YEDİ

841 82 50
                                    

Anlamakta güçlük çekiyordum. Aptalca bir şey yapmadan önce diyerek ne demek istemişti? Ve Baekhyun beni işaretleyenin o olduğunu neden söylemişti?

Baekhyun büyük bir odaya ulaşana kadar beni beraberinde çekti. Baktığımda kütüphaneye geldiğimizi gördüm.

"Neden iblis işareti olduğunu söyledin?" Dedi kapıyı kapatırken.

Koltuğu işaret edince oraya oturdum. "Başka bir şey aklıma gelmedi. Telaşlandım." Kafamı kaşıdım. Baekhyun koltuğun öteki ucuna otururken derin bir nefes verdi. "Şimdi beni de dahil ettin."

"Yapmana gerek yoktu." Dedim. "Neden öyle bir şey söyledin ki?"

"Yapılacak tek şey oydu. Yoksa Sehun soru sormaya devam edecekti." Diye açıkladı. O kadar kişi içinden neden o olmak zorundaydı?

"Sadece seni korumak için böyle bir şey yaptığım için mutlu olamaz mısın?" Bıkkınlıkla konuştu.

"Özür dilerim." Yavaşça gülümsedim. "Sanırım şimdiden sana iki şey borçluyum." Kıkırdadım.

"İki?"

"Dün gece çay ve ekmek, şimdi de bu." Diye cevap verdim.

"Geçen gün ceketimi sana verdiğimi de unutma." Deyip güldü. Sonra ikimizde gülmeye başladık. Baekhyun'u gülerken görmek şaşırmama neden oldu, bir şekilde rahatlamamı sağlamıştı.

"Gardının düşmesine izin verme Paige. Ne kadar insan gibi davransam da, hala bir yarı iblisim. Bana güvenmemelisin."

Yaklaşıp dikkatlice ona baktım. Güzel gözlerinin ve masum bir görüntüsünün olduğunu fark ettim.

"Bir anda neden böyle söylüyorsun?" Göz temasından kaçınırken benden uzaklaştı. Muhtemelen beni duymuştu.

"Yine de sana güveneceğim, güvenmek istiyorum." Gülümsedim.

Sıkıntıyla kafasını salladı. "Gerçekten inatçı birisin." Sessiz bir şekilde kıkırdadı.

"Beni neden buraya getirdin?" Diye sordum.

"Seni bir süre Sehun'dan uzak tutmak için." Diye cevapladı. "Aynı zamanda onu ikna etmek için, inatçılığının bulaşıcı olduğunu kim bilebilirdi ki?"

Güldüm. En azından bir süre Sehun'la bir sorunum olmayacaktı.

"Ama bu şekilde olan tek kişinin o olmasının nedenini söyler misin?" Sehun'dan bahsettiğimi biliyordu. İlk önce kararsız gözüktü ama sonra kafasını salladı.

"Annem Sehun'a hamileyken lanetlendi. Babamla iyi anlaşamadığı için bunu yaptı amcam. Annem hamileyken çok büyük bir kavganın ortasındaydılar. Babam amcamı alt etmeyi başarmıştı ama amcam hala intikam istiyordu. Böylece kavgaya annemi ve taşıdığı çocuğu da eklemiş oldu."

Yani işe Sehun ve annesinin karışmasının nedeni kötü zamanlamaydı.

"Kavgalarının nedeni neydi?" Diye sordum.

"Aile reisi pozisyonu için savaşıyorlar. Amcam yenilmeyi bir türlü hazmedemiyor."

"Şimdi neredeler?" Üveybabamın onların babasını nereden tanıyor olabileceğini anlayamıyordum.

"Babam senin üveybabanla birlikte, iş için tabi. Bu borçlarını da açıklıyor. Amcam ise zaman zaman uğrayıp bizimle uğraşıyor, özellikle Sehun'la."

Endişemi fark etmiş gibiydi. "Endişelenmene gerek yok, biz varız." Kafamla onayladım. En azından artık neler olduğu hakkında bir fikrim vardı, eskisi kadar bilgisiz değildim.

TWO FACEDHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin