"Sen neler yaptın?" dediğimde asık suratını biraz daha asarak "Hiiç, her zamanki şeyler." diye geçiştirdi.
"Kötü bir şey mi oldu doğru söyle, çok keyifsiz görünüyorsun." dedim bu kez daha içten. Aynı zamanda elimi elinin üzerine koyup gülümsedim. O ise sesini biraz olsun yumuşatmaya çalışarak "İyiyim, gerçekten. Beni boşver asıl sen nasılsın? Bu anlattıklarına inanmakta hâlâ güçlük çekiyorum. Masal gibi.." dediğinde bile suratı asıktı.
"Kötü bir masal.." diye üzgünlüğümü belirtmeye çalıştım.
"Seni anlamak isterdim. " dedi bu kez buz gibi bakışlar eşliğinde. Şu ana dek Elena ile aramızda hiç böylesine tuhaf bir konuşma geçmemişti.
"Anlamak istemezdin." dediğimde tüm bunların benim için üzgünlükten başka bir şey olmadığını anlamasını istedim.
"Seni merak ettim ama ben Hermosada iken senden haber verebilecek kimse yoktu." dediğimde inanmamış gibi bakıyordu.
"O akşam eve gelen o adam hayatının değişmesine sebep oldu. Zaten normal bir hayatın yoktu. Antonio ile tamamen değişti." dedi aynı enerjisizlikle.
"Dave ile aranız nasıl?" dedim bu kez. Bu konu onu hep heycanlandırırdı.
"Aramız yok. Zaten burda değil." dedi. Yumuşatmaya çalıştığı seside kaybolmuştu.
"Kapıdada göremedim. Nereye gitti ki?" sorum onu rahatsız etmiş gibi olduğu yerde kıpırdandı biraz.
"Ailesini bulmaya gidecekmiş diye duydum." dedi aynı keyifsizlikle. Suratını büzüştürmesinde sıkılmaya başlamıştım. Sorduğu soruları mecburiyetten soruyor, verdiği cevaplarıda mecburiyetten veriyor gibiydi.
"Daha önce ailesini bulmaya çalışmıştı zaten. Neden tekrarlamaya gerek duydu acaba?" diye şaşkın bir cevap verirken soluk bakışları büyük bir ciddiyetle bana odaklamıştı.
"Sen nerden biliyorsun bunu?" diye sordu.
"Bir defa söylemişti." dedim çelişkide kalarak. Yanlış anlamış gibi bakıyordu. Bir süre birbirimize baktıktan sonra "Ben kalkayım en iyisi. Sonra görüşürüz." deyip çıktım odadan. Çok acayipti. Onu daha önce hiç böyle görmemiştim. Normalde en ufak şeyi bile ilgiyle dinler, bir sürü soru sorar ve sürekli gülümserdi. Karakteri değişmiş olabilir miydi? Belkide Dave ile arasında kötü bir şey olmuştur. Ya da annesiyle ilgili bir problemi vardır ve benimle paylaşmak istememiştir. Ama yinede bana bu kadar yansıtmazdı. Bana kırılmıştı kesin. Ama neden? Onunla iletişim kurmadığım için mi? Bu kadar anlayışsız olamaz. Elimde olsa ona haber verirdim. Bunu bilmeliydi. Arkadaşlığımızı derinden sarsacak bir şey olmuştu. Ama ne??
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Akşam gideceğimiz balo için hazırlanamaya başladım. Babamın dediğine göre baloyu düzenleyen kişi çok zengin fakat rütbe sahibi olmayan biriymiş. Soylu insanlara yakın olabilmek için sık sık balolar düzenler ve kralları, dükleri çağırırmış. Bizim için çok uzak olmayan balo mekanına gelmek için bazı krallar günlerce yolculuk yaparlarmış. Çünkü bu zengin adamın balolarını, diğer krallarla bir araya gelmek için bir araç olarak görürlermiş.
"Önemli kişilerle dolu bir yere gideceğim ve kendime giyecek düzgün bir şeyler bulmalıyım." diye düşünerek gardırobun kapağını açtım. Elbiselerin çoğu kafamda oluşturduğum görüntüye uyum sağlamamıştı. Biri hariç..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HERMOSA Prensesin Büyüsü
Fantasy"Ben Luciana. Kısa süre öncesine kadar Samniatis Krallığının saraya hapsolmuş prensesiydim. Taa ki 18. yaş günümde bir büyücü olduğumu öğrenene kadar." Bu zamana kadar sıradan bir prenses olarak yaşayan Luciana, 18. yaş günü şerefine verilen baloda...