ne olduğunu anlamamıştım. Ama hızlıca geldiğimiz yeri geri döndük 15 dakikalık yol beş dakika sürmüştü.bölüm sonu*****
Sizce Beren'i kim kaçırdı?
Azra Beren'in tahmin ettiği gibi kötü birisi mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UNUTULMAZ
HumorLiseyi Londra'da okuyan bir genç kız. Beren SEZİN. Ailesi tarafından bir kere dahi üzülmemiş bir kız. Yurt dışından dönünce ailesi tarafından hayal kırıklığına uğruyor. Onu bu kadar yaralayan ne? Hayatı nasıl tepetaklak olacak? Gerçek aşkı bulabile...