27. Bölüm "Kaçış Planı"

1.8K 128 6
                                    

Güvenli bir süpürge yolculuğu sonrası Zencefil köyüne varmıştık. Etrafa bakına bakına Diken babanın kulubesine ilerliyorduk. Bir an duraksayıp kendi kendime dedim ki "Buraya Fırtınalar denizini aşıp gelmiştik."

Sırıttı Antonio. "Oda görevin bir parçasıydı." dedi. Yürümeye devam ettik. Diken babanın yolu neşeli ve hareketli bir sokaktan geçiyordu. Normalde hava sıcak olmasına rağmen bu sokakta tatlı bir kış geliyor, birbiri ardına gelen kulubelerin tepelerinden krema görünümünde karlar sızıyordu. Etrafta koşuşturan farklı canlılar vardı. Yine duraksadım.

"Ne kadardaa.."

"Ne??"

"Ne kadarda büyüleyici.."

"Büyüleyici??"

"Evet, sanki hayatımın geri kalanını geçirebilirmişim gibi."

"Senin olduğun her yer bana büyüleyici, ilkbahar."

Gülmeye başladım.

"Burası kış Antonio. Burası Clenderia ormanı değil ki. Sana ilkbaharı nasıl çağrıştırabilirim? Ölü yeşili gözlerimle mi?"

"Senin gözlerin.. gözlerin değilde bakışların.. İşte onlar aynı ilkbahar gibi. Bakınca umut doluyorum, mutlu oluyorum, her şey güzel olacakmış gibi.."

Ona doğru dönüp ellerini tuttum.

"Ama sen böyle güzel konuşunca zaman duruyor. Yapmamız gerekenler ne olacak? dedim. Gülümseyip yürümeye devam ettik..

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Kulubeden içeri girince beni şaşırtmayan bir manzara vardı karşımda. Diken baba, şöminesinin önünde oturmuş kitap okuyordu. Bizi gördüğüne şaşırmamış gibiydi.

"Hiç gelmeyeceksiniz sanmıştım, ne dikiliyorsunuz orda hadi geçin, geçin oturun." dedi. Bir yandan kahkalar atıyordu.

"Barışmışsınız ve iksiri aramaya devam edeceksiniz." dedi ardından. Konuşmamıza fırsat vermiyordu.

"Güzel haber Antonio. Fem'i bulmaya son bir adım. Zorlu bir adım." dedi. Ya nefes almak için ya da söylemekten korktuğu için bilmiyorum, duraksadı.

"Eevet, söyleyin Diken baba." diye panikledi Antonio.

"Marissa'nın şatosundan birini kaçıracaksınız." dedi.

O ismi duyunca yüzüm düştü. Antonio ise sorgulamakla meşguldü.

"Ne!! Neden bunu yapmalıyız? Kimi kaçıracağız ve en önemli soru nasıl kaçıracağız?" diye bağırmaya başladı Antonio.

"Sakin ol delikanlı. İksirin son parçası o kadında gizli. O bir tutsak. Onu özgürlüğüne kavuşturacaksınız. O size bir defa yardım etti, sıra sizde."

"Yardım mı etti? Kim bu kadın, nasıl bulacağız onu?"

"Size beyaz goncayı veren kadın."

Benim kafam o kadına gitmişti. Onu hatırlıyordum. Antonio ise başka bir şeye takılmıştı.

"Sen bunu nerden biliyorsun? Yani gülü bir kadından aldığımızı." diye sordu. Diken baba cevabını yalnızca kahkaha atarak verdi.

Bu defa ben sordum.

"Neden o kadın? Kim ki o? Onda bir gariplik sezmiştim. Genç gibiydi, aynı zamanda yaşlı. Yüzü çok solgundu. Çok yavaş yürüyordu. Hatta Antonio'ya da söylemiştim."

Antonio dediklerimi kafa sallayarak onayladı.

"Dediğim gibi, göreviniz o kadını kurtarmak. Planlarınızı yapmaya başlayabilirsiniz. Ulaşım konusunda ben size yardımcı olacağım." deyip kitabına geri döndü. Biz garip bakışmalar ardından düşünmek için dışarı çıktık.

HERMOSA Prensesin BüyüsüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin